Celalzade Salih Çelebi

tarafından
179
Celalzade Salih Çelebi

İstanbul – Eyüp nişanca camii haziresinde

Kanuni Sultan Süleyman dönemi alimlerinden olup tarih, edebiyat, dil bilimi ve fıkıh alanlarında eserleri bulunan çok yönlü bir şahsiyettir.

1494 yılında, aslen Tosyalı olan babasının kadı olarak olarak vazife yaptığı Priştine dolaylarındaki Vulitrin’de doğmuştur. Asıl adı Molla Salih bin Celal er-Rumi‘dir. Döne­min ünlü alimlerinden, özellikle İbn Kemal’den dersler alarak yetişmiş, hocasının bazı eserlerini istinsah etmiştir. Celalzade, aynı zamanda, Osmanlı’nın en büyük hattatlarından birisi olan Şeyh Hamdullah‘ın yetiştirdiği bir hattattır.

İlk olarak Edirne Saraciye Medresesi, ardından İstanbul’a çağırılarak önce Murad Paşa, Atik Ali Paşa ve 1536 yılında da Sahn-ı Seman Medreseleri’nde müderrislik yapmış, daha sonra da 1542 yılında Edirne Bayezid Medresesi’ne atanmış, İstanbul Bayezid Medresesi’nde de talebe okutmuştur. 1544 yılında Halep’e kadı olarak tayin edilen Celalzade Salih, bir süre bu görevden ayrı kalsa da yeniden göreve getirilmiş, Şam ve Mısır Kadılıklarını da yürütmüş, kadılık mesleğinden 1550 yılında emekli edilmiştir. Salih Çelebi, üç yıl ka­dar vazife yaptığı Mısır’da kadılık görevinde iken emekliye ayrılıp İstanbul’a gelmiş, Eyüp Nişancıbaşı’ndaki evinde ilmi araştırmalarına devam ederek kıymetli eserler kaleme almıştır. Bu arada Eyüp Medresesi’nde de müderris olarak hır sure vazife gördüyse de gözlerine perde inmesi üzerine tamamen evine çekilmiştir.

İlginizi Çekebilir  Kemah Dede

1565 yılında İstanbul’da vefat eden bu önem­li şahsiyetin kabri, kendisi gibi alim ve fazıl bir kişi olan, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’ın Nişancılığını ve Reisülküttablığını da yapan ağabeyi Celalzade Mustafa Bey‘in Eyüp’de yaptırdığı Nişanca Camii’nin haziresindedir.

Adil bir idareci olarak takdir gören Celalzade Salih Efendi’yi önemli kılan asıl özelliği tarihçiliğidir. Yine önemli bir tarihçi sayılan hocası İbn Kemal’e intisab ettiği yıllarda tari­hle ilgilenmeye başlamış, Edirne’de müderrislik yaptığı yıllarda da Kanuni’nin hükümdarlığının ilk sekiz yılını, Belgrad, Ro­dos ve Budin seferlerini anlattığı, Süleymanname olarak da bilinen Tarih-i Sultan Süleyman adlı eserini kaleme almıştır. Kanuni’nin beğenisini kazanarak, kendisinden istenen bazı Farisi eserleri tercüme ederek padişaha sunmuştur. En önemli eserlerinden biri kabul edilen ve sonraki yıllarda İspanyolca’ya da çevrilen Tarih-i Mısır’ı da Kanuni’nin isteği üzerine kaleme almıştır. Arapça, Farsça ve Türkçe yazdığı şiirlerinden oluşan bir de divanı vardır.

İlginizi Çekebilir  Osman Şems Efendi

Celalzade Mustafa Bey‘in kardeşi Salih Çelebi‘nin vefatına düşürdüğü tarih:

Dar-ı dünya menzif-i fani imiş
Hep geçer mir ü vezir ü padişah
İrse ger takdir-i hayy-ı ld-yemut
Saçılır toprağa tohm-ı ‘iz z ü cah
Avn-i Hakk ile birader-i ferid
Fazlu ‘irfan u ‘ulum ana sipah
Azm-i tarf-ı ahiret kıldı bu dem
Rahmet-i Hak’dan teala lutfullah
Rıhlet-i saini ma’lum itmeğe
İstedi Hak ‘dan Nisani pür-günah
Didi hatif bu du’a tarihidür
Kabr-i Safih cennet ola ya İlah, 973.

Aşık Çelebi’nin Celalzdde Salih Çelebi‘yi tarif ve tal­ tif ettiği, beyit:
Ulema-yı fudala-yı fukahadandır ol Şu’ara-yı bülega-yı füsahadandır of

Kaynak ; İstanbul’un 100 Sufisi , Ebru Erte , İBB Yayınları . .

İlginizi Çekebilir  Ahmed Remzi Akyürek