İstnabul- Beykoz ; Gazi Yunus Mezarlığında. Beykoz stadının arkasındaki Beykoz kasrı girişinden mezarlığı giriyoruz . 50 mt yukarıda
Evliya, Sahabe, Peygamber Kabirleri
Evliya ve Sahabe
İstnabul- Beykoz ; Gazi Yunus Mezarlığında. Beykoz stadının arkasındaki Beykoz kasrı girişinden mezarlığı giriyoruz . 50 mt yukarıda
İstanbul – Paşabahçe’de; Eski paşabahçe fabrikasının ilerisinde Sahip molla caddesi üzerinde İncirköy Sinanağa camii’nin karşısında.
………..
İstanbul – Beykoz’da . Uzun Evliya caminin yanında
……….
İstanbul – Beykoz – Akbaba köyü beykoz ilçesine 7 km uzaktadır.İstanbul Avrupa yakasından gelirken FSM köprüsünden sonra ilk çıkış olan kavacık sapağından girdikten sonra beykoz yoluna doğru devam ediyoruz. Sonra Tokatköy tabeleasını takip ediyoruz.Sol tarafta akbaba hz.
Akbaba Sultan , Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinde yanında bulunan kişilerdendir. Daha sonra Akbaba Köyü ‘ne yerleşmiş ve burada yaşamıştır. Adına yaptırılan camide türbesi bulunmaktadır.Adı Ak Mehmed olup Buhara’lıdır.İstanbul’un fethi ile ilgili hadisten payına düşeni alabilmek için yaya olarak Buhara’dan yola çıkar Fatih’in yanına gelerek onun teveccühünü kazanarak hocaları arasına katılır.
İstanbul’un kuşatması uzayınca Fatih endişelenir ancak Hocası Akşemseddin ile Ak Mehmed’e Fetih mana aleminde müjdelenince durumu Fatih’e bildirirler.Fetihten sonra Fatih’ten izin alarak bugünkü bulunduğu vadide kendine bir ibadethane yaptırarak vefatına dek burada kalır ve buraya defnedilir.
Fatih sık sık halını hatırını sordurur,avlanma esnasında bulunduğu alanda Tokat kalesinin fethiyle Tokat adını verdiği köyle birbiribe çok yakındır.Ak Mehmed adını verdiği Beykoz Akbaba köyünde kendi yaptırdığı ibadethanenin yanında bulunmaktadır.
İstanbul Kasımpaşa’da ;Kadı Mehmet caddesi no 1 de Emir efendi cami ‘nin girişinde. Kulaksız dan kasımpaşa ya doğru inerken Sağ da kalıyor.
………..
Eyüp’te ; Sultan çeşmesi caddesi üzerinde bulunan Hoca Kasım Günani camii bahçesindedir
Hazret-i Cafer , Hazreti Eyyüb Sultan ile birlikte istanbul önlerine gelmiştir.Kendisinin sakasıdır. Savaşta askerlere su dağıtmıştır. Kabri şerifi Eyüp ‘te Hoca Kasım Günani Camii nin bahçesindedir.Bu camii 1845 de Sultan Mahmut’un emriyle yeniden yapılmıştır.Sultan Mahmut’un yazdırdıpı kitabede şunlar yazılıdır;
Hamdulillah asr-ı Mamud Han-ı Haydar Şimde
Buldu istihkami elhak cami-i din-i Hanif.
Emr-i hayr izharı üzre oldu bu mabed dahi
Yapılıp envar-ı zikrullah ile zinet elif
Hem de nev-abüd oldu piş-i mihrabındaki
Cafer-i ensariye meşhed olan kabr-i münif
Vasıl olsun tül-i ömre ol imam-ül müslimin
Kıblegah-ı ehl-i iman ola ta beyt-i şerif
Ehl-i sünnet Es’ada tarihe eyler serfürü
Hoca Kasım Mescidi bünyad olundu pek latif
1835
Hazreti Cafer’in kabir taşında ise ;
Halid Hazretleri’nin saksı Ashab-ı Kiram’dan Cafer İbn-i Abdullah Ensari Radiyallahu anh merkad-i şerifidir. Tarihi 46.
Kaynaklar ;
İstanbul’da Bulunan Ashab-ı Kiram kabir ve makamları ; Cafer E. Babadağlı ; Sarayburnu Kitaplığı
İstanbul Evliyaları ve Fetih Şehidleri , Şevket Gürel ,1988
Ayvansaray caddesi üzerinde Ya vedut camiinin karşısında Hz. Kab – Hz ebu şeybe el- hudri nin kabrini geçtikten sonra unkapanına doğru yol üzerindedir
Medineli olup Eyyüp sultan hz’nin arkadaşı olduğu ve 2. kuşatmada Eyyüp Sultan hz ile gelen orduda bulunup burada şehid olan sahabelerden olduğu rivayet edilmektedir.Kabrinin bulunduğu yere Babul ensari veya Parmakkapı da denilmektedir.Anaduludan İstanbula feth e gelen mücahidler buraya Ensar dede derlermiş. Türbe çeşitli tamirler görmüş olup, son olarak Sultan 2.Mahmut Han tarafından genişletilerek 1835 yılında yeniden inşa edilmiştir.Türbe’nin giriş kapısı üzerinde Sultan 2. Mahmut Han’ın tuğrası vardır.Türbe’nin tamir kitabesinin metni Vak’anüvis Es’ad Efendi’ye hattı ise Hattat YEserizade Mustafa İzzet efendiye aittir.
Kitabede şunlar yazılıdır.
Hazreti Mahmut Han kim ol müceddid-hasletin
Oldu bu yüzden yine halka keramatı ayan
Bu mübarek türbenin tevsi’ine himmet edüp
Eyledi şan-ısahabide riayet bi-güman
Halid Bin Zeyd’e hemrah-ı gaza olmuş imiş
Bu semiyy-i Hazret-i Peygamber-i ahir zaman
Nur-bahş-ı meşhed oldukça bu zat-ı muhterem
Ol şehin ikbalin efzun ide Rabb-i Müste’an
Celb-i Kalb-i nas eder Es’ad bu tarih-i müfid
Yaptı a’la Merkad-ül-Ensari’yi Şah-ı cihan
1251 (1835)
Kaynaklar :
İstanbul’da Bulunan Ashab-ı Kiram kabir ve makamları ; Cafer E. Babadağlı ; Sarayburnu Kitaplığı
İstanbul ve Anadolu Evliyaları ; Mustafa Necati Bursalı ; Şifa yay
İstanbul ve Anadolu Evliyaları ; Pamuk yay.
YA vedud caminin karşısında Eyüpden Unkapanına giderken sağ tarafta Hz. Ka’b ,Hz. Ebu Şeybe El-Hudri ve Hamidullah El-ensari hz nin türbesinin bulunduğu Toklu ibrahim dede mezarlığındadır.
Ahmed El-ensari hz’nin Medineli olduğu ve Eyyüp Sultan hz. ile birlikte İstanbulun’un fethine gelen bahtiyarlardan olduğu rivayet edilir.Kabri şerifi Ayvansaray da Toklu İbrahim dede kabristanında sahabe-i kiramdan Ebu Şeybetül Hudri ile Hamidullah el-ensari’nin medfun bulunduğu yerdedir. Ayvansarayi Hüseyin efendi , Hadikatü’l-Cevami isimli eserinde bu sahabi hakkında ; ” ebu Şeybe el-hudri’nin baş tarafında ve dışında sakf altında Ahmed el-ensari isminde sahabi de medfundur” demektedir. Bu hazire de çok sayıda sahabinin medfun olduğu da rivayet edilmektedir.
Kabir taşında şu ibare vardır ;
”Haza kabr-i Ahmedül ensari radiyallahü anhü”
Kaynaklar;
İstanbul’da Bulunan Ashab-ı Kiram kabir ve makamları ; Cafer E. Babadağlı ; Sarayburnu Kitaplığı
İstanbul ve Anadolu evliyaları ; Pamuk yayınları
YA vedud caminin karşısında Eyüpden Unkapanına giderken sağ tarafta Hz. Ka’b ve Hz. Ebu Şeybe El-Hudri nin kabir lerinin bulunduğu Toklu ibrahim dede mezarlığındadır.
Ebu Şeybe el-Hudri hz ile yanı türbe çatısı altında kabri şerifi yer alır . Hakkında herhangi bir bilgiye sahib değiliz. Türbe-i şerifi Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yapılmış ve Türbedarlığına da Şeyh Toklu İbrahim dede tayin edilmiştir.Türbenin Bugünkü şekli Sultan II. mahmut tarafından 1835 yılında yapılmıştır.Türbe si bugün kapalıdır ancak ebu şeybe el-hudri hz nin türbesine açılan bir pencereden kabri şerifine bakabilmekteyiz. Kitabesini Sahaflar Şeyhizade Es’ad efendi tanzim etmiş ve yeserizade Mustafa İzzet Efendi tarafından talik ile yazılmıştır.
” Her tarafda Han Mahmud-ı keramet-pişenin
Nev-be-nev asar-ı hayr-etvarı olmakda bedid
İşte ezcümle bu Ensari-i Gazi türbesin
Eyledi ihyada bezl-i himmet-i tahsin-reşid
Himmete şayestir kim sahibi ol türbenin
Ba-Alemdar-ı NEbi gelmişdi ber-kavl-i sedid
Hayr u nasra ömr ü şevketle Hudavend-i mecid
Yazdı tarihe mücavher harfile vak’anüvis
Oldu Hamdullah GAzi merkadi el-hakk cedid
(1251) (1835) ”
Kaynaklar :
İstanbul’da Bulunan Ashab-ı Kiram kabir ve makamları ; Cafer E. Babadağlı ; Sarayburnu Kitaplığı
İstanbul Evliyaları ve Fetih şehidleri ; Şevket Gürel
YA vedud caminin karşısında Eyüpden Unkapanına giderken sağ tarafta Hz. Ka’b ve Hamidullah El-ensari hz nin türbesinin bulunduğu Toklu ibrahim dede mezarlığındadır.
İlerlemiş yaşına rağmen, Peygamber Efendimiz’in Fetih Hadisi ‘ndeki övgüye mazhar olmak için İstanbul ‘un fethi seferine iştirak etmiş saha bedendir. Sefer sırasında, 85-90 yaşındadır. Peygamber Efendimiz’in sütkardeşi kabul edilmektedir. Surlar önünde, vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir. İbn Hacer el-Askalani, ibn Abdülberr, Suyuti ve Abdullah Ahıskavi gibi alimler Ebu Şeybe el-Hudri hazretlerinin vefatıyla ilgili şu bilgiyi vermektedir.
” Yunus b. El-Haris es-Sakafi şöyle anlattı : Müsris ‘in babasından bahsederken şunları anlattığını duydum : Resulullah ‘ın ashabından olan Ebu Şeybe el-Hudri (radıyallahu anh) Kostantıniyye surlarında beraber bulunduğumuz bir zaman vefat etti. Biz de kendisini oraya defnediverdik.”
Bu ifadelerden, Ebu Şeybe el-Hudri hazretlerinin İstanbul surları yanında şehit olduğu, beraberinde bulunan Müsris adlı oğlunun diğer askerlerle beraber cenaze namazını kılarak onu vefat ettiği yere defnettiği anlaşılmaktadır. Ebu Şeybe hazretleri Osmanlı döneminin tanınmış müverrihlerinden/tarihçilerinden Hüseyin Ayvansarayi’ye göre de, İstanbul’da şehadet makamına erdiği kesin olan sahabedendir .
Ebu Şeybe el-Hudri Hazretleri sura yakın bir yerde vefat edeceği zaman şu hadis -i şerifi rivayet etmiştir: “Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu işittim: “Her kim ihlasla La ilahe illallah derse cennete girer.” Kaynakların verdiği bilgiye göre bu hadisi söyleyip vefat etmiş ve bulunduğu yere defnedilmiştir .
Türbe
Ebu Şeybe el-Hudri hazretlerinin türbesi Ayvansaray’da, Fatih İlçesi ‘nde, da ha önce Tokludede Mahallesi olarak anılan eskiden Atik Mustafapaşa, şimdiki Karabaş Mahallesinde, Tokludede Sokağının bitimindeki surlar arasındaki Toklu Dede Haziresi ‘nde bulunmaktadır.
Osmanlı kaynaklarında halk arasında Tokludede Haziresi olarak bilinen mezarlıkta İstanbul’u fethe gelen bini aşkın sahabenin defnedildiği ifade edilmektedir. Bu inançtan dolayı mezarlık, Sahabeler Haziresi olarak da bilinmektedir.
Ebu Şeybe el-Hudri Türbesi, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan sınırlı sayıdaki sahabe türbesindendir. Türbedarlığa, Nime’l-ceyş’ i, fethin övülmüş askerlerinden ve devrin velilerinden Şeyh Toklu İbrahim Dede getirilmiştir.
Toklu İbrahim Dede, burada daha önce inşa edilen, kiliseyi mescide çevirmiştir. Tokludede Mescidi olarak adlandırılan bu mescit günümüze ulaşmamıştır. Ebu Şeybe el-Hudrı Türbesi ‘nin ihtiyaçları için, Fatih Sultan Mehmed ‘in oğlu, Veli lakabıyla da anılan, Sultan II. Bayezid (1481- 1512) Vakfı’ndan tahsisat ayrılmıştır. Bu uygulamalar mekana Os manlılar’ ın ilk dönemlerinden itibaren verilen önemi göstermektedir. Vasıf Efendi ‘nin 1108/1696-97 ‘yi gösteren tarih mısraları da türbenin bu tarihlerde yeni bir onarıma tabi tutulduğuna işaret etmektedir.
“Tamire yazdı tarih Vasıf görünce bi-pak Bin yüz sekizde cana pak oldu ravza-i pak 1108/1696.”
Daha sonra, Ebu Zer makamının banisi olan Sadrazam Çorlulu Ali Paşa (v. 1123/1711) bu türbeyi de tamir ettirmiştir. Türbenin bulunduğu mahallede doğmuş olan Hafız Mustafa Efendi adında bir hayırsever, türbenin rahatlıkla ziyaret edilebilmesini temin için 1186/1772 yılında yeni bir yol inşa ettirmiştir.
Bugünkü mevcut yapı, Sultan II. Mahmud tarafından 1251/1835 yılında inşa ettirilmiştir. Türbe giriş kapısı üzerinde bulunan manzum kitabe, Sultan Il. Mahmud tarafından ihya edildiğini göstermektedir. Kitabenin metni Vak’anüvis Sahhaflarşeyhizade Mehmed Es’ad Efendi’ye ait olup, Hattat Yesarizade Mustafa İzzet Efendi tarafından ta’lik hatla yazıl mıştır. 168×63 cm. ebadındaki, mermer üzerine kabartma tekniğiyle hak kedilen yazıların harfleri sarı renge boyanmıştır. 125111835 tarihli bu kitabe şöyledir:
“Daver-i ashab-ı sfret Şah-ı Mahmudü ‘ş-şiyem
Zatıdır girdar-ı hayr-asar ile her dem elif
Hazret-i Bu Şeybeti’l-Hudrf ‘ye ta ‘zfm eyledi
Türbesin tecdfd ile ol şah-ı agah u arif
Gel hulus üzre dua kıl zaira tebcflile
Merkad-ı pak-i sahabfdir bu me ‘va-yı şerif
Tas/iye zeylinde yad oldukça ashab-ı güzfn
Nazm-ı ahdi ol şehinşahın ola nusret-redif
Oldu dildade melaik Es ‘ada tarihine
Merkad-ı Bu Şeybe ‘yi Şah-ı cihan yapdı latif
Sene: 1251 (1835)”
Bilahare Sultan Abdülaziz döneminde de (1861-1876) tamir ettirildiği anlaşılan türbe son dönemlerde 1953, 1975-1977, 1984 yıllarında ve 1994’ten sonrada tamirden geçirilmiştir. Ebu Şeybe el-Hudri Türbesi, dikdörtgen planlı, taştan bir yapıdır. Hemen bitişiğinde, ortak çatı altında yine sahabeden Hamdullah el-Ensari’nin türbesi yer almaktadır. Türbenin giriş kapısına bakan alanda hazire içeri sinde sahabe olduğu rivayet edilen Ahmet el-Ensari hazretlerinin mezarı bulunmaktadır.
Hazire ve bu türbelerin etrafı tamamen surlarla çevrilidir. Bu yönüyle de İstanbul’ da tek olma özelliğine sahiptir. Duvarları moloz taşla örül müştür. Kapı ve pencerelerin dikdörtgen açıklıkları kesme küfekiden sövelerle çerçevelenmiştir. Pencereler de demir parmaklıklarla donatıl mıştır. Türbenin kapısı Tokludede Sokağı ‘na açılan taraftadır. Hazire içerisinde dar bir geçiş yolu bulunmaktadır.
Ebu Şeybe el-Hudri (radıyallahu anh)’ın, sandukası oldukça büyüktür. Ziyaretçilerin de ilgisini çeken ve incelemelerimiz sırasında ilginç soru lara muhatap olmamıza neden olan sandukanın, uzunluk ve genişliği 5×2 metre, yüksekliği ise 1,75 metredir. Bugün mermer bir zemin üzerine oturan sandukanın bundan iki asır önce sedefli bir parmaklıkla çevrili olduğu bildiriliyorsa da, günümüzde böyle bir şebeke bulunmamaktadır. Sandukanın ayakucu tarafında bir kuyu mevcuttur.
Ünlü hadis alimi Taberani el-Mu’cerrülkebir adlı eserinde Ebu Şeybe el Hudri hazretleri ile Ebu Said el-Hudri hazretlerinin kardeş olduklarını belirtmektedir. Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Koleksiyo nu’nda bulunan yazmaya göre, Ebu Şeybe el-Hudrı hazretleri ile Ebu Said el Hudrı hazretleri kardeş olup, aynı sanduka altında medfundur. Türbeye giriş kapısının hazi reye bakan iç yüzünde kapı üstündeki tahtanın üzerinde eğri olarak konulmuş olan kitabede Yesarizade ‘nin hat tı ile “Tevekkel Allah ” (Al lah’a tevekkül et) yazılıdır. Türbenin içerisinde kıble tarafına sonradan bir ahşap mihrap konulmuştur. Duvar larına alelusul yerleştirilmiş bol sayıda sıradan hat ve resim çerçeveleri bulunmaktadır.
Tokludede Haziresi içinde bulunan Ayios Basileios Ayazması 20 . yüzyılın başlarına kadar var olmakla birlikte, bugün taş ve molozlarla dolmuş ve kaybolmuştur. Hazirenin kuzey köşesinde kare planlı bir kule bulunmaktadır. Ebu Şeybe el-Hudri Türbesi, bir zamanlar Ebu Eyyub el-Ensari hazret lerinin türbesi gibi , yoğun kalabalıklar tarafından ziyaret edilmesine rağmen, günümüzde eskisi kadar kalabalığa rastlanmamaktadır. Bunun en önemli nedeni türbenin genellikle kapalı olmasıdır.
Hazire
Türbenin bulunduğu hazirede önemli tarihi şahsiyetlerin mezarları bu lunmaktadır. Bu mezarlar da, bu mekanın Osmanlı ilim ve devlet ricali tarafından ne kadar önemli olduğunu göstermekte dir. Diğer sahabelerle birlikte, başta Toklu İbrahim Dede olmak üzere, İbn Sina’nın el-Kanun adlı kitabının mütercimi Tokadı Hoca Mustafa Efendi (v. 1196/1782), Şeyhülislam Sıdkizade el-Hac Ahmed Reşid Efendi (v. 1250/18 34), Mehmed el-Kefevi (v. 1244/1828), Hüseyin Ayvansarayi’nin babası Ayvansaraylı İsmail Efendi (v. 1165/1752) Hattat Mustafa Efendi gibi birçok tanınmış zevat bu hazireye defnedilmiştir.
Kaynaklar ;
İstanbullu sahabeler , Dr. Necdet Yılmaz , Dr. Coşkun Yılmaz , Bilge Yayım Habercilik ve Danışmanlık , 2013