Ana Sayfa>türbe(Sayfa 6)

Şehit Türbesi

Şehit Türbesi

Terme İlçesinin 17 km Güney Batısındaki Mescitli Köyü mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Şehit Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. Türbe 2010 yılındayeniden inşa edilmiş olup Kubatoğlu Cüneyt Beyin Askerleri olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; yarı kâgir şekilde yeniden inşa edilmiş.Çatısı beton ile kaplanmış, iç ve dışı ile sıvalıdır. Türbeye ait iki adet sanduka ahşaptan olup, zemin halı kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Şehit türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Es Seyyid Mahmut Türbesi

Es Seyyid Mahmut Türbesi

Terme’nin merkez Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Pazar Camii’nin doğu bitişiğinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Ahşap türbenin güney cephesinin üst kısmında iki sıra halinde istif edilmiş sekiz satırlık bir tamir kitabesi bulunmaktadır. Kitabeden türbenin, H.1256 / M. 1840 yılında, “İmamzâde Es-Seyyid Mahmud” tarafından “AmeleUsta Muhammed bin Memiş Arhavili” ye tamir ettirildiği anlaşılmaktadır. Ağaç üzerine yazılarak duvara yerleştirilen yaklaşık 3.50 x 0.30 m. ölçülerindeki kitabe, satır aralarında çizgilerle kartuşlara ayrılarak usta ve bani kayıtları düşülmüştür. Kitabenin metni şöyledir:”Hoş ziyaretgâh mahaldır, tekkeden olmaya ba’id / Hem teveccüh et Hûda’ya olasın daim said Sıdk ile eyle duayıömrünüz olsun mezid / Vasıta et, tekkesin kıl niyaz Hûda’ya çok Ne güzel etmiş müzeyyin tekkenin tamirini /Evliyalar hürmetine ber murad et, sen onun mucidini Ne kadar etsen ziyaret, çok eder himmetini / Vasıta et,tekkesin kıl dua Yezdan’a çok Sahibu’l-hayrat imamzade es-seyyid Mahmud, gafere leh sene 1256 / Amele UstaMuhammed bin Memiş Arhaveli”Türbenin bundan önceki hali bilinmemekle birlikte şimdiki yapının 1840’dan kalma olduğu anlaşılmaktadır. Yöreyle ilgili yayınlarda, türbede yatan zâtın, camiyi yaptıran/tamir ettiren evliya/denizci bir şahıs olduğu şeklindeki rivayetler kaydedilmiştir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tekke olduğu bilinen bu yerde hamam, aşevi bulunmakta büyük çınar ağaçları görülmektedir4.50 x 2.80 m. boyutlarındaki türbe, köşelerde Kurt boğazı geçmelerle tutturulmuş ahşap perdelerle yığma olarak inşa edilmiştir. Kırma çatıyla örtülü türbenin taş bir su basman üzerinde yükseldiği görülmektedir. İçerisindeki ahşapsanduka, çürüyen eskisinin yerine 1987’de yapılan yeni bir sandukadır. Türbede kayda değer mimari bir unsur görülmez
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Es Seyyid Mahmut Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içindeAllah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Hacı Alıko Türbesi

Hacı Aliko

Terme İlçesinin 14 kilometre güneyindeki Kocaman Beldesinin Kocaman Köy mezarlığında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Hacı Aliko Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır.Mezar başlığında 1773-1853 yılları arasında yaşadığı yazılmaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; sık ağaçlık içerisinde ahşap dikdörtgen şeklinde yapılmış olup Çatısı kiremit ile kaplanmış, çatı ile kabir arasında yarı açık bırakılmış. Türbeye ait sanduka betondan olup, zemin topraktır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Hacı olarak nitelendirilen ve korunan Hacı Aliko Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Yöre halkı ördek avlamak için bu alana havadan ağ germişler Hacı Aliko denen zat geceleyin bu ağı göremez ve ağa takılır köylüler ağa ördek takıldı diye ateş ederler köylüler ağın altına geldikleri zaman Hacı Alıko’nun yerde yattığını görürler buna bir anlam veremezler. Hacı Alıko’nun havada uçmasının bir keramet olduğunu düşünerek vurulduğu yere bir türbe yapmışlar. Genellikle hasta kişiler şifa bulmak amacıyla ziyaret etmektedirler.

Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Kazım Karabekir Paşa Türbesi

Kazım Karabekir Paşa Türbesi 1

Terme’nin 25 kilometre güneyinde köy mezarlık içinde Kazım Karabekir Paşa köyünde bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Köy Tekkesi” şeklinde anılan türbe, yapılara ait bir inşa kitabesi bulunmamaktadır.
MİMARİ ÖZELLİĞİ: Türbe; orijinali ahşap çatışı kiremit olarak inşa edilmiş içerisinde ahşap sandukası bulunmaktadır
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Köy Tekkesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Mahallinden edinilen bilgilere göre türbede metfun bulunan zat, köydeki dokuz yaşındaki çocuğun rüyasına girer. Çocuğa üstünü örtmesini söyler. Sabah uyandığında çocuk rüyasını büyüklere söyler ama büyüklerçocuğu dikkate almazlar. Çocuğun rüyasına tekrar giren zat yine üstünün örtülmesini söyler. Çocuğu büyükler yine dikkate almazlar. Çocuk üçüncü kez rüyasında zatı gördükten sonra ağlayarak uyanır. Çocuğun ağlaması üzerineyanına gelen anne ve babası çocuğun yüzünde 5 parmak izini görürler. Bu olayın ardından türbe ahşap ile kapatılır.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Tavuk Türbesi

Tavuk Türbesi

Terme İlçesinin 15 km kuzeyindeki Göl yazı Beldesi Kabalı Köyü yılanlı mevkide köye gidiş yolununsağında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Tavuk Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. 1800-1886 yıllarıarasında yaşayan Trabzon’dan sefere gelen askerlerden olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; kargır bina şeklinde yapılmış olup çatısı kiremitle kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. Sanduka ahşaptan olup, zemin beton kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Tavuk türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Türbeye sara hastası çocuklarını getiren yöre halkının tavuk kestiğinde çocuklarının iyileşmesi üzerine türbeye Tavuk Türbesi denmektedir. Genellikle Türbe hasta olan çocuklarına şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Geyikli Baba (k.s.)

Bursa’nın Gürsu İlçesi Babasultan Köyünde

Bursa’nın fethine katılan, Orhan Gâzî devri Osmanlı evliyâsından. İran’da Hoy şehrinde doğdu. Şeyh Ebü’l-Vefâ’nın yolundan feyz aldı.
Baba İlyâs Horasânî’den ilim öğrendi. Keşiş dağı ormanlarındaki dergâhında kalıp, geyiklerle haşır-neşir olduğu için Geyikli Baba adı verildi. Gideceği yerlere bir geyiğe binmiş olarak giderdi Sultan Orhan Gâzî zamanında kerâmetleriyle meşhûr oldu. Geyik sırtında Bursa’nın fethine katıldı. Bursa’yı kuşatan ordunun önünde, elinde altmış okkalık bir kılıçla küffâra karşı harb etti. Orhan Gazi zamanında Uludağ’ın doğu eteklerinde, İnegöl yakınlarında vefât edip, oraya defnedildi. Orhan Gazi tarafından kabri üzerine türbe yaptırıldı. Sonradan yine Orhan Gazi tarafından türbe yanına bir câmi ve dergâh ilâve edildi Sevenleri, çevresinde bir köy meydana getirdiler. Kurdukları bu köye Baba Sultan köyü adını verdiler. Geyikli Baba külliyesi, 1369 (m. 1950)’den sonra yeniden restore edilip, ta’mir edildi.

Geyikli Baba, Keşiş dağındaki dergâhında kendi hâlinde yaşar, gelenlere dinini öğretir, şehre inmezdi. Orhan Gazi, Bursa’yı fethettikten sonra, Bursa’nın fethinde yardıma gelen evliyânın gönlünü almak, onların bereketli duâlarına kavuşmak için bir imâret yaptırdı. Onları Bursa’ya da’vet etti. Orhan Bey’e yakınları Geyikli Baba’dan da bahsettiler. “İnegöl civarındaki, Keşiş dağında birçok derviş yerleşmiş, içlerinden bir derviş onlardan ayrılır, ormana gider, geyiklerle arkadaşlık eder. Sizin dostlarınızdan Turgut Alp, onun da dostudur. Sık sık onun ziyâretine gider, beraber sohbet ederler” dediler.

Orhan Gazi de haber gönderip, onun kim ve neci olduğunu öğrenmek istedi. Bursa’ya da’vet etti. “Eğer gelmezse, ben varıp elini öpeyim” dedi. Geyikli Baba’yı arayıp buldular. Sultânın sözünü arzettiler. “Baba ilyâs mürîdiyim, Seyyid Ebü’l-Vefâ Bağdâdî tarîkatındanım” diye cevap verdi. Bursa’ya da’vet ettiler, rızâ göstermedi. “Sakın Orhan da gelmesin. Dervişler gönül ehli olurlar, gözetirler.

Öyle bir vakitte varırlar ki, vardıkları zamanda ettikleri duânın kabûl olmasını arzu ederler” buyurdu. “Bari Orhan Gâzî’ye duâ et!” dediklerinde; “Biz onu hatırımızdan çıkarmıyoruz. Her zaman devletine duâ ile meşgûlüz. Onun İslâmiyete hizmeti sebebiyle, sevgi ve muhabbeti kalbimizde taht kurmuştur” diye haber gönderdi.

Aradan zaman geçti. Geyikli Baba, dergâhının yanından bir ağaç dalı keserek omuzuna alıp yola revân oldu. Doğru Bursa hisarına vardı. Pâdişâh sarayına girip, avlu kapısının iç tarafına, getirdiği dalı dikmeye başladı. Sultan Orhan Gâzî’ye haber verdiler. “Bir derviş gelmiş, saray avlusuna ağaç diker” dediler. Sultan çıkıp hâli gördü. Bu dervişin Geyikli Baba olduğunu bildi. Ağacı dikince doğrulup, Orhan Gâzî’ye: “Bu hatıramız burada kaldığı müddetçe, dervişlerin duâsı senin ve neslinin üzerinedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak. Evlâtların dîn-i İslama çok hizmet edecekler” deyip; “Kökü sâbit, dalları ise göktedir” meâlindeki, İbrâhim sûresi 24. âyet-i kerîmesini okudu. Az sonra da geldiği gibi gitti. Diktiği ağaç ulu bir çınar oldu. O ağacın bugün bile mevcût olduğu, Bursa’da Üftâde’ye giden Kavaklı caddedeki çınar ağacı olduğu söylenmektedir.

Bir zaman sonra Orhan Gazi, Geyikli Baba’ya iâde-i ziyârette bulundu. Ona; “İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun” dedi. “Mülk ve mal cenâb-ı Haktandır, ehline verir, biz O’nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emîr ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukara kısmına, Allah adamlarına “yakışmaz” diye cevap verdi. Pâdişâh ısrar edince, kendisine hibe edilen yerlere bedel olarak, dergâhının çevresinden az bir miktarını dervişlere odunluk olarak kabûl edip, Sultanın gönlünü aldı. Orhan Gâzî de kabûl etti, râzı olup, çok duâlar aldı.

Taşköprüzâde merhum, “Şakâyık-ı Nu’mâniyye”sinde, Osmanlının gülbahçesinde yetişen, Nu’mân’ın (İmâm-ı a’zamın) bülbüllerini anlatırken, Geyikli Baba’dan da bahs eder ve kabrini ziyâretle şereflendiğini söyler. “Kabrini ziyâret ettim. Kabrin yakınında bir mezar daha gördüm. Türbedârdan bu mezarın kime âit olduğunu sordum. Germiyanoğullarından saltanat sahibi bir kimse iken saltanatı terk edip, Geyikli Baba’nın hizmetine giren ulu bir kimsenin mezarı oluduğunu söyledi” demekte ve zamanında Geyikli Baba’ya gösterilen i’tibârı ifâde etmektedir.

1) Âşık Paşazâde târihi (İstanbul: 1332) sh. 1962)
2) Şakâyık tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 31
3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-5, sh. 3943
4) Nefehât-ül-üns sh. 690

Fotoğraflarını bizimle paylaşan www.seyyahcelebi.com.tr sayfasından Allah razı olsun.

Kabalı Türbesi

Kabalı Türbesi

Terme İlçesinin 11 kilometre kuzeyindeki Gölyazı Beldesi Kabalı Köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Kabalı Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; kargır bina şeklinde yapılmış olup çatısı kiremitle kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. Sanduka ahşaptan olup, zemin tahta kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Kabalı türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin anlattığına göre savaş sırasında bu türbenin bulunduğu yerden top sesleri geldiği ancakhane sayısı arttığı zaman bu seslerin duyulmaz olmuş. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla adak adayıp ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Emrullah ve Nurullah Türbesi

Emrullah ve Nurullah Türbesi

Terme İlçesinin 17 km Kuzey Batısındaki Geçmiş Köyü Akar yanı mevkisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Emrullah ve Nurullah Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır.Sefere gelen askerlerden oldukları söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; 1979 yılında kargır bina şeklinde yapılmış olup çatısı kiremitle kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. İki adet sanduka ahşaptan olup, zemin beton kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Emrullah ve Nurullah türbesi hakkında pekçok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin birinin evindeki kullandığı malzemeler yerlerinde alınıp yere atılıyormuş ev sahibi bunun üzerine evi sökmeye karar verir. Ev sahibi rüyasında iki zat görür. Bu zatlar ev sahibine “Bizi ilerde çukur olan yere koyun bir daha sizi rahatsız etmeyeceğiz” der. Rüya sonrası ev sahibi sabah kalkar kalkmaz o zatlarındedikleri yere gider. Oranın çukur olduğunu görünce burayı türbeyi yapar. Ayrıca İstiklal savaşında bu türbeden iki ışığın gece ayrılıp sabah namazında döndüğünün görüldüğü rivayet edilmektedir. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla adak adayıp ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Gani Dede

Gani dede

Terme İlçesinin 20 km güney doğusundaki Evci Beldesinin Yahyalı Mahallesi’ndeki tepe üstünde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Gani Dede Tekkesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. Kubaoğlu Cüneyt’in komutanlarından olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; açık alanda beton zemin üzerinde kabirmermer kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Tekke olarak nitelendirilen ve korunan Gani Dede Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin anlattığına göre köyde bir kadın ölür ve bu zatın yanına gömülür. Ertesi gün mezarlığa gelince kadının mezarlığının darmadağın olduğu görülür. Yöre halkı mevtayı oradan alıp köy mezarlığına gömer veburayı da türbe şekline getirmişler. Genellikle Türbe hasta olan hayvanlarının şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Küçük Türbesi – Samsun

Küçük Türbesi

Terme İlçesinin 10 km Güney Batısındaki Dibekli Köyüne 1 km mesafedeki Yukarı Mahallesinde merkezcamının yanında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Küçük Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. 1400 yıllarda Çelebi Beyliklerinde Manga kol başı olarak yaşayan ve şehit düşen Osmanlı askerlerinden olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken son yıllarda ateş tuğlasından kâgir şekilde mavi kemer işlemeli olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısında bir kubbe bulunan türbe, içi sıvalıdır. Türbeye ait sanduka ateş tuğlasından olup, zemin seramik yapılmış üzeri halı kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Şehit olarak nitelendirilen ve korunan Küçük Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. 1413-1418 yılları arasında Dikbiyikli Köyü’nde yaşayan Çelebi Beyliği bir Tabur Askerle burada yaşadıkları bu zatın manga kol başı olduğu savaşta şehit düştüğü rivayet edilmektedir. Küçük Türbesi genellikle çocuğu olmayan kadınlar tarafından ziyaret edilmekte, Allah’tan (c.c) kendilerine hayırlı evlatlar vermesiistenmektedir. Şehidin Hatırına edilen duaların kabul olduğu yönündeki inanış ile birlikte yöre halkının türbeyeilginin artmasına neden olmaktadır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)