Hacı Mustafa Kanber Baba

tarafından
88
Hacı Mustafa Kanber Baba

Edirne – Merkez – Niğbolu sokak

Mustafa Kanber Baba, Talib-i İrşadi‘nin halifelerinden olup, Edirne’ye neşr-i tarikatla görevlendirilmiştir. Kanber Baba‘nın İrşadi’ye on yedi yaşında intisab ettiği ve kendisinin sır katibi olduğu ve hizmetinde müstakim olduğu beyan olunmaktadır. İrşadi’nin önde gelen halifelerinden Divan sahibi Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi (ö. 1343/1925) bir şiirinde bu durumu şöyle anlatmaktadır:

Hazret-i İrşadi’nin sadık kuludur Kanberi
Erba’in-i leyle-i ‘aşık kuludur Kanberi

Nice demler hidmetinde müstakim kıldı anı
Ateş-i ‘aşk ile hem yanık kuludur Kanberi

Ta ezelden pir-i ‘aşka sıdk ile bel bağlayup
Mest-i la-ya’kıl olan Vamık kuludur Kanberi

On yedi yaşında düşdi zat-ı Hakk’ın bendine
Hikmetin tahsil iden na.tık kuludur Kanberi

Şimdi el’an dergeh-i valasının çalakıdır
Ol sebebden Hüsniya aşık kuludur Kanberi

Kanber Baba, Edirne’de faaliyetleri yürütmekle meşgul iken dar-ı bekaya göç etmiş olup, vefat tarihi belli değildir. Hüseyin Vassaf, onun Şeyh Muslihuddin Dergahı şeyhi olduğunu kaydederken , Edirne ile ilgili kaynaklarda durum pek açık değildir. Zira Badi Efendi, Kaleiçi’nde Kanber Baba Sokağı’nda yüz yirminci numarada eskiden Çukur Tekke halen Kanber Ağa (Ayağı) denilen bir Halveti zaviyesinden bahsederken, Oral Onur, Kanber Efendi’nin Nakşibendiyye’den Sebil Dergahı (İshak Paşa Dergahı) şeyhi olduğunu yazmakta, Hüseyin Yıldız da söz konusu İshak Paşa Dergahı’nın halk arasında “Kanber Baba Dergahı” olarak tanındığını belirtmektedir.

İlginizi Çekebilir  Kudret Dede

Bu arada Kanber Baba‘dan, asker derviş olarak geldiği Edirne’de hilafet alan Seyyid Hasan Necati Efendi (ö. 1938) ile yine Kanber Baba’nın delaletiyle Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi‘ye giderek intisab eden Hacı Hafız Tevfik Efendi (ö. 1945)’den de bahsetmek yerinde olsa gerektir.

Seyyid Hasan Necati Efendi, Kırıkkaleli olup, İlyas Efendi adında bir zatın oğludur. Kanber Baba‘dan asker derviş olarak geldiği Edirne’de hilafet almıştır. Nakledildiğine göre Necati Efendi, askerliğini Osmanlı zamanında “seyyid” olduğu için asker derviş olarak Talib-i İrşadi’nin kamil halifesi Kanber Baba‘nın Edirne’deki dergahında yapmış ve sülukunu burada tamamlamıştır. Askerlik görevi sona ermeye başladığı günlerde, Kanber Baba’yı bir telaş sarmış, hilafet vermek istediği Seyyid Hasan Necati Efendi’yi erbaine sokmuş, birinci erbainle maksat hasıl olmamış, ikinci erbainin ortasında Mustafa Kanber Baba celallenmiş ve Seyyid Necati’ye bir tokat aşk etmiş, bu tokatla birlikte basireti açılınca hem sevinmiş hem de tedirgin olarak, “evladım bu işin tokatla olacağını bilseydim seni bu kadar bekletmezdim” diye latifeyle gönlünü almıştır. Necati Efendi, 1925’li yıllara kadar memleketi Kırıkkale’de irşad faaliyetlerinde bulunmuş, bilahare tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla hizmetini köy odalarında yürütmüştür ve 1938’de beka yurduna göç etmiştir.

İlginizi Çekebilir  Nurettin Baba

Hacı Tevfik Efendi’ye gelince, Çanakkale Cami-i Kebir Mahallesi’nde 1281/ 1864’de dünyaya gelmiş olup, edip, haluk, adabı muhafazaya riayetkar bir zattır. Hüseyin Vassaf kendisiyle iki defa müşerref olduğunu kaydetmektedir. Dört beş yaşında iken mahalle mektebine başlayan Tevfik Efendi, Hafız Hasan Efendi’den Kur’an eğitimi, ve Hafız Muhammed Efendi’den de Kur’an’ı hıfz ile 1297/ 1880 senesinde İstanbul’a gelip, Fatih Camii’nde Eğinli Hacı Hafız İbrahim Efendi’nin dersine devam etmiştir. 1300/ 1883’te Çarşamba’da Murad Molla Dergahı’nda merhum Şeyh Arif Efendi zamanında imamet ve hitabet hizmetini üç sene kadar yürütmüştür. Bu sırada ulema ve meşayihden pek çok kimse ile sohbet etmiş, 1304/ 1887 senesinde Şehzade Seyfeddin Efendiye imam olmuş, aynca Kadiri şeyhlerinden Tophane İhtiyat Alay Müftüsü Hacı Bekir Cezbi’ye Efendi’ye intisab etmiştir. Tevfik Efendi, bu zattan müstahlef olarak Edirne ve Dimetoka’da Süvari Onikinci Alay İmametini deruhte edip, Kadiriyye tarikatından epeyce derviş toplama başarısını göstermiştir.
Bir müddet sonra Uşşaki şeyhi Mustafa Kanber Baba’mn delaletiyle

İlginizi Çekebilir  Pehlivanlar Şeyhi Seyyid Cemaleddin Efendi

Kilitbahir’de Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi‘ye intisab etmiştir. Hüseyin Hüsnü Efendi de gördüğü hal ve kemal hasebiyle Uşak’ta karar kılıp, sülukunu ikmale muvaffak olarak intisabdan sekiz sene sonra yani 1321/ 1903’de Uşşaki tacını giymiştir. Tevfik Efendi, daha sonra Çanakkale’de tarikatı neşre memur edilmiş ve Gazi Hasan Paşa merhumun Nara’da ihya ettiği dergahın meşihatına tevcih olunmuştur. 1945’te vefat etmiş olup, kabri Şehitlik Kabristanlığı’ndadır. Divan’ı da vardır.

Kamber Baba Tekkesi
Kamber Ayağı ve Çukur Tekke adlarıyla da bilinen Kan(m)ber Ağa Tekkesi; Dilaver Bey Ma­hallesi, Kamber Baba Tekke Sokak No:17′ de yer almaktaydı. Halveti tarikatına bağlıdır.  Kanber Baba’ya ait bir mezar bulunmaktadır. Etrafı taşlarla çevrilmiş, dikdörtgen bir forma sahip bu mezarın işlenmeden düz yüzeyler halinde dikilen baş ve ayak taşları bulunmaktadır. Ancak son yıllarda baş taşı önüne Uşşaki tarikatı Şeyhi Kutbu azam Hacı Mustafa Kamber (Baba) adının yer aldığı mermer bir kitabe daha eklendiği görülmektedir.

Kaynak ; Edirne Tekkeleri , N. Çiçek Akçıl , Edirne Valiliği Kültür yayınları
Osmanlının İkinci Başkenti Edirne’de Tasavvuf Kültürü , Dr. Selami Şimşek , Buhara Yayınları