Bostancı Baba ( Bahaeddin Çelebi )

tarafından
171
Bostancı Baba ( Bahaeddin Çelebi )

kayseri – incesu

Kayseri’de türbesi bulunan velilerdendir. Hayatı hakkında hiçbir tarihi malumat bulunmamaktadır. Mezarı ve şimdi yıkıl­mış bulunan zaviyesi Kayseri merkez Küllü (Küllüce) Köyü’nde, Kızılırmak kenarındadır. Yakın zamanlarda yenilenmiş bulunan türbesi, burada bulunan es­ki bir mezarlık içindedir. Mezarında bu­lunan mezar taşlarında da herhangi bir yazı bulunmamaktadır. Köylüler türbe çevresindeki, geniş bir alanın onun der­gahına ait olduğunu söylemektedirler. Esasen köy türbe yakınındaki bir vadide bulunan eski yerinden tepede bulunan bugünkü yerine taşınmıştır.

Osmanlı dönemi 1500 ve1584 tarihli va­kıf tahrirlerinde “Vakf-ı Zaviye-i Bostan­cı Çelebi” olarak tahriri yapılmış bulunan Bostancı Çelebi Zaviyesi (Tekke)’nin ge­lir kaynağı olan arazinin “Ambar Viranı Mezrası (ekinliği)’nın ve Kızılırmak ke­narındaki Boyalı Mezrası veya Köyü” ol­duğu kayıtlıdır. Ambar Viranı, bugünkü şehrin Ambar arazisidir. Kızılırmak ke­narında olarak belirtilen Boyalı Köyü’nün ise bugünkü Küllü Köyü olduğu an­laşılmaktadır. Gerçekten Ambar’da bü­yük bir arazi Bostancı Çelebi vakfına ait iken son zamanlarda yanlış olarak, ora­daki Kara Mustafa Paşa vakıf arazisi ile birlikte kadastro tespiti ve mahkeme ka­rarı ile maliye hazinesine yazılmıştır. Va­kıf evladından Bayram Mazmanoğlu bu hususta vakfı kurtarmak için çalışmış ise de başarılı olamamıştır. Küllü Köyü’nde de bugün vakfa ait kayıtlı herhangi bir arazi kalmamıştır. Vakfın 1500 tarihli ya­zımında meşihatın (zaviye şeyhliğinin) Bostancı Çelebi evladından Elvan Çelebi veresesine ait olduğu ve halen Mevlana Cemal tarafından tasarruf edildiği kayıtlı­ dır.

İlginizi Çekebilir  Abdurrahman Gazi

XIII. veya XIV. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Bostancı Çelebi hakkında Hacı Bektaş-ı Yeli menkıbelerinde bahis bu­lunmaktadır. Buna göre sık sık Hızır (a.s.) ile buluşan Hacı Bektaş-ı Yeli bir gün Kayseri’nin yukarı tarafındaki Seykalan (kayıtlarda yanlış olarak Saklan olarak okunmuştur) Kalesi’nin (bu kale kalıntısı halen mevcuttur ve Fatih’le Karamanoğ­lu Plr Ahmed arasındaki anlaşmaya konu olmuştur) batısında (vakıf arazisinin bu­lunduğu Ambar’da) Hızır Aleyhi’sselam ile buluşur. Orada bir kişinin kavun ekti­ğini görürler (Ambar arazisi bugüne ka­dar kavunları ile meşhurdur). Önce Hacı Bektaş-ı Yeli sonra Hızır (a.s.) asıl adı Ba­haeddin Çelebi olan bostan eken zata “Kardeş, bostandan bir kavun koparıp getir deyiyelim” derler. Bostan sahibi Ba­haeddin Çelebi de “baş üstüne, inşallah olunca getiririm” deyince, ‘‘bunlar, belki olmuştur, bir dolaş ta bak” derler. Baha­eddin Çelebi “Bir bakayım” deyip bosta­na girdiğinde burnuna kavun kokusu ge­lir. Yeni ektiği bostan mahsul vermiştir. Bunlardan ikisini koparıp birini Hızır (a.s.)’a, diğerini Hacı Bektaş-ı Veli’ye ve­rir. Böylece Hacı Bektaş-ı Veli Bahaed­din Çelebi’ye himmet eder ve onu velilik mertebesine ulaştırır. Bahaeddin Çele­bi’nin adı da bundan böyle Bostancı Ba­ba olur ve birçok kerametler gösterir.

İlginizi Çekebilir  İncesu Türbeleri

Kaynak ; Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Kayseri’nin Manevi Mimarları , Muhsin İlyas Subaşı , Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Kayseri İlmiye Tarihinde Meşhur Mutasavvıflar , Ali Rıza Karabulut , Seyyid Burhaneddin Vakfı
Kayseri Uleması , H. Mehmed Zeki Koçer