Şeyh Buhari

tarafından
943
Şeyh Buhari

Kütahya Merkez’de Hükümet Konağı arkasına rastlayan Zeryen Mahallesi, Türbe sokakta, parkın karşısına rastalayan 2 no.lu Gümüşeşik Sokak’tadır.

Nakşi şeyhlerinden. Hayatı hakkında bir bilgi yoktur. Hükümet Konağı arkasına rastlayan Zeryen Mahallesi, Türbe sokakta, parkın karşısına rastalayan 2 no.lu Gümüşeşik Sokak’tadır

Kuzeyde sokağa bir cephesi dayalı duvarın arkasında, oldukça büyük kara planlı bir türbenin kalıntıları vardır. Sokak cephesinden başka avluya bakan cephede tamamen sağırdır. Bu cephede iri moloz taşların kaplamasız oluşu, buraya bitişik başka bir yapıyı da düşündürebilir. Doğu cephesi kalıntılarının orta yerinde bir kapı izi bulunmaktadır. Batıda bie eve bitişik olan duvarda ise sonradan araları örülmüş üç pencere görülebilmektedir. İçten kısmen sıvalı olmakla birlikte, hemen tamamen göçmüş olan kubbenin ve geniş pandantiflerin tuğla olduğu görülmektedir. Ayrıca tuğla pandantiflerin bittiği yerde , kasnaksız olan bu kubbede , bir sıra taş dizili olduğu ve tuğla kubbe örgüsünün bu sıraya oturtulduğu da gözlenmektedir.

İlginizi Çekebilir  Sakıb Dede

Kubbe yıkıntıları ve diğer moloz dolu olup, duvarların tepesinden girilebilen türbenin kuzeye yakın bölümünde, biri tek diğeri de yanında bir çocuk mezarı ile toplam üç sanduka vardır.

Bir berat ve kadı sicilindeki vakfiye kaydından, ”1836 da Kütahya ve Afyon muhasalı olan , sonradan 1842 de Hüdavendigar valiliğine getirilen Dilaver Paşa’nın burada bulunan Şeyh Buhari Türbesi ile Seyit Numan mescidi ya da Gümüşeşik adı verilen bölgeyi onartıp yeniden vakıflar düzenlediğini ve bir de yanında okul yaptırdığını ” öğreniyoruz.

Kütahya’ya genellikle Gümüşeşik adı ile tanınan bu yerde bulunan türbenin’de Şeyh Buhari Türbesi olduğunu bu kayıtlardan çıkarmak mümkün oluyor. Hiçbir kitabesine rastlamadığımız mezarların bulunduğu türbenin ilk yapılışı hakkında da kesin fikir edinmek mümkün değildir. 1838 Osmanlı kaydı, yukarıda geçen onarımla ilgilidir. Mimari özeliklerine göre XVI. Yy’a kadar indirmek mümkün olacaktır. Ancak XVI. Yy’a ait araştırmalarda adına rastalnmaması ve kendi mahallesi olan Zeryen Mahallesindeki böyle bir türbe veya zaviyeden Evliya Çelebi’nin de söz etmemiş olması ayrıca dikkat çekicidir.

İlginizi Çekebilir  Hz. Ali (r.a.)

Avluda bulunan dağılmış mermer mezarın baş ve ayak taşları XIX yy’ın tipik örnekleridir. Barak kıvrımlar arasında, özellikle natüralist çiçek motifleriyle süslü ayak taşı dikkar çekicidir. Baş taşındaki zorlukla okunan kitabesinde (1282 / 1865/66) tarihi ile mezarın Kütahyalı Hüseyin gazi Paşa’ya ait olduğu okunamaktadır.