Seyit Battal Gazi Torunları

İzmir – Bornova , Hüseyin İsa Bey camii olarak da bilinen Büyük caminin yanında

İzmir Bornova ilçesinde Büyük Caminin kuzeybatısında bulunan bu türbenin yapım yılını ve kime ait olduğunu belirten bir kitabe bulunmamaktadır. Yapı üslubundan Aydınoğulları döneminden, XIV. yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden kısmen de olsa uzaklaşmıştır. Cami üzerindeki altı mısralık bir kitabeden 1740 yılında Seyyit Ali Ağa tarafından onarıldığı öğrenilmektedir.

Türbe kesme taş ve tuğlanın almaşık biçimde sıralanmasından meydana gelmiş olup, sekizgen bir plan düzeni göstermektedir. Üzeri kasnaklı ve kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin batı cephesindeki giriş kapısı ana yapıdan bir metre öne doğru taşırılmış, sivri tuğla kemerli dikdörtgen bir bütün halindedir. Girişin iki yanına birer mukarnaslı mihrapçık yerleştirilmiştir. Buradan basık kemerli bir kapı ile girilen türbede üç taş sanduka bulunmaktadır. Burada gömülü olan kişilerin kim oldukları da bilinmemekle beraber SEYİT BATTAL GAZİ nin torunları olan ALİŞİR – BEŞİR – ve NEZİR HAZRETLERİ nin olduğu söylenmektedir. Türbenin içerisi birer duvar atlayarak üç pencere ile aydınlatılmıştır.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Tekke Dede Türbesi

İzmir – Bergama İlçesine 20 km. mesafede bulunan Güneşli köyü yakınlarında

Karasi Bey Bizans’tan Bergama’yı alır. Kozak’a çekilen Bizans ordusu ile Mehmet’ül-İns Kumandasındaki Karasi Bey ordusu Güneşli Yaylasında çatışmaya girerler. Bu çatışmada hayatını kaybeden komutanın türbesi ve askerlerin mezarları burada bulunmaktadır. Güneşli’nin eski Adı Tekke, bu olaylailgili olarak konulmuştur. Fakat halk kendi yaşantısı içinde bir Tekkedere söylencesi üreterek bu mezarı Çoban Dede diye birine mal eder.
Anlatılır ki, Kozak’ta asıl yayla burasıdır.

Ağacı az, otlağı çok, yeri yüksek, kışı sert, yağışı karlı, yazın pınarları buzludur. Yörükler yayla obası olarak buraya geldiklerinde otlak, sulak diye bildikleri bu yer zamanla kurak, çorak oluverir. Kışın karı eksik mi düştü, yazın sıcağı baskın mı çıktı neyse, sıkıntı baş gösterir. İnsanlar düşünüp taşınmaya başlarlar. Hastalık yayılmaya, susuzluktan hayvanlar bayılmaya, ölenler sayılmaya başlayınca Çoban Dedeyi arayıp bulurlar, el aman deyip ayağına kapanırlar. Çoban Dede üç gün bekler, kulağını yere koyar, akşamüzeri güneşi arkasına alıp değneğini savurup atar. Değneğin düştüğü yere koşan yörükler gürül gürül akan bir suyun kaynadığını görünce bayram yaparlar. Dönüp dedeye teşekkür için geldiklerinde onu ölmüş görünce yasa bürünürler.

Bugün dedenin mezarı olduğu yer türbedir. Sarı Dede ismiyle de anılan Tekke Dede ilçeye 25 km. mesafedeki Zeytindağı beldesine iki km. mesafede bulunan bir tepededir. İki kubbeli sağlam bir yapı olup duvar ve kubbeleri gibi pencerelerin de demir parmaklıkları iyi bir işçilikle yapılmıştır. Türbede üç mezar bulunmaktadır. İlkbaharda özellikle dağ köylerinden ziyarete gelen halk burada kurban keser.
Kaynaklar ;
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Dursun Bey – Kız Türbesi

Eski Topçu Kışlası mevkiinde Gazi İlköğretim Okulu karşısında

Eski Topçu Kışlası mevkiinde Gazi İlköğretim Okulu karşısında yer alan türbenin, Karesi Beyin oğulları arasında çıkan taht kavgası sonucu yaşamını kaybeden Dursun Bey için inşa edilmiş olduğu rivayet edilir. Burası halk arasında Kız Türbesi ismiyle anılır. Dursun Beyin mezarı kale eteklerinde anılan yere yapılmış, daha sonra Bergamalı bir kadın tarafından üzerine türbe inşa edildiği için buraya zamanla Kız Türbesi denilmiştir.

Türbenin yapımında inşa malzemesi olarak moloz taş ve kaba yonu taş ile devşirme malzeme kullanılmıştır. Dar saçaklı ve pramidal çatılıdır. Duvarlar oldukça kalın tutulmuştur. Türbeye doğu cephesinde yer alan sivri kemerli bir kapı ile girilmektedir. Sanduka türbenin içinde bulunmaktadır. Yapı içerden tonoz ile örtülüdür. Yapının her cephesinde bir pencere bulunmaktadır. Batı cephesindeki pencere açıklığı sonradan kapatılmış, iç cephede niş şeklinde bırakılmıştır. Türbeyi doğu ve güney cepheden büyük bir avlu çevrelemektedir. Türbenin etrafında dağınık halde Osmanlıca mezar taşlarının bulunması, bu alanın Osmanlı mezarlık alanı olduğu fikrini desteklemektedir.

Kaynaklar;
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Eskici Dede

İzmir – Bayındır’da Bayındır Stadyumunun hemen arkasında

Eskici Dede türbesi, kare planlı, baldaken tarzında inşa edilmiş olup üzeri sekizgen kasnakla örtülüdür. 1996’da yapılan onarımlar sonucu dış cephesi önemli ölçüde değişmiş ve yapı özgünlüğünü kaybetmiştir. Türbenin içinde iki mezar bulunmaktadır. Güneydeki diğerine göre daha büyüktür. Okunabilen mezar taşında 1517 yılı ve Ali bin Emre ismi dikkati çeker. Ali bin Emre , Hacı Sinan Külliyesinin banisi olan Hacı Sinan’ın babasıdır. Mezar taşı ve yapının plan özelliği göz önüne alındığında türbeyi XVI. Yüzyıla tarihlendirmek mümkündür.
Rivayete göre: Hacı Sinan külliye yaptırdığından dolayı kibirlenebileceğini düşünerek camiye gitmez.Bunu duyan devrin komutanı yaverine : (Camiyi yaptıran adamı camiye getirmezsen seni cezalandırırım ) der. Yaver Eskici Dedeye durumu anlatır. Dede, Yavere sabırlı olmasını tavsiye eder. Daha sonra Eskici Dede ayağa kalkar önündeki önlüğü çıkarır, yavere: (Elini ver ve sağ ayağını ayağıma bas ve gözünü yum ) der. Bir süre sonra Dede yaverden gözünü açmasını işter. Yaver karşısında Kabe-i Muazzam-ı görür.Dede yavere bu olayı kimseye anlatmamasını aksi halde bulundukları yerde hemen öleceğini söyler. Cuma namazını Kabe de kıldıktan sonra geri dönecekleri zaman yaver oraya gidipte döndüklerinin kanıtı olarak bir hurma dalını meyvesi ile beraber koparır. Geri dönerler. Komutan yavere Eskici Dedeyi niçin getirmediğini sorar. O da daha fazla dayanamıyarak üzerinde hurma bulunan dalı gösterip her şeyi anlatır.o anda Dede evinde yaver de komutanın yanında ruhlarını teslim eder.
Her ikisinin de bugün türbenin bulunduğu yerde gömülüdür.

Kaynaklar ;
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Cinli Mescit Türbesi

İzmir – Bayındır , Kalburcu mahallesi Mescit Sokak üzerinde yer alan Hacı İsmail Ağa Mesciti yanında

Halk arasında cinli mescit  türbesi olarak da anılmaktadır. Mescit, ve türbe  Bayındır vakıfları içinde 464 ağaca sahip en büyük vakıftır. Hacı İsmail Ağa mescidi (cinli mescit ) Bayındırın ilk süreç yapılarındandır.Tarih olarak da Hacı Sinan Cami ile aynı dönem eseridir.  (1530-1540 ) Cinli mescidin haziresine 3 adet büyük, 3 adet küçük çocuk mezarları bulunmaktadır.Özellikle bahçesinde yer alan çocuk mezarları, baninin kutsiyetini ifade etmektedir. Ölen çocuklar Hacı İsmail in koruyuculuğuna teslim edilmektedir. Hacı İsmail Tire de de Hisar Camisinin (Tahtakale Camisi ) de banisidir.

Gömeç Baba

 

İzmir İli Bayındır İlçesi Gömeçli semtinde bulunan türbe klasik Osmanlı türbelerindendir. Yüksek bir platforma dört kolon sütün üzerine sekizgen kasnaklı kubbeli bir türbedir.
Gömeç Baba Türbesi ;1600 yıllarında yaşamış, İslam hukuku hakkında fetvalar vermiş Ahmet Hulusi Efendinin talebesi Ahmet e aittir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun