Kesikbaş Türbesi – Şems Tebrizi Makamı

Niğde  –  Merkez Burhan Mahallesi Kesikbaş sokak’taki Kesikbaş camiinde

Türbenin inşa kitabesi olmadığı gibi, yapım yılı hakkında da herhangi bir belge mevcut değildir. Günümüze kadar bir çok onarımlar gördüğü anlaşılan yapı orjinal özelliğini kaybetmiştir. Sadece kuzey ve güney cephe duvarlarının üst kısmında 1296 H./ 1878-79 M. ve 1340 H. / 1921-22 M. tarihli iki onarım kitabesi vardır. Bu kitabelerde yapı, Şems-i Tebrizi Kesikbaş’ın “Makam Türbesi” olarak belirtilmektedir. Kaynaklara göre Şems-i Tebrizi 1247’de öldürülmüş ve nerede gömülü olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, Konya’da gömüldüğüne dair bazı bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca Anadolu’da “Kesikbaş” motifi XIV. yüzyılda büyük yaygınlık kazanmıştır. Türbe de bir ihtimal dahilinde XIV. yüzyılda yapılmış olabilir.

Onarım kitabelerinde türbenin, Şems-î Tebrizî Kesikbaş’ın makamı olduğu ifade edilmektedir. Şems-i Tebrizî, Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayatı üzerinde büyük bir değişikliğin meydana gelmesine sebep olan kalender-meşrep bir derviş olup Mevlana’nın mürşididir. Şems-i Tebrizî’nin ölümü hakkında birçok rivayetler bulunmakla birlikte genel görüş, 5 Şaban 645 H./ 5 Aralık 1247 M. tarihinde Mevlana’nın ortanca oğlu Alaeddin ve arkadaşları tarafından Konya’da öldurülerek kuyuya atıldığı şeklindedir. Bir rivayete göre, Sultan Veled tarafından bulunup kuyudan çıkarılarak Konya’da Mevlana’nın medreseninin banisi Bedrettin Gevhertaş’ın yanına, diğer rivayete göre de Mevlana Bahaeddin’in yanına gömülmüştür.

Türk folklorunda ”Kesikbaş” motifli destan, efsane ve menkıbe çok yaygın olup. Balkanlardan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafî sahaya yayıldığı görülür. Bir menkıbeye göre, Mevlana bir gün Hacı Bektaş-ı Velî’den bir dede ister ve Şems-i Tebrîzî kendisinin gitmek istediğini söyler. Onun tevazu göstermemesinden rahatsız olan Hacı Bektaş, “benlik ile meydane geldin, başlı git, başsız gel!” der : Şems gider ve öldürülür, kellesi koltuğunda uçarak şeyhinin dergahına gelerek özür diler. Hacı Bektaş, Şems’e basını alıp memleketi Tebriz’e gitmesini emreder ve orada başını yere koyup oracığa uzanır ve ruhunu teslim eder. Hatta Evliya Çelebi, Şems-i Tebrîzî’nin başının Azerbaycan’da Hoy Kasabası’nda bir türbede gömülü olduğunu ve kendisinin burasını bizzat ziyaret ettiğini belirtmektedir. Ayrıca Türkiye’nin pek çok köy, kasaba ve şehirlerinde “Kesikbaş Türbeleri” ve bunlarla ilgili efsaneler meydana gelmiş olup çeşitli ziyaret ve adak usulleri geliştirilmiştir.

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak
Türk Kültür Envanteri – Niğde – Türk Tarih Kurumu
Evliyalar Şehri Manisa , Abdulhalim Durma , 2013 .
[/toggle]

Kesikbaş Türbesi – Kastamonu

Kesikbaş Türbesi ; Kastamonu – Merkez’de Kesikbaş sokak ile demir sokağın kesişiminde yer alır.

Kastamonu merkez’de Kesikbaş isminde üç tane türbe vardır. Bunlardan Kesikbaş sokak ile demir sokağın kesişiminde yer alan Kesikbaş hazretleri Türbesinde kimin medfun olduğu meçhuldür. Kabir taşı yoktur sadece sarık şeklinde bir işaret taşı vardır. Kabrin etrafı kiremitlerle duvar oluşturulup çevrilmiştir.
Diğer İki Kesikbaş Türbesi ;
1- Aktekke mahallesi , Eski Tosya caddesinden ayrılan Budak Tepesi sokağının köşesinde
2- Merkez’de Şaban-ı Veli camiinin yankınındaki Direk sokağın sonunda yer alır.

Emir Sasa Bey – Kesikbaş Türbesi

Kesikbaş Türbesi  ; İzmir – Tire ‘de , ilçenin Selçuk girişinde yol üzerinde

Tire’nin güney batı ucunda, ilçeye Selçuk yönü girişinin yakınındaki mezarın bir kitabesi bulunmamaktadır. Türbede; kara selvi ağaçlarının altında, dört taraf alçak duvarla çevrili gösterişsiz bir mezar bulunur. Bazı tarihi kaynaklarda ve rivayetlere dayandırılarak bu mezar , Tire’nin ilk fatihi Sasa Bey’e ait olduğu kabul edilmektedir.

Tire’nin ve Batı Anadolu’nun Türkler tarafından fethi sürecinde çok önemli bir yer tutan Sasa Bey; 1308 yılında Menteşeoğulları’nın önderi olarak kendisine bağlı aşiretlerle birlikte Büyük ve Küçük Menderes Havzalarını Bizans’ın elinden alarak bir türk toprağı haline getirmiştir. Bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynayan Türk Tarihi’ndeki önemli kahraman kumandanlar arasında yerini almıştır.

Menteşe Bey’in damadı olduğu bilinen Emir Sasa Bey’in , fetihleri esnasında 30’lu yaşlarda olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Sasa Bey ile kendi eşiti olan Aydınoğlu Beyliğinin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey bölgede hakimiyet mücadelesine girmiş ve araları açılmıştır. Sasa Bey; 1309’da Aydınoğlu Mehmet Bey’in başkenti Birgiyi yağmalamış bu nedenle iki beylik arasında 1310 yılında Tire’de bir savaş olmuştur. Sasa Bey, bu savaşta esir düşmüş ve başı kesilerek idam edilmiştir. Bu nedenle türbeye ” Kesikbaş Türbesi” denilmiştir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun