Arabacılar Kahyası İsmail Ağa ( Melami Şeyhi )

tarafından
251
Arabacılar Kahyası İsmail Ağa ( Melami Şeyhi )

 

Ankara – altındağ – solfasol kabristanı

Arabacılar Kahyası İsmail Ağa ile ilgili bilgilere Mahir İz’in anılarında rastlıyoruz. Ankara Solfasol Köyü kabristanında kabri bulunan İsmail Ağa, Cumhuriyetin ilanı yıllarında Ankara’da gönül erbabı arasında önemli bir yere sahiptir. Mahir İz “İz Bırakanlar” isimli eserinde İsmail Ağa hakkında şunlar yazar:

“Ankara’dan şahsen tanıdığım Arabacılar Kahyası İsmail Ağa, işte mezkur Şeyh Nurü’l Arab’dan inabe etmiş olan Ankara Hukuk Mahkemesi azası Vehbi Efendi’den el almıştı. Yıllarca evvel Umumi Harp içinde bir gün berber Selanikli Kazım Nami’nin dükkanında traş oluyordum. Bu İsmail Ağa da köşede oturmuş çubuk içiyordu. Berbere anlattığı bir vak’a veya hikaye dolayısiyle bir Ayet–i Kerim’e okudu. Fakat verdiği mana birden bire nazarı dikkatimi celbetti, çünkü ancak okumuş yazmış bir hoca efendi bu kadar güzel tefsir edebilirdi. Hemen berberin elini tutup arkama dönerek baktım. İsmail Ağa “Ne o Efendi! Yakıştıramadın mı?” dedi. Ben mahcup oldum.

Berber işini bitirdikten sonra gidip yanına oturdum; yukarıda verdiğim izahatı kendinden öğrendim. Bu zatın Melamiliği amel bakımından Ehl i Sünnet yolundaydı; ezan okunur okunmaz camiye cemaate koşardı. Kıyafet tam o zamanki esnaf kıyafeti idi. Yalnız hoca efendilere veya meşayihe benzeyen uzunca bir sakalı vardı. Daha sonraları bütün Anadolu’da büyük bir şöhret kazandı.

Ben İstanbul’a döndükten sonra, bir gün Maraşlı Tahir Efendi merhumun müritlerinden ve Türkçe muallimlerinden Sivaslı Ali Bey’e rastladım. Şuradan buradan konuştuktan sonra “Bize gidip bir kahve içelim” dedi. Gittik. Ankara’da yapılan bir dil kong­resine iştirak etmesi için hemşehrisi olan Maarif Vekili Reşad Şemseddin Bey’e bir mektupla müracaat ettiğini ve bu suretle Ankara’ya gittiğini söyledikten sonra “Maksadım dil kongresi değil, İsmail Efendi hazretlerini ziyaretti” deyince ben şaşırdım. “İsmail Efendi kütüphaneden dışarı çıkmaz, Ankara’ya nasıl gitti?” deyince; bana “Sizin dediğiniz Kütüphane Müdürü İsmail Saib Efendi değil; bu bütün Anadolu’nun tanıdığı İsmail Efendi hazretleridir” diye karşılık verdi. Bu söz, bende bir tedaı yaptı; “Bu zat sakın Arabacılar Kahyası İsmail Ağa olmasın?” dedim. “Tamam, işte o zattır, kerameti zahirdir” dedi, ismini anarken bile derlenip toplandı.

Zannediyorum 1952 53 ders yılı içinde idi. Haydarpaşa lisesi’ne tanıdıkları ziyaret için gelen Maarif Vekaleti Teftiş Kısım Şefliğinden emekli Ankaralı Mehmed Galib Karabatur Bey’e ki -herkesin sevgisini kazanmış hayırhah bir zat idi- İsmail Ağa’yı sordum; “Vefat etti” dedi ve kerametine dair şöyle bir hadise anlattı:
“Bir gün kahvede iki kişi oturuyormuş. Merhum İsmail Ağa da yanlarındaki masada nargile içiyormuş. O zatlardan birine: “Ne düşünüp duruyorsun? Bu dünyada öyle yanlışlıklar olur ki, onu düzeltmeye kimsenin gücü yetmez.” ve diğerine de: “Herkesin verdiği söze aldanmamak, takdir yerini bulur.” demiş. Sonradan bu iki zat naklediyor: ilki, Ziraat Vekaleti memurlarından olup, isim yanlışlığı ile emekliye sevkedilmiş ve bu emr ı vakii düzeltemediği için üzüntü içinde imiş. Adı Hasan olan bu zat, asıl emekli yapmak istedikleri başka bir Hasan Bey yerine kur­ban olmuş, ikinci zat ise yukarıda adı geçen Çorum Mebusu Abdurrahman Dursun Bey imiş; kendisi partisi tarafından ihmal edilmiş, yine bir meb’usluk ona vaad edildiği halde, iki seçimde de hatırı sorulmamış; üzüntüsü ondan neş’et ediyormuş.

Mehmed Galip Bey, İsmail Ağa’nın birçok hususi halleri olduğunu da söyledi. Melamilerde bir husus nazarı dikkatimi celbeder. Bunların zikri sohbettir. Bu zevattan bazılarıyla görüştüm; herkesten başka türlü düşünüyor ve beyanları da başka türlü oluyor. Mesela Harbiye Nezareti Kalemi emeklilerinden merhum Fehmi Bey’le tanıştım.”

Ankara – Altındağ Solfasol Köyü mezarlığında bulunan kabri üzerindeki kitabede şu ibare yazılıdır:
“Kutbül arifin ve gavs’ül…vasılin kibarı muhakkıkini melami… yeden arifi billah Ankara evi Hacı İsmail Gül Efendi hazretlerinin ruhu saadetlerine Fatiha. hakka vuslatı: 26.5.193

Kaynak ; Manevi Mimarlarıyla Ankara , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Ankara Velileri I-II , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları

İlginizi Çekebilir  Hacı Tuğrul Baba