Şeyh Seyfeddin Faruki (k.s.)

tarafından
1152
Şeyh Seyfeddin Faruki (k.s.)

Hindistan – Serhend’de İmam Rabbani hazretlerinin 200 metre güneyinde

İmam-ı Rabbani Hazretleri nin torunu ve eI-Urvetü’l-Vüska Muhammed Masum el Faruki Hazretleri’nin altıncı oğludur, ismi Muhammed Seyfüddîn, nisbesi Farükî’dir. Muhyi’s-sünne (sünneti ihya eden) lakabıyla meşhur olmuştur. 1055 (1645) senesinde Hindistan’ın Serhend şehrinde doğdu. 1684 (H. 1095) senesinde aynı yerde vefat etti. Kabri, babası Muhammed Masum el-Faruki Hazretleri’nin türbesinin yakınındaki türbededir.

Seyfüddin-i Farükî (Kuddise Sirruhü) küçük yaşından itibaren ilme yönelip ders okuyabilecek yaşa geldiği zaman Kur’an-ı Kerim’i ezberledi. Sonra amcası Muhammed Sa’id’den akli ve nakli ilimleri tahsil edip kısa zamanda çok şeyler öğrendi. Zamanının marifet deryası olan babası Muhammed Ma’sum-i Faruki Hazretleri’nin teveccüh ve sohbetleriyle, Nakşibendiyye yolunun usul ve adabı üzere tasavvuf yolunda ilerleyip, kısa müddet içinde manevi mertebeleri kat etti, birçok hallerin ve kerametlerin sahibi oldu. Manevî derecelere kavuşup, arifler semasının ayı ve alimlerin baştacı oldu. Kendisine, ilahî hazinelerin kapıları aralanıp, birçok ihsanlara kavuştu.

İlginizi Çekebilir  Şeyh Abdullah Dağıstani (k.s.)

Zahiren ve batinen olgunlaştıktan sonra babasının emriyle insanlara, Allah-u Te’ala’nın dinin, Rasullulah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in güzel ahlakını anlatmak ve vaktin sultanı Evrengzib AIemgir Han’ın dini terbiyesi için vazifelendirilip Delhi’ye gitti.

Sohbetlerinin bereketiyle Hindistan’da yayılmış birçok bidat ve sapıklık, Sultan Alemgir Han tarafından ferman çıkartılarak ortadan kaldırıldı ve Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in unutulmuş ve kaybolmuş sünnetleri ortaya çıkarıldı. Diğer vezirler, valiler ve devlet adamları da Seyfüddin-i Faruki Hazretleri’nin sohbetleriyle şereflenip hidayete kavuştular. Ona son derece saygı duyup huzurunda ayakta dururlardı.

Muhammed Seyfüddin-i Faruki Hazretleri’nin himmet ve bereketiyle, Hindistan’ın her tarafında İslamiyet yayılıp Müslümanlar kuvvetlendi. Bidat sahipleri ve kafirler perişan olup, hiçbir yerde kabul görmediler. Hindistan hiçbir zaman böyle bir devir görmemişti.

Muhammed Seyfüddin-i Faruki Hazretleri, Delhi’deki bu gelişmeleri ve Sultan Alemgir Han’ın sevindirici halini babasına mektup yazarak bildirdiği zaman, babası çok sevinip dua etti.

İlginizi Çekebilir  Hüsameddin Uşşaki (k.s.)

Delhi’de, onun sohbet meclisleri çok bereketli ve kalabalık olurdu. Kafirler, facirler, fasıklar da onun sohbet meclisine gelip, yüksek huzuruyla şereflenince, hidayete kavuşup eski günahlarına tevbe edip, istiğfar ederek geri dönerlerdi.

Onun sohbeti bereketiyle, binlerce kişi hidayete ve kemale kavuşup, yüksek derecelere ulaşmıştı. Dergahına her gün binlerce kişi gelir feyz alırdı. Delhi’de kurduğu tekkeden pekçok halifeler yetişti. Burada yetişen halifeler aracılığıyla, Nakşibendiyye’nin Müceddidiye kolu, Afganistan, Türkistan, Irak ve Şam bölgelerine yayıldı.

Ömrünü islamiyet’in emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek ve insanlara anlatarak onların dünyada ve ahirette saadete, kurtuluşa ermeleri için sarf eden Muhammedi Seyfüddin Hazretleri bin dört yüz veli yetiştirdi. Birçok velî ve mürşid-i kamil yetiştirip, insanların hidayete kavuşmalarına vesile oldu. Seyyid Nur Muhammed Bedayuni (Kuddise Sirruhü) yetiştirdiği talebelerinin en büyüğü ve kamilidir.

İlginizi Çekebilir  Abdulehad Serhendi

Sekiz oğlu vardı. Üçü kendi huzurunda kemale geldi. Beşi henüz küçüktü. Büyük olan oğulları Şeyh Muhammed Azam, Şeyh Muhammed Hüseyin ve Şeyh Muhammed Şu’ayb’dır. Diğer oğulları Muhammed İsa, Muhammed Musa, Muhammed Kelimetullah, Muhammed Osman ve Abdurrahman’dır. Altı kızı vardı. Bunların isimleri de Cennet, Habibe, Saire, Şehrî, Refiunnisa ve Zehra’dır. (Rahmetullahi Aleyhim ve Aleyhinne Ecma’în)

”Mektubat-ı Seyfiyye” adlı bir eseri olup, için de yüz doksan mektup vardır. Bu kıymetli eseri, oğlu Muhammed Azam (Rahimehullah) toplayıp kitap haline getirmiş, Hindistan’ın Haydarabad şehrinde basılmıştır.

Kaynaklar ; Lalegül dergisi – Cübbeli Ahmet Hoca Efendi
(Muhammed Fazlullah es-Serhendi, ‘Umdetü’l-makamat, sh:392; Yusuf en-Nebhanî, Cami’u keramati’l-evliya, 1/204; Muhammed Zahid el-Kevserî, İrgamü’l-merîd, sh:75; ‘Abdülmecid el-Ham, el-Kevkebü’d-dürriyye ‘ale’l-Hadaiki’l-verdıyye fi ecillai’s-sadati’n-Nakşibendiyye, sh:593-595; Ahmed Hilmî, Hadîkatü ‘1-evliya, sh:112; İslam Alimleri Ansiklopedisi, 16/173)