Gülağaç Türbeleri

tarafından
178
Gülağaç Türbeleri

Kara Abdal Türbesi
Kara Abdal Türbesi, Şeyh Turasan Dede’nin halifesine ait olup Gülpınar kasabasının Orta Mahallesinde, kabristanlığın içindedir. Sultan III. Murad adına tutulan defterde de bu köyün Aksaray’ın Bekir Nahiyesine bağlı olduğu söylenir. III. Murad zamanında, köyün yetmiş mükellef nüfusu vardır. Kara Abdal Zaviyesi yıkılmış, türbenin kubbesi de çökmüştür. Zaviyenin kubbeli camii ayaktadır. Hicip Kasabası, Hasan Dağı’nın sularını cömertçe akıttığı bir yere kurulmuştur. Bugün (Kayi, Kaya) gibi konuşulan yerde bu cami yıkılmış, taşları yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Cami bir kaynağın başına yapılmıştır.

Buradaki Türbe metruk bir kabristanın içindedir. Bu müslüman kabristan vaktiyle burada büyük bir köyün olduğunu gösteriyor. Eski adı (Hacip) olan ve buradaki bol sulu kaynaklarından dolayı önce Gürsu sonra da Gülpınar adı verilen bu kasabanın Hititler devrine kadar uzanan bir tarihi vardı.

Bekar Sultan Türbesi

Bekar Sultan Türbesi, Hıcıp (Gülpınar) köyünün 2 km. kadar yakınındadır. Karasu membaının sağında ekin ve yonca tarlalarının ortasında kubbeli bir türbedir. Türbeye ulaşmak için yol bulunmamakta ve tarlalardan geçilerek ulaşılabilmektedir. Türbe dört köşe temel üzerine oturtulmuş olup sekiz yüzlüdür. Alt kısmı kırmızı taştan, üst kısmı tuğladan yapılmış, tepe kısmında sekiz yüzün daralmasından oluşmuştur. Cephe genişliği 3.10 m. ve kuzeye açılmakta olan kapısının içten içe eni 0.95 metre, yüksekliği ise 2.15. m’ dir. Taşlar çok güzel ve birbirine uygun şekilde konulmuş olup, günümüzde de bu halini muhafaza etmektedir. Türbenin alt kısmını kuşak halinde saran boş bir kısım bulunmaktadır. Burayı çinili bir kuşağın sardığı fakat sonradan yok edildiği sanılmaktadır.

Türbenin kitabesi de kayıptır. Yapının taş kısmının bitip kubbe kısmının başladığı yerde yer yer mavi çinilerle süslenmiş istalaktiti andıran benzemeler vardır. Bunun altında çinili tuğla ile yazılmış bulunan çok nefis bir kufi yazı bulunmaktadır. Bu kufide Besmele ve Ayet-el Kürsi bulunmaktadır. Konyalı eserinde, türbenin son zamanlarda kubbesine bal yapan arıların balını almak amacıyla alt kısımların ve sandukaların dinamitle tahrip edilmiş olduğunu esefle kaydeder. Türbenin kubbe eteğinde bir pencere vardır. Bodrumunda da cenazeler ve mumyalık olmalıdır.

Türbenin kuzeyinde hamama ve havuza benzeyen kalıntılar ve doldurma harçlı yapı kalıntıları vardır. Türbenin güney kısımlarının alt tarafında temelleri bulunan bir zaviye yahut camiye benzeyen yer bulunmaktadır. Kitabesi yok olmuştur. Köylüler bu türbeye Bekar Sultan Türbesi demektedirler. Buranın büyük bir iskan yeri ve türbenin de Danişmendoğulları eseri olduğu kabul edilir.

Gönül Öney Anadolu’dakilerle İran’daki türbeleri mukayeseyi ele aldığı makalesinde, türbenin taş gövdesi, tuğla külahı ile sanki Ervah Tepe türbesinin altı taştan kopyası olduğunu, portal, stalaktitli saçak, ayet bordürü ile İran etkileri gösterdiğini kaydederek türbeyi XII. Yüzyıl sonu ile XIII. Yüzyıl başlarına tarihlendirir. Deniz de makalesinde aynı görüşü paylaşır150. Ervah Mezarlığı’nda bulunan ve 1930-35 yıllarında yıktırılarak tuğlaları hapishane inşasında kullanılan anonim türbeyle, Bekar köyünde bulunan Bekar Sultan Türbesi (XII. yy. başları), Orta Asya ve İran (Büyük Selçuklu) geleneğini devam ettiren iki iyi örnektir. Türbe Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2000’li yıllarda restore ettirilir.

Kaynaklar ; Aksaray Evliyaları , Abdulhalim Durma