Ana Sayfa>evliya(Sayfa 10)

Kazım Karabekir Paşa Türbesi

Kazım Karabekir Paşa Türbesi 1

Terme’nin 25 kilometre güneyinde köy mezarlık içinde Kazım Karabekir Paşa köyünde bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Köy Tekkesi” şeklinde anılan türbe, yapılara ait bir inşa kitabesi bulunmamaktadır.
MİMARİ ÖZELLİĞİ: Türbe; orijinali ahşap çatışı kiremit olarak inşa edilmiş içerisinde ahşap sandukası bulunmaktadır
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Köy Tekkesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Mahallinden edinilen bilgilere göre türbede metfun bulunan zat, köydeki dokuz yaşındaki çocuğun rüyasına girer. Çocuğa üstünü örtmesini söyler. Sabah uyandığında çocuk rüyasını büyüklere söyler ama büyüklerçocuğu dikkate almazlar. Çocuğun rüyasına tekrar giren zat yine üstünün örtülmesini söyler. Çocuğu büyükler yine dikkate almazlar. Çocuk üçüncü kez rüyasında zatı gördükten sonra ağlayarak uyanır. Çocuğun ağlaması üzerineyanına gelen anne ve babası çocuğun yüzünde 5 parmak izini görürler. Bu olayın ardından türbe ahşap ile kapatılır.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Geyikli Baba (k.s.)

Bursa’nın Gürsu İlçesi Babasultan Köyünde

Bursa’nın fethine katılan, Orhan Gâzî devri Osmanlı evliyâsından. İran’da Hoy şehrinde doğdu. Şeyh Ebü’l-Vefâ’nın yolundan feyz aldı.
Baba İlyâs Horasânî’den ilim öğrendi. Keşiş dağı ormanlarındaki dergâhında kalıp, geyiklerle haşır-neşir olduğu için Geyikli Baba adı verildi. Gideceği yerlere bir geyiğe binmiş olarak giderdi Sultan Orhan Gâzî zamanında kerâmetleriyle meşhûr oldu. Geyik sırtında Bursa’nın fethine katıldı. Bursa’yı kuşatan ordunun önünde, elinde altmış okkalık bir kılıçla küffâra karşı harb etti. Orhan Gazi zamanında Uludağ’ın doğu eteklerinde, İnegöl yakınlarında vefât edip, oraya defnedildi. Orhan Gazi tarafından kabri üzerine türbe yaptırıldı. Sonradan yine Orhan Gazi tarafından türbe yanına bir câmi ve dergâh ilâve edildi Sevenleri, çevresinde bir köy meydana getirdiler. Kurdukları bu köye Baba Sultan köyü adını verdiler. Geyikli Baba külliyesi, 1369 (m. 1950)’den sonra yeniden restore edilip, ta’mir edildi.

Geyikli Baba, Keşiş dağındaki dergâhında kendi hâlinde yaşar, gelenlere dinini öğretir, şehre inmezdi. Orhan Gazi, Bursa’yı fethettikten sonra, Bursa’nın fethinde yardıma gelen evliyânın gönlünü almak, onların bereketli duâlarına kavuşmak için bir imâret yaptırdı. Onları Bursa’ya da’vet etti. Orhan Bey’e yakınları Geyikli Baba’dan da bahsettiler. “İnegöl civarındaki, Keşiş dağında birçok derviş yerleşmiş, içlerinden bir derviş onlardan ayrılır, ormana gider, geyiklerle arkadaşlık eder. Sizin dostlarınızdan Turgut Alp, onun da dostudur. Sık sık onun ziyâretine gider, beraber sohbet ederler” dediler.

Orhan Gazi de haber gönderip, onun kim ve neci olduğunu öğrenmek istedi. Bursa’ya da’vet etti. “Eğer gelmezse, ben varıp elini öpeyim” dedi. Geyikli Baba’yı arayıp buldular. Sultânın sözünü arzettiler. “Baba ilyâs mürîdiyim, Seyyid Ebü’l-Vefâ Bağdâdî tarîkatındanım” diye cevap verdi. Bursa’ya da’vet ettiler, rızâ göstermedi. “Sakın Orhan da gelmesin. Dervişler gönül ehli olurlar, gözetirler.

Öyle bir vakitte varırlar ki, vardıkları zamanda ettikleri duânın kabûl olmasını arzu ederler” buyurdu. “Bari Orhan Gâzî’ye duâ et!” dediklerinde; “Biz onu hatırımızdan çıkarmıyoruz. Her zaman devletine duâ ile meşgûlüz. Onun İslâmiyete hizmeti sebebiyle, sevgi ve muhabbeti kalbimizde taht kurmuştur” diye haber gönderdi.

Aradan zaman geçti. Geyikli Baba, dergâhının yanından bir ağaç dalı keserek omuzuna alıp yola revân oldu. Doğru Bursa hisarına vardı. Pâdişâh sarayına girip, avlu kapısının iç tarafına, getirdiği dalı dikmeye başladı. Sultan Orhan Gâzî’ye haber verdiler. “Bir derviş gelmiş, saray avlusuna ağaç diker” dediler. Sultan çıkıp hâli gördü. Bu dervişin Geyikli Baba olduğunu bildi. Ağacı dikince doğrulup, Orhan Gâzî’ye: “Bu hatıramız burada kaldığı müddetçe, dervişlerin duâsı senin ve neslinin üzerinedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak. Evlâtların dîn-i İslama çok hizmet edecekler” deyip; “Kökü sâbit, dalları ise göktedir” meâlindeki, İbrâhim sûresi 24. âyet-i kerîmesini okudu. Az sonra da geldiği gibi gitti. Diktiği ağaç ulu bir çınar oldu. O ağacın bugün bile mevcût olduğu, Bursa’da Üftâde’ye giden Kavaklı caddedeki çınar ağacı olduğu söylenmektedir.

Bir zaman sonra Orhan Gazi, Geyikli Baba’ya iâde-i ziyârette bulundu. Ona; “İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun” dedi. “Mülk ve mal cenâb-ı Haktandır, ehline verir, biz O’nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emîr ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukara kısmına, Allah adamlarına “yakışmaz” diye cevap verdi. Pâdişâh ısrar edince, kendisine hibe edilen yerlere bedel olarak, dergâhının çevresinden az bir miktarını dervişlere odunluk olarak kabûl edip, Sultanın gönlünü aldı. Orhan Gâzî de kabûl etti, râzı olup, çok duâlar aldı.

Taşköprüzâde merhum, “Şakâyık-ı Nu’mâniyye”sinde, Osmanlının gülbahçesinde yetişen, Nu’mân’ın (İmâm-ı a’zamın) bülbüllerini anlatırken, Geyikli Baba’dan da bahs eder ve kabrini ziyâretle şereflendiğini söyler. “Kabrini ziyâret ettim. Kabrin yakınında bir mezar daha gördüm. Türbedârdan bu mezarın kime âit olduğunu sordum. Germiyanoğullarından saltanat sahibi bir kimse iken saltanatı terk edip, Geyikli Baba’nın hizmetine giren ulu bir kimsenin mezarı oluduğunu söyledi” demekte ve zamanında Geyikli Baba’ya gösterilen i’tibârı ifâde etmektedir.

1) Âşık Paşazâde târihi (İstanbul: 1332) sh. 1962)
2) Şakâyık tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 31
3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-5, sh. 3943
4) Nefehât-ül-üns sh. 690

Fotoğraflarını bizimle paylaşan www.seyyahcelebi.com.tr sayfasından Allah razı olsun.

Kabalı Türbesi

Kabalı Türbesi

Terme İlçesinin 11 kilometre kuzeyindeki Gölyazı Beldesi Kabalı Köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Kabalı Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; kargır bina şeklinde yapılmış olup çatısı kiremitle kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. Sanduka ahşaptan olup, zemin tahta kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Kabalı türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin anlattığına göre savaş sırasında bu türbenin bulunduğu yerden top sesleri geldiği ancakhane sayısı arttığı zaman bu seslerin duyulmaz olmuş. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla adak adayıp ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Emrullah ve Nurullah Türbesi

Emrullah ve Nurullah Türbesi

Terme İlçesinin 17 km Kuzey Batısındaki Geçmiş Köyü Akar yanı mevkisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Emrullah ve Nurullah Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır.Sefere gelen askerlerden oldukları söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; 1979 yılında kargır bina şeklinde yapılmış olup çatısı kiremitle kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. İki adet sanduka ahşaptan olup, zemin beton kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Emrullah ve Nurullah türbesi hakkında pekçok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin birinin evindeki kullandığı malzemeler yerlerinde alınıp yere atılıyormuş ev sahibi bunun üzerine evi sökmeye karar verir. Ev sahibi rüyasında iki zat görür. Bu zatlar ev sahibine “Bizi ilerde çukur olan yere koyun bir daha sizi rahatsız etmeyeceğiz” der. Rüya sonrası ev sahibi sabah kalkar kalkmaz o zatlarındedikleri yere gider. Oranın çukur olduğunu görünce burayı türbeyi yapar. Ayrıca İstiklal savaşında bu türbeden iki ışığın gece ayrılıp sabah namazında döndüğünün görüldüğü rivayet edilmektedir. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla adak adayıp ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Arzuman Türbesi

Arzuman Türbesi

Terme İlçesinin 19 kilometre Kuzey Batısındaki Geçmiş Köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Arzuman Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. Sefere gelen askerlerden oldukları söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; kargır bina iki oda şeklinde yapılmış olup çatısı beton kaplanmış içi ve dışı sıvalıdır. Sanduka ahşaptan olup, zemin beton halı kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Türbe olarak nitelendirilen ve korunan Arzuman Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Genellikle Türbe hasta olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla adak adayıp ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Gani Dede

Gani dede

Terme İlçesinin 20 km güney doğusundaki Evci Beldesinin Yahyalı Mahallesi’ndeki tepe üstünde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Gani Dede Tekkesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. Kubaoğlu Cüneyt’in komutanlarından olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; açık alanda beton zemin üzerinde kabirmermer kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Tekke olarak nitelendirilen ve korunan Gani Dede Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. Köylülerin anlattığına göre köyde bir kadın ölür ve bu zatın yanına gömülür. Ertesi gün mezarlığa gelince kadının mezarlığının darmadağın olduğu görülür. Yöre halkı mevtayı oradan alıp köy mezarlığına gömer veburayı da türbe şekline getirmişler. Genellikle Türbe hasta olan hayvanlarının şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Küçük Türbesi – Samsun

Küçük Türbesi

Terme İlçesinin 10 km Güney Batısındaki Dibekli Köyüne 1 km mesafedeki Yukarı Mahallesinde merkezcamının yanında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Küçük Türbesi” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. 1400 yıllarda Çelebi Beyliklerinde Manga kol başı olarak yaşayan ve şehit düşen Osmanlı askerlerinden olduğu söylenmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken son yıllarda ateş tuğlasından kâgir şekilde mavi kemer işlemeli olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısında bir kubbe bulunan türbe, içi sıvalıdır. Türbeye ait sanduka ateş tuğlasından olup, zemin seramik yapılmış üzeri halı kaplamadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından Şehit olarak nitelendirilen ve korunan Küçük Türbesi hakkında pek çok rivayet anlatılmaktadır. 1413-1418 yılları arasında Dikbiyikli Köyü’nde yaşayan Çelebi Beyliği bir Tabur Askerle burada yaşadıkları bu zatın manga kol başı olduğu savaşta şehit düştüğü rivayet edilmektedir. Küçük Türbesi genellikle çocuğu olmayan kadınlar tarafından ziyaret edilmekte, Allah’tan (c.c) kendilerine hayırlı evlatlar vermesiistenmektedir. Şehidin Hatırına edilen duaların kabul olduğu yönündeki inanış ile birlikte yöre halkının türbeyeilginin artmasına neden olmaktadır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Kubatoğlu Cüneyd Bey

Kubatoğlu Cüneyd Bey

Terme’nin 10 km güney batısındaki Dibekli Köyü Yukarı Mahallesi tekke yanı mevkiinde mezarlık içinde tepe üstünde bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Kubatoğlu Cüneyt Bey” şeklinde anılan türbeye ait bir inşa kitabesi bulunmamakla birlikte Kubatoğlu Cüneyt Bey’in 1413’te öldürüldüğü tahmin edilmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Yapı ‘L’ şeklinde kare planlı iki kubbeli mekândan oluşmaktadır. Bu yapılardan birisi diğerine göre daha büyüktür. Büyük olan yapının kubbe kasnağı diğerinden daha yüksek ve pencerelidir. Kubbe kasnağındaki pencereler ve her iki yapının beden duvarlarındaki pencereler yuvarlak kemerli ve dikdörtgendir.Yapıya yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Türbe içinde iki adet sanduka bulunmaktadır.
RİVAYETLER: Samsun’un Müslüman kesiminin emiri Kubatoğlu Cüneyt Bey, 1398 yılına kadar Samsun’un komutanı olarak, Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Beyazıt’ın komutanı akıncı Çelebi Mehmet tarafından Samsun’a atanmış, onaLâdik Kalesi, Niksar, Çarşamba ve Terme civarı verilmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın Timur ile yaptığı Ankara Savaşı’nda(1402) yenilmesi üzerine Osmanlı Beylikleri dağılmış ve Samsun tekrar Kubatoğlu Cüneyt Bey tarafından alınmıştır.Anadolu Beyliklerinin topyekûn Timur’un hâkimiyetine girdiği bu dönemde Timur, hâkimiyeti kabul etmiş olanAlparslan oğlu Hasan Bey’i Samsun’a göndermiştir. Samsun’u terk eden Cüneyt Bey, Çarşamba ve Terme’detutunmaya çalışmış ancak daha sonra Hasan Bey’le yapılan savaşta burada şehit düşmüştür (1413). Türbede metfunkişinin, halk arasında ilk dönem İslam mutasavvıflarından Bağdat diyarında yaşamış ve ölmüş Cüneyd-i Bağdadiolduğu inancı yaygın olsa da, Bağdadi’nin 910 yılında vefat ettiğine ilişkin kayıtlar mevcuttur. Bahsi geçen iki kişininyaşam dönemleri arasında en az 5 asır vardır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Dağdıralı Türbesi

Dağdıralı Türbesi

Terme ilçesinin 20 kilometre kadar Güney Batısına düşen Dağdıralı Köyün merkezinde yer almaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Dağdıralı Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Şehitasker oldukları bilinmekle beraber türbenin dönemi konusunda kesin tarih bulunmamaktadır. Ancak Kubatoğlu Cüneyt Bey türbesiyle çağdaş olduğu önerilebilir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda tadilat edilmiştir. Çatısı etermitile kaplanmış olan türbenin dış ve içi ahşaptır. Türbe içerisinde 2 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı Dağdıralı Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe bahçesinde bugün işlev görmeyen su kuyusu olup, içildiğinde öksürük, karın ağrısı v.b. hastalıklara iyi geldiğine inanılır. Çocuklar için yapılan cevşenler onlar büyüdükçe türbeye geri getirilerekasıldığından türbe içinde ve dışında asılı cevşenler çoğunluktadır. Tekkeye gelen ziyaretçiler kurban keserken, yılınbelli dönemlerinde etli pilav yapılıp dağıtılır. Şehitler için sürek Kuran-ı Kerim okunmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)