eskişehir – seyitgazi – üçsaray köyü Kitabesi bulunmayan türbe, mimari özellikleri dikkate alınarak 16.yüzyılın ilk yansına tarihlenmektedir. Beşsaray Köyünün 2 km kuzeybatısından, Üçsaray Köyü’nün 1.5 km doğusundan kuzeydoğu istikametine sapan toprak bir yolla ulaşılan türbe, Üçsaray Köyü’ne yaklaşık 5 km. mesafede geniş ve boş bir …
eskişehir – seyitgazi – doğançayır beldesi Danişmend Gazi’nin 1105 yılında vefat etmesinden sonra yerine en büyük oğlu olan Emir Melik Gazi geçer ve yaklaşık olarak otuz yıl hükümdarlık yapar. Danişmend Gazi’nin vefatından sonra hanedan üyeleri arasında taht kavgaları oluşur. Bunu fırsat bilen I. Kılıç Aslan …
eskişehir – seyitgazi – kümbet köyü Halk arasında ”Kümbet Baba ”, ” Himmet Baba ” ve ” Himmet Dede ” adıyla anılan türbe/kümbet, Eskişehir İli Seyitgazi ilçesine bağlı Kümbet köyü’nde bir tepe üzerindedir. Himmet Baba‘nın hayatı ve kişiliği hakkında kaynaklarda bir bilgiye ulaşılamamıştır. Türbe, mimarı …
eskişehir – seyitgazi – beykışla köyü Mimari özellikleri dikkate alınarak 14. yüzyıla tarihlenmektedir. Beykışla köyünün 4 km. güneydoğusunda, tarlalar arasındaki düz arazide yer alır. Kubbesi tamamen, duvarlarının üst bölümleri kısmen yıkılmıştır. Kare planlı, kubbe örtülüdür. Kuzey cephe ekseninde sivri kemerli çökertme alınlıklı, basık kemerli bir …
Eskişehir – Seyitgazi – Bahseyis ( Gökbahçe ) köyü Türbenin kuzey cephesinin batı köşesinde bulunan basık kemerli giriş kapısı üzerinde bulunan kitabeden yapının H.978/M.1570-1571 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır. İki satırlık kitabenin Türkçesi; 1- Kutbu’l -arifin sene 978 Hazret-i Bahşayiş Baba rahmetelullah 2- Bu ziyaretgah-ı saadet …
Şücaeddin Veli – Türbesi; Eskişehir – Seyitgazi İlçesine 6-7 km uzaklıktaki Aslanbeyli köyünde
Sultan Sücaaddin hakkında çok önemli bilgiler veren Velayetname-i Sultan Sücaaddin ‘e göre ; XIV. Yüzyılın ikinci yarısı ile XV. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış; Çelebi Mehmed, II. Murad dönemlerini görmüş, Rum abdalları zümresine mensup önemli karizmatik Türkmen dedelerindendir. Ancak bununla birlikte doğum ve ölüm tarihi, ailesi ve yaşamı ile ilgili birçok olgu bugün için açık değildir.
Türbe ve zaviyesi , Eskişehir’e bağlı Seyitgazi ilçesinin , Arslanbeyli köyünde yer alan Sücaaddin Veli, yaşadığı dönemde etkin faaliyetlerde bulunmuş tarihsel bir şahsiyettir. Sücaaddin Veli ile ilgili önemli bilgiler veren kaynakların başında ” Otman Baba Velayetnamesi ” gelir. Velayetname’nin ilgili bölümlerinde, Sücaaddin Veli’nin o dönemlerde balkanlarda etkin olan, Otman Baba ile yakın temas ve diyalogta olduğu, Otman Baba’nın kendisine bağlı derviş gruplarına Sücaaddin Veli’yi ”Pir” olarak tavsiye ettiği bildirilmektedir.
Geçmişten günümüze ulaşan Vakıf senetlerindeSücaaddin Veli, İmam rıza soyundan gelen bir seyyid olarak tanıtılmaktadır.
Velayetname’ye göre , Sücaaddin Veli’nin temasta bulunduğu önemli şahsiyetlerden biri de Hacı bayram Veli’dir. Ankara’dan kalkıp, Eskişehir yoluyla Sultan’a gelir. Sücaaddin Veli kendisini gayet iyi ağırlar . Üç gün üç gece beraber kalarak sohbet ederler. ..
Türbe ve Külliye
Türbenin, biri giriş bölümünde kapı kemeri üzerinde yer alan panoya, diğeri kasnak cephelerine yazılmış iki kitabesi bulunmaktadır. Kapı üzerinde bulunan kitabesinde; ”Evliyanın öncüsü Hazreti Sultan Sücaeddin’ Allah kabrini nurlandırsın ‘ı seven Bali Bey oğlu Kasım Bey, bu binayı Hicri 921/1515 tarihinde ve Sultan Bayezid’in oğlu Sultan Selimin saltanatı zamanında imar eyledi” yazılıdır.
Kitabesine göre 921/1515 yılına tarihlenir. Kubbe kasnağında bulunan bir diğer kitabede; “Bendli Muhammed aleyhi bühyen bendadi Muhammed Emin Vakfı Şücaeddin Baba, kul kabulrabbil alemin, 20 Mart 1183/1769” yazılıdır.
Giriş ve türbe mekanları olmak üzere iki ayrı bölümden oluşur. Türbenin doğusunda yer alan giriş mekanı dikdörtgen planlı kubbe örtülüdür. Asıl türbe mekanı sekizgen planlı, kubbe örtülüdür. Giriş mekanının doğu cephe ekseninde, cephe yüzeyinde hafifçe dışa taşkın portal kuruluşu yer alır.
Portal dıştan içe doğru düz, kaval ve eğik kesimli profilli silme grubuyla üç yandan çerçeveye alınmıştır. İki yandan profilli konsollara oturan aynalı basık kemerli portal nişinin derinliği azdır. Portal nişinin içerisinden basık kemerli bir kapıyla giriş mekanına geçilir. Kapının basık kemeri üzerinde dikdörtgen biçimli kitabe panosu yer alır.
Bu bölümün kuzey ve güney cepheleri sağırdır. Mekanın köşe üçgenleriyle geçilen kubbesi dört boşaltma kemeri üzerine oturtulmuştur. İç duvarları sıvanarak badanalanmıştır. Giriş mekanından batı duvar eksenindeki kademeli silmelerle üç yandan çerçeveye alınmış bir kapıyla sekizgen planlı asıl türbeye geçilir. Söz konusu kapı, türbe mekanına dilimli kemerli ve sivri kemerli bir niş içerisine alınmış olarak açılır.
Türbe mekanının sekizgen prizma biçimli gövdesi, her cephe yüzeyinin kalın ve düz bir şeritle dikdörtgen biçimli çerçevelere alınarak çökertilmesi suretiyle vurgulanmıştır. Cephelerle kasnak, kasnakla kubbe arasında dışa taşkın profilli silmeler yer alır. Güney ve kuzeybatı duvar eksenlerinde söve ve lentolu dikdörtgen biçimli, parmaklıklı birer pencere yer alır. On altı cepheli kasnağın kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatı cephelerinde yer alan pencereleri sivri kemerlidir. Pencerelerden kuzeybatıdaki sonradan kapatılmıştır.
İçte, kapının iki yanındaki duvarlarla güneydoğu ve batı duvar eksenlerinde dilimli kemerli, dikdörtgen kesitli birer niş bulunur. Türbenin ortasında, doğu batı doğrultusunda yerleştirilmiş 4.86 metre uzunluğunda sanduka yer alır. Sandukanın başı, batı duvarda yer alan dilimli kemerli, dikdörtgen kesitli mihrap nişine yaslanmıştır. Niş içinde ve sandukanın baş kısmında anan mumlardan akan maddelerin toplanmasına yarayan dikdörtgen prizma gövdeli küçük bir havuzcuk oluşturulmuştur.
Kubbe üç sıra mukarnas ve dört sıra prizmatik dilimlerle ekiz yüzlü duvarların üstte, köşelerinin yuvarlatılması suretiyle oluşturulan dıştan on altıgen, içten daire planlı kasnağa oturur. Yapının cepheleri kesme taş, kubbeleri kurşun kaplamalıdır. Türbe ve giriş mekanının iç duvarları sıva ve badanalıdır. Duvarlar pencere altlarına kadar Kütahya işi çinilerle kaplanmıştır. Duvarların üst yüzeyleri sarı, açık ve koyu mavi renkli kalemişi çiçek ve yaprak motiflerinin yanı sıra yazılarla bezenmiştir. Batı duvarda yer alan dilimli kemerli niş içerisine perde motifi, dikdörtgen biçimli çerçevesinin üst köşelerine ise birer vazo resmi işlenmiştir. Mukarnas ve prizmatik dilimlerin konturları ayrıca kırmızı renkli boyayla vurgulanmıştır.
Kaynak ; Sücaaddin veli Kültür ve Turzim Derneği.
Eskişehir Zaviye ve Türbeleri , Anadolu üniversitesi, Prof Dr. Erdal Altınsapan – Doç. Dr. Canan Parla .
Eskişehir Mevlevihanesi , Kesit Yayınları , Dr. Hasan Hüseyin Adalıoğlu – Nizamettin Arslan
Eskişehir – Seyitgazi İlçesinin 7 km uzağındaki Yazıdere köyü girişinde.
Uryan Baba, onüçüncü asırda yaşamış ”Abdalan-ı Rum” yani Anadolu erenlerindendir. Hayatı ve kişiliği hakkında kaynaklarda yeterli bilgiye rastalanmamasına rağmen Ebul Hayr Rumi’nin yedi yılda yazdığı (1473-1480) Saltık-name’de Uryan Baba‘nın Sarı Saltık’ın çağdaşı olduğunu nakleder.
Saltık-name”de nakledilen iki menkıbeye göre Uryan Baba, Anadolu erenlerinden bir derviştir. Sakarya havzasında zaviyeleri bulunan Karaca Ahmed Sultan, Hacı Tuğrul Baba, Tapduk Emre, Hoca Nasreddin ile aynı dönemde yaşamış bir gönül eri ve Hak aşığı dır. Menkıbeye göre de Hacı Bektaş-ı Veli’nin de halifesi değildir.
Bazı yayınlarda Uryan Baba‘nın, onbeşinci asırda yaşayan Sultan Şucaeddin Veli‘nin halifesi “Ahmed Uryan Baba” olabileceği görüşü ileri sürülmüştür. Yağmur Say, “Uryan Baba ve Türbesi”nde Saltık-name’deki bu menkıbelerden hiç bahsetmeyerek onu bir Kalenderi dervişi olarak tanıtmış ve Balkanlar’da “Uryan Şucaileri” adıyla anılan zümreden olduğu görüşünü savunmuştur. “Baba”, “Dede”, “Ata”, “Abdal” ve “Uryan” adını taşıyan her dervişi de Kalenderi veya Bektaşi kabul etmek doğru değildir. Her ehl-i tarik meşrepte bu unvanlar kullanılmıştır.
Kitabesi yoktur. Mimari özellikleri dikkate alınarak 16. yüzyıla tarihlenmektedir. Yazıdere köyünde, yerleşim alanının hemen dışında, boş bir arazide yer alan türbe ve imaret yapılarından oluşan yapı topluluğuna dahildir. Yapılar, ortak bir duvarla birbirlerine bağlıdır. Söz konusu duvar, imaretin güneybatı, türbenin kuzeydoğu duvarını aynı hatta kesintisiz olarak birleştirir. Duvar ekseninde sivri kemer alınlıklı, dikdörtgen biçimli bir pencere yer almaktadır. Söz konusu pencere, duvarın arkasında günümüze gelemeyen bir mekanın daha bulunduğunu düşündürmektedir.
Sekizgen planlı, kubbe örtülüdür. Önünde kare planlı kubbe örtülü bir giriş bölümü bulunmaktadır. Kuzeydoğu cephe eksenindeki basık kemerli kapıyla giriş bölümüne girilir. Kapı içte, dikdörtgen biçimlidir. Giriş bölümünün kuzeybatı ve güneydoğu cephe eksenlerinde sivri kemer alınlıklı, dikdörtgen biçimli birer pencere yer alır. Pencereler, dış cephe düzenlemesini içte de tekrarlarlar. Mekan, köşe üçgenleriyle geçilen kubbeyle örtülüdür. Duvarları ve kubbesi tümüyle sıvalıdır. Sıvaların üzerine kalemişi bezemeler işlenmiştir. Köşe üçgenlerinin kenarları kalın mavi şeritlerle boyanarak vurgulanmış, kubbe eteğine bitkisel bezemeler işlenmiş, kuzeybatı duvara iki büyük yazılı madalyon resmedilmiştir.
Giriş bölümünün güneybatı duvarındaki aynalı basık kemerli kapıdan asıl türbe bölümüne geçilir. Kapı türbe içinde sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Türbenin kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatı cephe eksenlerinde sivri kemer alınlıklı dikdörtgen biçimli birer pencere bulunur. Bunlardan kuzeybatıda yer alanı kapatılmıştır. Diğer cepheler sağırdır. Cephe yüzeyleri, kalın düz silmelerle dört yandan dikdörtgen biçimli çerçeveler içerisine alınarak çökertilmek suretiyle vurgulanmıştır. Cepheler, üstte profilli silmelerle çevrelenmiştir. Türbenin cephe silmelerinin profilasyonu daha zengindir. Alttaki kaval silmenin üzerinde geniş bir şerit bulunmakta, bu şeridin üstündeki iki kalın, bir ince silmeyle cephe nihayetlenmektedir. Kasnağın kuzeydoğu, güneydoğu kuzeybatı ve güneybatı cephe eksenlerinde birer yuvarlak pencere yer almaktadır.
Türbenin güney ve batı duvarlarında sivri kemerli birer niş bulunur. Nişlerden batıda yer alanı pencereden çevrilmiştir. Güney ve batı duvar eksenlerinde birer pencere bulunmaktadır. Ortasına doğu-batı doğrultusunda bir sanduka yerleştirilmiştir. Kubbe, duvarların üstündeki iki sıra rnukamasın oluşturduğu silindirik kasnağa oturur. Giriş bölümünün cepheleriyle kubbe kasnağında moloz taş, cephelerle kasnakta kesme taş kaplama, pencerelerle kapıların söve ve lentolarında merıner kullanılmıştır. İçte dökülen sıvaların altından, kemer ve duvarların tuğla örgülü olduğu anlaşılmaktadır. Her iki bölümün de kubbeleri kurşun kaplıdır.
İç duvarlar, tümüyle sıvanarak üst üste dikdörtgen biçimli iki alana ayrılmıştır. Bu alanların her biri kalemişi süslemelerle bezenmiştir. Üstteki dikdörtgen yüzeylerin köşelerinde serbest, ortalarında madalyonlar içerisine alınmış, bitkisel bezemeler yer alır. Alttaki dikdörtgen yüzeylerin köşeleri sarmal dal ve bitkisel bezemelerle süslenmiştir. Ayrıca güneybatı duvarına kalemişi bir niş resmedilmiştir. Kubbe merkezinde, yüzeyleri bitkisel bezemeli küçük boyutlu altı madalyonun çevrelediği bitkisel bezemeli kalemişi bir göbek yer alır. Kubbe eteğine de kalemişi bitkisel bezemeler işlenmiştir.
Kaynak ; Eskişehir Zaviye ve Türbeleri , Anadolu üniversitesi, Prof Dr. Erdal Altınsapan – Doç. Dr. Canan Parla .
Eskişehir Mevlevihanesi , Kesit Yayınları , Dr. Hasan Hüseyin Adalıoğlu – Nizamettin Arslan
Eskişehir – Seyitgazi İlçesindeki Seyitgazi Külliyesinde , Seyyit Battal Gazi hazretlerinin karşısında.
Kitabesi bulunmamaktadır. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen yapının, günümüze gelen orijinal bölümlerinden Selçuklu Dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Kuzeyinden çilehane, batısından hol, güneyinden camiyle çevrelenmiştir. İki katlıdır. Alt katı, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, sivri tonoz örtülüdür. Üst kat kareye yakın yamuk planlı, kubbe örtülüdür. Cenazelik mekanının ortasında iki sanduka yer alır. Doğu cephe ekseninde sivri kemerli bir pencere bulunur. Üst kat, batısından sivri bir kemerle hole eyvan gibi açılmaktadır. Doğu cephesi kesme taş kaplamadır. Alt kat zemini hol zemininden yaklaşık 1.5 metre daha aşağıdadır. Moloz taş örgülü doğu duvarı haricind ki tüm duvarlar, tuğla örgülüdür. Alt katın çok az kısmı hol zemininin üstünde kalan batı duvarında bir pencere bulunur. Üst katın tüm duvarları düz istifli tuğla örgülüdür. Yıkılan pandantif geçişli kubbesi günümüzde yeniden yapılmıştır. Alt kat duvarlarında tuğla, moloz, kaba yonu ve kesme taş, üst katın kemer, kubbe geçişleri ve kubbe örtüsünde tuğla kullanılmıştır. Eyvan kemerini çevreleyen şeritle keıner köşeliklerinde erken tarihli özgün geometrik süslemeler bulunur. Eyvan kemerini çevreleyen şeritteki ok ucu motifleri dikkati çekmektedir.
Kaynak ; Eskişehir Zaviye ve Türbeleri , Anadolu üniversitesi, Prof Dr. Erdal Altınsapan – Doç. Dr. Canan Parla .
Eskişehir Mevlevihanesi , Kesit Yayınları , Dr. Hasan Hüseyin Adalıoğlu – Nizamettin Arslan
Eskişehir – Seyitgazi İlçesindeki Seyitgazi Külliyesinde , Seyitgazi türbesi girişinde ilk solda.
Kösemihal’in oğullarından Ahmet ve Mehmet Beyler Türbesi olarak da bilinir. Türbe tahminen 16.yy sonu, 17.yy başında inşa edilmiştir. Halk arasında ; şehit kardeşler, Türbe binasını yaptıranlar, Kesikbaşlar, Türbe binasını tamir eden ustalar olarak adlandırılan türbeye söve ve lentosu yekpare siyah mermer dikdörtgen formlu açıklıktan üç basamaklı taş merdivenle çıkılır. Türbe zemini yüksek tutulmuştur. Kubbeye geçişte türk üçgenleri ve stalaktikitler kullanılmıştır. Türbe içinde doğu batı yönünde uzanan iki lahit vardır. Türbenin dışa açık cepheleri ve sekizgen kubbe kasnağı kesme taş örgülü olup taş saçakla nihayetlenir.
Eskişehir – Seyitgazi İlçesindeki Seyitgazi Külliyesinde , Külliyenin avlusunda çeşmenin hemen yanında.
Ayni Ana olarak da tanınan Kadıncık Ana, Ümmühan Hatun ‘un hizmetkarıdır. Kitabesi olmayan türbenin inşa tarihi kesin olarak bilinememektedir. Kapısının üzerinde Arapça: “Ayni Ana” yazılıdır. Kadıncık Ana ‘nın Ümmühan Hatun un hizmetkarı olduğu dikkate alındığında türbe için seçilen yer anlam kazanmaktadır. Konumu türbenin, Ümmühan Hatun Medrese ve Türbesi ‘nden daha geç tarihli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle türbe, 1205- 11 yıllarından sonraya, 13.yüzyılın ilk çeyreği ile son çeyreği arasına tarihlenebilir.
Ümmühan Hatun Medresesi’nin kuzey cephesinin doğu bölümüyle Ümmühan Hatun Türbesi’nin doğu cephesi arasındaki alanda, güney cephesi medreseye, batı cephesi Ümmühan Hatun Türbesi’ne bitişik olarak inşa edilmiştir. Doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı tek katlıdır. Doğu cephe ekseninden biraz kuzeyde dıştan içe doğru birer kaval, iç bükey ve düz silme grubunun üç yandan çerçevelediği basık kemerli kapı bulunur. Kuzey cephede batı köşeye yakın dikdörtgen biçimli parmaklıklı bir pencere yer almaktadır. Alçak cephe duvarlarını üstte, kademeli üç silme dolanır. İçte batı duvarına açılan sivri kemerli pencere. Ümmühan Hatun Türbesi’yle bağlantıyı sağlar. Mekanın ortasında dogu-batı doğrultusunda yerleştirilmiş taş sanduka yer alır. Yapı dıştan kesme taş kaplı az eğimli kırma çatı, içten sivri kemer profilli tonoz örtülüdür.
Cephelerde kesme taş kaplama kullanılmıştır. İç duvarlar sıvalıdır. Dökülen sıvaların altından, moloz ve kesme taş malzemeli duvar örgüsü görülür. Yapıda herhangi bir süsleme bulunmamaktadır.