Mehmed Talui Efendi (k.s.)

Bolu – Mudurnu’da ilçe merkezinde yer alan Kanuni Sultan Süleyman camii haziresinde

Mudurnu Velilerinden. 1689’da Mudurnu’da doğdu. İstanbul’da Halveti Şeyhi Nasuhi Efendi ve oğlu Ali Efendi’nin yanında yetişti. 1742 ‘de Halveti Tekkesine Şeyh oldu. Ömrünün son yıllarında yeniden Mudurnu’ya döndü ve 1757’de vefat etti. Kabri şerifi ; Mudurnu’daki Kanuni Sultan Süleyman camii bahçesindedir.

Kaynak ;Türkiye Gazetesi , Orta Anadolu Evliyaları , cilt 1

Şeyh Eşref-i Sani (k.s.)

Bolu – Mudurnu’da Kanuni Sultan Süleyman camii karşısındaki Abdurrahim Tirsi hazretlerinin yanında

Mudurnu Velilerindendir ve Şeyh Lütfullah Efendi’nin oğludur. Babasından tarikat alıp, gerekli kademelerde hizmet edip seyrini tamamladıktan sonra irşad postuna oturmuş, nice aşıklara ilahi neşe veren şarabı içirmiştir. Ömrünü mücahede ve riyazatlarla geçiren erenlerdendir.

Hicri 1109 , miladi 1697 senesinde ahiret yurduna göçmüştür. Abdurrahim Tirsi hazretlerinin türbesinin yanında yüce Allah’ın rahmet ağuşuna tevdi kılınmıştır. Hem zahir, hem de batın ilimlerde ulaşılmaz bir doruk idi.

Şeyh Eşref-i Sani Efendi’nin Silsile-i Şerifi

1. Hz. Seyyid-i Kâinât Muhammed-i Mustafa (sas.)
2. Hz. Ali (ra.)
3. Hz. Hasan Basri (ks.)
4. Hz. Habib Acemi (ks.)
5. Hz. Maruf Kerhi (ks.)
6. Hz. Sırrı Sakati (ks.)
7. Hz. Cüneyd Bağdadi (ks.)
8. Hz. Ebû Bekir Şibli (ks.)
9. Hz. Abdülvahid Tamimi (ks.)
10. Hz. Şeyh Ebu Fereç Tarsusi (ks.)
11. Hz. Şeyh Ebu Kureyşi Ayiyul Hakari (ks.)
12. Hz. Şeyh Ebu Said Mubarek Mahsumi (ks.)
13. Hz. Şeyh Seyyid Abdulkadir Geylani (ks.)
14. Hz. Şeyh Seyyid Şemseddin Muhammed (ks.)
15. Hz. Şeyh Seyyid Şehabeddin Ahmed (ks.)
16. Hz. Şeyh Seyyid Hüseyin Hamavi (ks.)
17. Hz. Şeyh Seyyid Eşrefoğlu Rumi (ks.)
18. Hz. Şeyh Abdurrahim Tirsi (ks.)
19. Hz. Şeyh Muslihiddin Efendi (ks.)
20. Hz. Şeyh Hamdi Efendi (ks.)
21. Hz. Şeyh Sırrı Ali Efendi (ks.)
22. Hz. Hamdullah Sani Efendi (ks.)
23. Hz. Şeyh Lütfullah Efendi (ks.)
24. Hz. Şeyh Ahmed Efendi (ks.)
25. Hz. Şeyh Eşref Sani (ks.)
26. Hz. Şeyh Abdullah Efendi (ks.)
27. Hz. Salih Efendi (ks.)
28. Hz. Şeyh Abdülkadir Efendi (ks.)
29. Hz. Şeyh Muhyiddin Efendi (ks.)
30. Hz. Şeyh Şerafüddin Efendi (ks.)
31. Hz. Şeyh İzzeddin Efendi (ks.)
32. Hz. Şeyh Abdullah Efendi (ks.)
33. Hz. Şeyh Avnüllah Efendi (ks.)
34. Hz. Şeyh Fahreddin Efendi (ks.)
35. Hz. Şeyh Ahmed Ziyaeddin Efendi (ks.)
36. Hz. Şeyh Mehmed Fahreddin Efendi (ks.)
37. Hz. Şeyh Nafiz Efendi (ks.)
38. Hz. Şeyh Ahmed Ziyaeddin Efendi (ks.)

Şiir kabiliyeti bulunan hazretin ilahilerinden bir örnek ;

Gönülde ateş-i aşk ile yanmış taze dağım var,
Benim bu tekye-gah içre sönmez bir çerağım var.

Bana olmaz mukabil, kimse, meydan-ı muhabbette,
Elimde tiğ-ı himmet gibi bir yalın bıçağım var.

Aceb mi kuşe-i uzlette daim itikaf etsem,
Benim bu kainatın iltifatından ferağım var.

Bu Sani Eşref’in hiç bab-ı arza ihtiyacı yok,
Muhammed Mustafa gibi benim bir sığıncağım var.

Kaynak ;
Rahmi Serin, Hayreddin Tokadi Hazretleri ve Bolu ilçelerindeki Türbeler
İstanbul ve Anadolu evliyaları , Pamuk Yayınları

Bünyamin Ayaşi (k.s.)

Ayaş ilçe merkezindeki Bünyamin Ayaşi ilköğretim okulunun hemen yanında bulunan Bünyamin Ayaşi camiindedir

Asıl adı Mustafa’dır. ” Sultan İbn-i yamin el Ayaşi” lakabıyla da anılır ve Ayaşlı olduğu içinde Bünyamin Ayaşi ismiyle şöhret bulmuştur. Seyyid nesebli ve babasının adı Yamin’dir. Ayaş kazasında doğmuş ve burada vefat etmiştir. Doğum ve ölüm tarihleriyle ilgili kesin bir bilgi yoktur.

Bazı kaynaklarda ve Ankara Salnamesinde Hacı Bayram Veli hazretlerinin halifesi olduğu kabul edilse de Dede Ömer Sikkini hazretlerinin halifesi olduğu genel kabul görür. ( Özelikle Melami kaynaklarında) Hayatının ilk dönemiyle ilgili yeterli bilgi yoktur. Hüseyin Vassaf efendi ; Sefine-i Evliyasında Bünyamin Ayaşi hazretlerinin şeyhinden sonra 26 sene makam-ı hilafette bulunduğunu belirtir.

Melami Büyüklerinden Sarı Abdullah Efendi ” Semaratü’l – Fuad” ında Bünyamin Ayaşi hakkında şöyle bir menkıbe nakleder ; Bünyamin Ayaşi hazretleri irşad vazifesini yürütürken bazı kıskançlık ve iftiralar sebebi ile Kütahya Kalesine hapsedilir. Zamanın padişahı Kanuni Sultan Süleyman ise Rodos Kalesi’ni yedi ay muhasara etmesine rağmen adanın fethini gerçekleştiremez. Padişah bu başarısızlığın sebebini mahiyetindekilere sorar. Bünyamin Ayaşi’nin dostlarından ve Kanuni’nin çuhadarı olan bir kişi ” Sultanım Hacı Bayram Veli tarikatından Bünyamin Ayaşi bunca zamandır Kütahya Kalesinde mahpustur. Kuvvetli kanaatım budur ki Rodos’un İslam askerlerine şimdiye kadar mukavemet ederek fethedilmemesinin sebebi Bünyamin Ayaşi’nin mazlumen hapsolunmasıdır” der. Bu teklifi uygun gören Kanuni, hazretin serbest bırakılmasını ferman buyurur ve Bünyamin Ayaşi’nin hapisten çıktığı gün Rodos kalesi feth olunur.

Bünyamin Ayaşi hazretlerinin ; Aziz Ruşen Efendi , Sivaslı Osman Efendi ve Bolulu Süleyman Efendi adlı üç halifesi olmakla birlikte melami silsilesi Bünyamin Ayaşi’nin halifesi olarak Pir Ali Aksarayi hazretleriyle devam eder.

Şeyh Bünyamin Ayaşi hazretlerinin vefat tarihi ihtilaflıdır. Mahmud Kefevi 1512 yılını , Müstakimzade 1510 yılını verir. Atai ve İ. hakkı Uzunçarşılı’da Dede Ömer Sikkini’nin halifesi olduğunu belirterek 1520 tarihini verirler.

Bünyamin Ayaşi hazretlerinin türbesi , Ayaş ilçe merkezindeki Bünyamin Ayaşi ilköğretim okulunun hemen yanında bulunan Bünyamin Ayaşi camiindedir.

kaynak ;
Abdülkerim Erdoğan , Ankara Erenleri II , Ankara B. Şehir Belediye yayınları , 2013
Sarı Abdullah Efendi , Semeratu’l – Fuad
Hüseyin Vassaf , Sefine-i Evliya , Kitabevi yayınları , 2013
Baki Yaşar Altınok , Hacı Bayram veli ve Bayramilik Melamilik , Ahi yayınları
Lalizade Abdulbaki Efendi , Aşka ve aşıklara Dair / Melami Büyükleri, Furkan Yayınları
Abdurrezzak Tek , Melamet Risaleleri , Emin Yayınları , 2007
Abdülbaki Gölpınarlı , Melamilik Ve Melamiler , Milenium Yayınları , 2011
Mehmed Hakan Alşan , Anadolu Erenleri Melamet Hırkası , Kurtuba Yayınları , 2012

Emir el- Hac Veliyyüddin bin Berekât Şah

Emir el- Hac Veliyyüddin bin Berekât Şah

Samsun -Havza’nın 19 kilometre Kuzeydoğusuna düşen Dere Köyü merkez cami yanında bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında ” Zeyneddin bin Veli ” şeklinde anılan türbe, batısındaki aynı adlı camiyle birlikte, camiyebitişik inşa edilmiştir. Türbe ve camiye ait bir inşa kitabesi bulunmamaktadır. Hüseyin Hüsameddin’in Amasya Tarihi adlı kitabına göre cami ve türbe, Selçuklu Emirlerinden’ Emir el- Hac Veliyyüddin bin Berekât Şah tarafından H. 647 /M. 1249-50’de yaptırılmış ve vakıfları düzenlenmiştir. Türbenin banisi olarak gösterilen Selçuklu Emiri Veliyyüddin’inismine ise kaynaklarda rastlanmamaktadır. Cami ve türbenin tarihini aydınlatacak başka bir belgeye de ulaşılamamaktadır. Mevcut yapım plânı, duvar kalınlığı, işçiliği ve mimari elemanları bu tarihe uygun düştüğündentürbenin yapımı için kitapta verilen H. 647 / M. 1249-50 tarih söylenebilir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; içten sekizgen, dıştan ise camiyle bitişmesi ve kuzeyinde bir giriş mekânı yer almasıitibariyle, güneydoğu köşesi pahlı, dikine dikdörtgen şeklindedir. İçten sekiz köşeli, piramidal külah örtülü yapı,dıştan camiyle birlikte kırma çatıyla örtülüdür. Sıvalı sekizgen külah, pek muntazam değildir. Çatı, 1940 yılında kuzeye eklenen caminin çatısının devamı olarak yapılmıştır. Kuzey cephedeki kapıyla girilen türbenin, sekizgenkenarları, birbirine yakın ölçülerde, ancak aynı değildir. Kıble duvarında alt seviyedeki mazgal pencere, yapınınaltındaki cenazelik katına işaret etmektedir. Sekizgen yapının kuzeyinde yeni cami, batısında eski cami bulunmaktadır. Türbenin kuzeyi, doğu yönde yeni bir kapıyla girilen, enine dikdörtgen şeklinde olup, bir tür girişolarak belirmektedir. Ancak bugün etrafını kapatan duvarlarla kendiliğinden oluşan bu kesimde, orijinalde ne tür birdüzen olduğu anlaşılamamaktadır.Yapının zamanla aldığı görünüm, türbe olduğu kanaatini vermekten uzaktır. Türbeye; tek kanatlı, iki panoyaayrılarak oymalarla bezenmiş ahşap bir kapıyla girilir. Eğilerek girilecek kadar alçak tutulan kapının eşiği, hafifyüksekçedir. Birbirinin simetriği dikdörtgen panolarda, ortada tüm panoyu kaplayan eşkenar dörtgen çerçeveiçerisinde, “S” kıvrımlarıyla birlikte, stilize, bitkisel bir kompozisyon görülür. Barok karakterli iri kıvrımların ortasında,papatya benzeri stilize bir çiçek motifi yer alır. Panonun köşelerinde oluşan üçgen alanlarda, daireden dağılan ışıkdemetlerini hatırlatan, bir kompozisyon vardır. Ahşap yüzeyin oyulmasıyla kabartılan kompozisyonun üslubu,türbenin ilk inşasından çok sonralara; geç devir Batılılaşma dönemine işaret etmektedir. Sadece kıble yöndekipencereden ışık alan yapının içi, bir hayli karanlıktır. Pencerenin yetersizliğiyle birlikte, duvarlar ve külahın kısa tutulması, yapının içinde basık bir etki uyandırmıştır. Türbede sanat değeri taşımayan iki sanduka bulunur. Ortadakibiraz daha büyük, kıble taraftaki küçük olan sandukalar, kabaca yapılmış olup, küçük olanın bir çocuğa ait olmasıbeklenir. Zamanla elden geçirilen, halen beyaz alçıyla kaplı sandukaların, kimlere ait olduğu konusunda bir belgeolmamakla birlikte, bani ve bir yakınına ait olabilecekleri akla gelmektedir. Duvarlarda içte dört köşede, 1.70 m.yükseklikte taş kandillikler göze çarpar.
RİVAYET: Rivayet olunur ki, kısa bir süre öncesine kadar türbe duvarındaki delikten bakıldığında Emir el-HacVeliyüddün Bin Berekat Şah’ın ayaklarının çürümemiş bir şekilde olduğu bakanlarca görülmekteydi. Ancak türbeiçindeki sehpanın çökmesi nedeni ile artık görülmemekte. Yine rivayet olunur ki define aramak için türbeye girenkişiler define aramaya fırsat bulamadan başlarına gelen çeşitli belalar nedeniyle perişan olmaktadır. Yöre halkıtarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan “Dereköy Evliyası” veya ” Zeyneddin bin Veli ” olarak tanınantürbe ziyaret yeridir. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın(c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Genellikle erkek çocuk isteyen ve ruhsal bozukluğu bulunanhastalar türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummakta adaklar adamaktadır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Ahmet Efendi Türbesi – Samsun

Ahmet Bey - Samsun

Samsun – Havza’nın 5 kilometre kuzeyinde bulunan Aslan Çayırı Köyü’nde tepe üstünde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Ahmet Efendi Türbesi ” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; tepe üzerine dikdörtgen şeklinde 1,5 metrelik bahçe duvarıyla yarı açık olarak çevrilmiştir. Türbe içinde doğal taşlardan yapılı kabir ve ağaçlar vardır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Koca Dede Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Mahallinden edinilen rivayetlere göre Ahmet Efendi yaklaşık 400 yıl önce Aslançayır Köyü’nde şehit düşen bir komutandır. Ahmet Efendi ile birlikte şehit düşen 5 askerde köyün farklı yerlerine defnedilmiştir. Ahmet Efendi’nin köydeki bir kuyudan su alıp mezarına giderken gözden kaybolduğunu gören köylüler bulunmaktadır.Rivayetlerde Ahmet Efendi’nin türbesi ile diğer mezarlıklar arasında geceleri ışıklar gelip gitmektedir. Yoğun ağaçlıklarla çevrili Ahmet Efendi Türbesi’nden kimsenin odun veya çalı alamadığı alanların çeşitli musibetlere uğradığı da rivayetler arasındadır. Ayrıcı mezar yanından 3 İhlas bir Fatiha okuyup dal ve yaprak koparmadan kırıparkaya bakmadan gidildiğinde yaprak ya da dal kuruyunca sivilce ve siğillerin kaybolduğuna inanılmaktadır. Türbehalk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Hasta olarak genellikle sarılık hastaları türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummaktadır
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Büyük Tekke Türbesi – Denizli

Denizli – Buldan ilçesine bağlı Yenicekent Mahallesi’nde, mezarlık alanı içerisinde yer almaktadır.

Emir Sultan Türbesi olarak da bilinen türbenin kime ait olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Sekizgen formlu yapının kubbesi yarım küre şeklinde olup, sekizgen bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Yapı tamamen devşirme taş bloklardan inşa edilmiştir. Türbenin bulunduğu alanda çok sayıda antik mimari parça bulunmaktadır. Yapıda kullanılan ve çevresinde bulunan mimari parçaların büyük çoğunluğu Tripolis Antik Kenti’nden getirilmiştir.

Türbenin girişi kuzey cephesindedir. Giriş kapısı ahşap ve çift kanatlıdır. Kapının üzeri yuvarlak formlu mermer kemerle sonlandırılmıştır. Yapıda kapı haricinde herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Tuğla örgülü olan kubbesi içeriden ve dışarıdan sıvalıdır. Duvarları ise yalnızca içeriden sıvalıdır. Türbenin içinde sonradan yapıldığı anlaşılan bir sanduka yer almaktadır. Türbe günümüzde iyi durumdadır.

Fotoğraf ve Metin için Kaynak ;Denizli Kültür Envanteri , Denizli Belediyesi , 2014 , sy 23

Seyyid Süleyman Paşa – Samsun

Çarşamba İlçesinin merkezi Yeşil ırmağın doğu kenarında Rahtvân Camii haziresi’nde bulunmaktadır.

TARİHÇE ;Hazinedarzâde Süleyman Paşa, 1812-1818 yılları arasında Trabzon Valiliği görevinde bulunmuştur.Caminin kuzeyinde beş kemer gözlü son cemaat mahallinin önünde enine dikdörtgen bir alanı kaplayan hazire bulunmaktadır.19. yüzyılın ilk yarısında Samsun ve çevresinin idaresini elinde tutan Hazinedarzâde sülalesine mensup şahıslara aittir Hazirede 52 mezar mevcuttur.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Camii haziresinde bulunan mezar, hazîrenin batısında, demir parmaklıklarla çevrilidir.Şahideli, üstü açık sanduka formundaki mezar, bir platform taşı üzerine oturmuş baş ve ayakucu şahideleriyle yanpehlelerinden oluşmaktadır.Başucu şahidesi kaideli, prizmatik gövdeli ve kallâvî kavukludur.Şahidenin gövde bölümü tamamen kitabeye tahsis edilmiştir.Ayakucu şahidesi ise kaideli, prizmatik gövdeli ve tepeliklidir.Şahidenin gövdesi kıvrımdallar ve akant yapraklarının birlikte oluşturduğu kompozisyonla dekorlanmıştır.Gövdenin alt kısmından çıkan iki kıvrımdal, yükselerek dört sarmal yapmakta ve uçları tepede birleşmektedir.Dalların sarmal hareketi sonucu gövde üzerinde oluşan biri elips, diğer üçü daire formlu şekiller lâle şeklindetasarlanmış stilize akant yapraklarının ters-düz yerleştirilmesiyle doldurulmuştur.Üstte yer alan tepelik ise, bütün yüzeyi dikey olarak yivlendirilmiş saçaklı başlık şeklindedir.Şahidelerin kaide aynalıkları ile yan pehleler üzerinde yer alan bezeme,esasını girlandlar, akant yaprakları ve güllerinoluşturduğu bitkisel unsurlardan müteşekkildir.Buna göre sandukanın bütün dış cepheleri küçük sağır sütuncelerle on altı eşit aralığa bölünmüş ve bir aralıktauygulanan kompozisyon diğerlerinde de tekrar edilmiştir.Bu kompozisyonda lâle şeklinde biçimlendirilmiş akant yaprakları arka planda üst üste iki sıra halinde zeminikaplamış durumdadır.Altta bulunan yaprakların içinden çıkıp yanlara açılarak yükselen ve sonradan içe doğru kıvrılan simetrik dallarınucuna birer gül motifi kondurulmuştur.Güller cepheye dönük olarak tasarlanmıştır.Ön planda ise, sütunceler üzerinden aşağıya sarkan uçları gülbezeklerle sabitlenmiş, ortalarında yine birergülbezeğin yer aldığı yarım daire formlu girlandlar silsilesi sanduka cephelerini dolanmaktadır.Ayrıca sanduka kanatları üstten içi stilize küçük yaprak dizileriyle dolgulu bir frizle konturlanmıştır.Frizde yer alan yaprak motifleri sütuncelerin kaideleri üzerinde de görülmektedir.

Başucu şahidesi üzerindeki celi sülüs hatlı Osmanlıca kitabe şu şekildedir.
1- Hüve’l-hallâku’l-bâkî١- ‫ال باق ى ال خ لاق ٌو‬
2- Göçüp tevhîd ile dâr-ı fenâdan٢- ‫ف ىادن دار اي لً ت وح يذ ك وجوب‬
3- Gidüp arş tahtına rûhî revânı٣- ‫رواو ى روحي ت ح ت ىً عرش ك يذوب‬
4- Hüdâ yâ izz ü şânın hurmetîçün٤- ‫حرم ت يچون شاو ك عسو ي ا خذا‬
5- Cinânda Kevser’e kandırasın ânı٥- ‫او ى سه ق او ذري ك وث ري ج ىاو ذي‬
6- İdüp dâr-ı fenâdan azm-i rihlet٦- ‫رح لت عسم ف ىادن دار اي ذوب‬
7- Mekânın eyle firdevs-i a‘lâyı٧- ‫اع لائ ى ف ردوش اي لً م كاو ه‬
8- Oku ihlâs ile bir fâtiha gel٨- ‫ك ل ف ات حً ب ر اي لً اخ لاص اوق و‬
9- Ecel bir kimseye virmez emânı٩- ‫اماو ي وي رمس ك م س يً ب ر اجل‬
10- Merhûm ve mağfûr Hazînedârzâde١۰ – ‫زادي دار خسي ىً مغ فور و مرحوم‬
11- Es-Seyyid Süleymân Paşa efendimizin١١ – ‫اف ىذي مسك پ ا شا س ل يمان ال س يذ‬
12- Rûhîçün el-fâtiha١٢ – ‫ال فات حً روح يچون‬
13- Fî sene 1233 cim 21١٣ – ‫ س ىً ف ى‬١٢٣٣ ‫ ج‬٢١
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Es-Seyyid Süleymân Paşa Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe; halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlariçinde şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. 1794 yılından itibaren Canik sancağı yönetiminde Çarşamba-KurdAhmedlü köylü Hazinederzade Süleyman Ağa etken olmaya başlayacaktır. Osmanlı devlet yönetimi de, icraatları veyönetim tarzlarıyla devlete külfet olmaya başlayan Caniklizadeleri zamanla tasfiye sürecine girerek bırakılan busiyasi boşluğu yine onların yetiştirmeleri olan Çarşambalı bu aileye bırakacaktır.Kurtahmetli ve Boyacılı köyleri, haznedaroğulları ailesinin yerleştiği köylerdir. Kurtahmetli Köyü’ndeki PAŞAMezarlığı Haznedar oğullarına ait mezarlıktır. Bu iki köyde çok önemli tarihi izler mevcuttur.Süleyman Paşa, Canik sancak yöneticiliği ve vezir rütbesiyle Trabzon eyalet valiliği yapmışlardır. Bu dönemdeÇ arşamba ticarette çok gelişmiş, Canik Sancağı ve Trabzon Eyaleti Hazinedaroğulları tarafından çoğu zaman buradan yönetilmiştir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi

Çarşamba’ya 6 kilometre mesafede Samsun – Ordu karayolu üzerinde bulunan Akçatarla Köyü’ndebulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yenideninşaa edilmiştir. Çatısı kiremitle kaplı olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbeye ait kabrin sandukası ahşaptandır. Sandukanın alt kısmı ve yerler ise fayans ile döşenmiştir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi hakkındaçok fazla rivayet bulunmamaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Sarılık Türbesi – Samsun

Çarşamba’ya 15 kilometre kuzeyinde bulunan Akçatarla Köyü’nün 1 kilometre yol kıyısında bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Sarılık Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı betonarme olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe 2 bölümden ibaret olup birbölümü mescit olarak kullanılmakta diğer bölümde kabir bulunmaktadır. Türbeye ait kabrin sandukası ahşaptandır.Yerler ise fayans ile döşenmiştir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Sarılık Türbesi hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Sarılık hastası kişilerin şifa bulması nedeniyle türbeye halk tarafından Sarılık Türbesi denilmiştir.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)