Abalı Baba – Hasan Veli

tarafından
334
Abalı Baba – Hasan Veli

Ankara – yenimahalle – memlük köyü

Halk arasında “Abalı Baba” olarak anılan bu ermiş kişinin türbesi, Yenimahalle ilçe merkezine 14 km mesafede bulunan “Memlik” Köyü’ndedir. Eski adı “Memlük” olan yerleşme, Karyağdı Dağı’nın güneydoğu­sunda, Dedeçamı Tepesi’nin güneyinde ve 1484 metre rakımlı Keklikdoruğu Tepesi’nin kuzeybatısındadır. Bölgede kutsal sayılan “Dedeçamı”koruluğu De­deçamı Tepesi’nin doğu yamacındadır. “Memluk’; Arapça bir kelime olup, biri­nin malı olan; kul, köle anlamına gelmektedir. Türklerin ilk iskan yerlerinden olan mahallede “Münir Derman” hazretlerinin kabirleri vardır.

Abalı Baba‘nın Hacı Bayram-ı Veli ile arkadaş olduğu rivayet edilir. Müellifi bilinmeyen “Hikayet” adlı yazma mecmuadaki rivayete göre Hacı Bayram-ı Veli hazretleri, Yoğunduvar Mahallesi imamı Muhsin Hace (Hoca) ve Abalı (Aba­cı) Dede ile birlikte Aksara’ya, Somuncu Baba hazretlerini ziyarete giderler. Hikayatta bu ziyaret şöyle anlatılır: Hacı Bayram’ın mürşid arayışını öğrenen Muhsin Hace (Hoca) ve Abacı Dede
ile diğer beş arkadaşı Hacı Bayram’ın ardından yetişerek Aksaray’a gelirler. Somuncu Baba’nın dergahını bulurlar ve kapısının önüne otururlar. Daha sonra Somuncu Baba dergahtan çıkar ve bunlara selam verip, gider. Bunlara hiç iltifat etmez. Üç gün kapıda beklerler. Salahaddn Beyim ki şeyhin dervişle­rinden tend meşreb idi. Bir gün Somuncu Baba dışarı çıkınca:
– “Hay sultanım! Şu müslümanlar sizin için geldi” der. Somuncu Baba cevap verir:
– “Balam! Bunların istediği bizde yok, neyleyelim!” Bunlar şeyhin bu sözü­ ne kanmayıp yedi gün daha şeyhin kapısında beklerler. Birgün yine Somuncu Baba dışarı çıkınca bu kez Hacı Bayram gayret gösterip şeyhden ısrarla kabul­lerini ister. Bunun üzerine Şeyh Efendi:
– “Sizin talep ettiğiniz bizde yokdur.” Hacı Bayram da:
– “O zaman emanetden bari bizi kurtar, size teslim edelim” der. Meğer Hacı Bayram, Kazasker’e tezkireci oduğu zaman bir kişi birkaç akçe vermiş kabul etmemiş. O kişi de “Sen akçeyi kabul etmezsen ben de tezkireyi almam!” de­miş. Hacı Bayram da çaresiz kalmış ve o akçeleri almış, bir yerde saklarmış. Sakladığı o akçeleri Şeyh Efendiye takdim etmiş. Şeyh Efendi de:
– “Emanete layık adem imişsin!” der ve yedi arkadaşıyla birlikte halvete ko­yar..”. Bu rivayete göre Abacı Dede de Somuncu Baba’ya mürid olmuştur.

İlginizi Çekebilir  Gazi Hüsrev Bey

Osmanlı belgelerinde Abalı veya Abacı Dede’nin adı geçmemektedir. Halk arasında Abalı veya Abacı unvanıyla bilinir ise de esas adı başka olabilir. 1462-63 tarihli Ankara Tahrir Defteri’nde İvedik Köyü’nün tamamı Memlük köyünün yarısı Hatib Ahmed Zaviyesi Vakfına aittir. Hatib Ahmed Osmanlının İlk dönemlerinde Ankara Şehir merkezinde yaşamış bilginlerdendir. Tahrir Defterinde “Murad Hüdavendiğar zamanında Seyidi Hüsam daha sonrada Yeğan Rüstem yermiş. Timurtaş Paşa Beğ il yazıcak. Sonra vakfiyeti müsellem tutulup, iki baştan vakfa tasarruf edilmiş. Bayezid Paşa, Karamanoğlu’nu basdıktan son­ra buranın divaniyesini Davud Ağa’ya vermiş. Bazı hassa yerlerle birlikte bağ ve bostan ve değirmen haracı ile öşr-i penbe (pamuk vergisi) divan hissesi olarak, geri kalanda vakıf hissesi olarak tasarruf edilmiş” kaydı bulunmaktadı. 1530 yılı Ankara Tahrir Defteri’nde ise Hatib Ahmed Zaviyesi vakıf mülkleri arasında Memlük mezrası, Göcek mezrası ve Ankara Çayı yakınında bir su de­ğirmeni bulunmakta ve yıllık hasılatı toplam 4.100 akçedir.

İlginizi Çekebilir  Şemseddin Sivasi

Abalı Baba türbesi, asırlar boyunca Ankara ve civarında psikolojik hasta­ların tedavi gördüğü bir kutsal mekan olmuştur. Günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. Türbeye yakın tarihi ve kutsal sayılan ardıç ağaçları son yıllarda kurumaya başlamıştır.

Kaynak ; Manevi Mimarlarıyla Ankara , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Ankara Velileri I-II , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları