kastamonu – aycılar camii yanında
Aycılar Mahallesi’nde kain Aycılar (Hacıabdullah) Camii’nin güneydoğu köşesinde Karabaş-ı Veli Medfeni olarak bilinen bir türbe vardır. Türbe, etrafı demir parmaklıkla çevrilmiş, yerden 90 cm. kadar yükseklikte taş duvarlı ve baş şahidesi kavuklu bir mezardan ibarettir.
Mezarın başındaki levhada Karabaş-ı Veli olarak bilinen Ali Alaeddin Etval isimli alim ve şeyhe ait bilgiler yazılıdır. Bu bilgiler doğru olmakla beraber, burada medfun olan zata ait değildir. Maamafih, bilvesile bu kıymetli alimin hayatına dair bilgi vermeyi uygun buluyoruz. Aşağıda burada medfun olması muhtemel iki zata ait bilgiler verilecektir.
Alaeddin Ali Etval Efendi, aslen Arapkirli olup Kastamonu’ya gelerek Şeyh Şa’ban-ı Veli’nin postnişinlerinden Çorum’lu İsmail Kudsi Efendi’ye mürit olmuş ve ondan icazet alarak halveti şeyhi unvanına erişmiştir. Uzun boylu olduğu için “Etval”; Şa’baniyye usulünce siyah sarık sardığı için de “Karabaş” unvanını almıştır.
Karabaş-ı Veli hazretleri aynı zamanda dirayetli bir alim ve müfessir olup Şerh-i Füsusi’l Hikem, Tarikatname ve Tabirname gibi yazılı eserleri vardır. Alaeddin Efendi, bir süre Kastamonu’da yaşamış ve bu sırada Aycılar Camii olarak bilinen camii yaptırmıştır. Bir ara Çankırı’da şeyhler arasında çıkan anlaşmazlığı çözmek üzere oraya gönderilmiş ve görevini tamamlayıp tekrar Kastamonu’ya dönmüştür. Daha sonra İstanbul’a giderek Üsküdar Rum Mehmet Paşa ve 1085 H. yılında Eski Valide Sultan tekkelerinde şeyhlik yapmıştır. 1090 H. yılında Limni adasına sürgüne gönderilmiştir. 1097/1685 yılında Mısır’ın Gaylan Köyü’nde hac dönüşü vefat edip orada toprağa verilmiştir. Mustafa Ma’nevi isimli bir oğlu vardır. Rahmetullahi aleyhi
Sözkonusu Aycılar türbesinde medfun olan zatın kim olduğu hususu tereddütlüdür. Halk tarafından bu zatın daha ziyade kıraat ve tecvid alimi olarak meşhur olduğu bilinmektedir. Asırlardan beri nakledilen ismi de Ali Efendi olduğuna göre bu mezarın, “Etval” lakablı değil ama aynı ismi taşıyan Müderris Alaeddin Ali Efendi olması muhtemeldir.
Bu değerli alim, Kastamonuludur. Müderris olup kıraat-ı seb’ayı talebesine tedris ederdi. (Kur’an-ı Kerimi 7 kıraat aliminin okuduğu şekliyle okur ve öğren cilerine de okuturdu) 907/1501’de vefat etti. Karabaş tecvidine şerhler yazdığı için bu lakapla anıldığı söylenmektedir. Bu bilgiler ışığında öteden beri saygı ve hürmetle ziyaret edilen Karabaş-ı Velı Türbesi’nde medfun olan zatın, adı geçen Kastamonulu müderris Alaaddin Ali Efendi olduğu tahmin edilmektedir.
Buradaki mezarın, vakıf kayıtlarında camiin banisi olarak gösterilen Hacı Abdullah Efendi’ye ait olması ihtimali de vardır. Aynı mahallenin Yeniyol Sokağı’nın sonunda etrafı demir parmaklıkla çevrili iken 1996 yılında betonarme olarak inşa edilmiş olan bir türbe daha vardır ki bu da Karabaş Efendi adıyla bilinir. İçinde üç adet mezar vardır.
Önceden ahşap parmaklıkla çevrilmiş bir tümsekten ibaret olan türbe zaman zaman definecilerin taarruzuna uğramaktaydı. Mahalle halkının türbe yapılması isteğiyle karşılaşan ve burada kabir olup olmadığından emin olmak isteyen dö nemin belediye başkanı Sayın Süleyman Yücel, rüyasında burada bulunan üç adet iskeletin başında Kur’an-ı Kerim okunduğunu gören salih bir zatın sözleri üzerine kazı yaptırmıştır. Gerçekten üç adet iskeletin mevcut olduğu görülmüş ve mevcut bina inşa edilmiştir.
Mahalle sakinlerinin ifadesine göre bu zatın iki kardeşinden birisi Aycılar Ca mii haziresinde, diğeri de Eski Tosya Caddesi’nin Duayolu Mevkii’ndedir. Ahşap parmaklıkla çevrilmiştir. Her üçü de ziyaretgahtır. Şahideleri bulunmadığından haklarında bilgi edinmek mümkün değildir. Rahmetullahi aleyhim.
Kaynak ;Kastamonu Camileri – Türbeleri – ve diğer Tarihi Eserler – Fazıl Çifçi – Kastamonu Belediyesi