Şeyh Ahmed Halifani hazretlerinin diğer oğlu Şeyh Muhammed Emin Efendi de Halifan köyünde doğmuş, medrese ilmine babasının yanında başlamıştır. Babasının talimatı üzerine Şeyh Ali Efendinin oğlu Şeyh Hasan Naki Efendinin yanına gitmiş, hem ilim, hem de tasavvuf icazetini ondan almıştır. Şeyh Muhammed Emin Efendi icazetnamesini …
Taşkesenli Şeyh Muhammed Sırrı Efendi
Erzurum – Asri Kabristanında.
Şeyh Ahmet Efendinin küçük oğludur. 1895 yılında Erzurum’un Caferiye Mahallesinde dünyaya gelir. Medrese tahsiline küçük yaşta ağabeysi Ziyaeddin Efendinin yanında başlar ve Kuran, fıkıh, kelam, hadis ve tefsir gibi ilimleri alır. Ağabeysinin genç yaşta vefatı üzerine derslerine Müftügil lakabıyla bilinen Tortum Müftüsü Barlı Mehmet Efendide devam ederek Mantık ve Farsça dersleri yanı sıra diğer dersleri de tamamlayarak icazetini alır. İslami ilimlerde derin bir vukufiyete ulaşan Sırrı Efendi, irşat ilmini babasının halifesi olan Şeyh İbrahim Efendiden almış ve onun halifesi olmuştur.
Birinci Dünya savaşında 18 yaşındadır. Ağabeyisi Şeyh Ziyaeddin Efendi ile birlikte Doğu cephesine giderek askere moral dersleri verir. Şeyh Ziyaeddin Efendi’nin hastalanması üzerine birlikte Erzurum’a döner, zor şartlar altında tahsiline devam etmeye çalışır. 1925 yılındaki Şapka Hadisesinden dolayı gözetim altında tutulur. Bilahare serbest bırakılarak, Erzurum merkezi dışında ikamete zorlanır. Sırrı Efendi, babası Şeyh Ahmet Efendinin yaz aylarında ara sıra gidip ikamet ettiği ve yazlığının bulunduğu Toparlak köyüne yerleşerek bu zor şartlar altında yüklenmiş olduğu görevi sürdürmeye çalışır.
Aynı dönemde Toparlak köyünde öğretmen olarak bulunan Iğdasorlu Hacı Kamil Efendinin yanına giderek talebeye Kuranı Kerim derslerini de okutmasını ister. Yasak olmasına rağmen Öğretmen Bey bu isteği kabul eder, uygulamaya geçirir. O dönem Nebi Hanlarında askeri kışla vardır. Birileri askeri birliğe giderek ihbarda bulunur. Durumun istihbaratını yapan komutan yanına birkaç asker alarak okula ani baskın yapar, sınıftan içeri girer herkesin önünde Kuran vardır. Ama bir şey göremezler ve çıkıp giderler. Sırrı Efendinin yazlığı okulun yan tarafındadır. Öğretmen heyecanla dışarı çıktığında, Sırrı Efendiyi yazlığının önünde oturur görür. Şeyh Sırrı Efendi öğretmeni yanına çağırarak ona, herkes baktığını görmek ister ama bazı şeyler vardır ki, bakıldığı halde görülmez der. Anlatılır ki, bu durumu yaşayan öğretmen Kamil Efendi, Şeyh Efendiye intisap edip ondan dersler almaya başlar ve yanında yetişir.
Erzurum merkez camilerinden Caferiye, Kadana ve diğer camilerde merkez vaazlığı yaparak halkı dini yönden aydınlatmağa çalışır. Taşkesen silsilesinin hayatını kürsülerde geçiren büyük alimlerinden biridir. Bu arada talebe yetiştirmeyi de ihmal etmemiş, oğlu Abdurrahman Efendi, oğlu Mazhar Efendi, Iğdasorlu Hacı Kamil Efendi (Toparlak köyü öğretmeni) ve Molla Sait Efendi gibi şahsiyetleri okutup yetiştirir. 7 Temmuz 1954 tarihinde rahatsızlanarak Rahmeti Rahmana kavuşur. Kabri, Taşkesenli aile mezarlığındadır. Kıble tarafında oğlu Fetullah Efendi diğer tarafında oğlu Ömer Efendi ile birlikte yatmaktadırlar
Taşkesenli Muhammed Sırrı Efendi’nin Silsile-i Şerifi
Mezar şahidesi
Baş taşında:
Huvel Hayyul Baki
Allahumme nevir mergade
Hazer-ragiden Nakşi bendi
Vel Kamil-ul mükemmilül encumendiyi
Mevlana Hazreti eş şeyh
Muhammet Sırrıyi Efendi
İbnil kutbil muhakkikir-rabbani
Mevlana hazreti eş şeyh
Ahmedi Taşkeseniyi
Bi nuril Kerimetis-Sebül Mesani
El Fatiha Sene: H.1370 (M.1954)
Ayakucundaki taşında:
Ulema i izam
Ve meşayihi 156 ve r. Kiramdan
Meşhur Taşkesenlizade
Hacı Sırrı Efendinin
Ruhi için Fatiha
D.T. 1311 (M.1895)
Vefatı. 7.71954 yazılıdır.
Erzurum’un Kandilleri , Abdurrezzak Türk , Arı sanat Yayınları
Silsile-i Aliyye’nin Taşkesenli Halkası , Fuat Taşkesenligil
[/toggle]
Taşkesenli Şeyh Ziyaeddin Efendi (k.s.)
Erzurum – Taşkesenli camii avlusundaki Aile kabristanında.Babası Şeyh Ahmed Efendi‘nin yanında
Şeyh Ziyaeddin Efendi; Taşkesenli Şeyh Ahmet Efendi‘nin oğludur. 1878 yıhnda Bingöl’ün Karlıova ilçesi Hacılar köyünde dünyaya teşrif etmiştir. Babasının Caferiye Medresesi müderrisliği döneminde, yanında yetişmiş, genç yaşta icazet alarak müderris olmuştur. Taşkesenli ailesinin en büyük alimlerindendir. Caferiye Medresesinde ders okuturken, diğer yanda babasımn yanında irşat dersleri alan Şeyh Ziyaeddin Efendi’ye 25 yaşlarında mürşitlik izni verilir.
Daima ilim ve tasavvufla iştigal halinde olmuş, ömrünü irşada adamiş çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Yetiştirdiği talebelerden: Tortum Müftüsü Mehmet Öğülmüş bey, Molla Alaaddin Efendi, Şam Salihiye Mahallesi’nden Molla Abdulkuddus Efendi, Dağıstanlı Molla İlyas Efendi, Siirtli Ismail Hakkı Efendi, Erzurum’un meşhur imamlanndan Hafız Ali Efendi ve Eleşkirtli Molla Şakir Efendi kardeşi M. Sırrı Efendi gibi. Kendisi aynı zamanda şairdir. Çevrede okunan çok sayıda şiirleri vardır.
Ey seba tevcihi eyle mahmelin can eline
Bil vekale babına git kıl tevafi zeyline
Bekle, elbette uyanır gabi nazdan ol peri
Kapamp ayağına ver arzuhalin eline
Devr-i destten tutuşmuş ateşi aşka gönül
Yane yane kül edüp savurma firkat yeline
Sanma kim Gülsen sarayda şem/e yanar bi ziya
Gerçi tenden can ayırmak pek kolaydır ehline…
Doğu cephesine, vatan müdafaasına talebeleriyle katılmış, askere moral dersleri vermiştir. 1914 Osmanh-Rus harbinde Sarıkamış cephesinde, talebeleri başında iken, hastalanmış Erzurum’a dönmüş kısa bir süre sonra 36 yaşında 19 Aralık 1914 Yaradan’ına kavuşmuştur. Kabri şerifi Taşkesenli camii yanındaki aile kabristanında, babası Şeyh Ahmed Efendi’nin yanındadır. Ziyaeddin Efendi’nin ayak ucunda oğlu Şeyh Şahabeddin Efendi yatmaktadır.
Mezar şahidesinde;
Ya baki entel baki
Nevir mergeda Sultanul aşikin
Fil cenaheynis-Sani Eş-Şeyh Muhammed
Ziyauddin in Nakşi bendiyi Taşkesaniyi
Bi nuri Kerimettis-Sebül mesani
El Fatiha
Fevülidet (doğumu) H. 1296
Vefatı H. 1332
[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”]
Kaynak( Allah bu çalışmaları yapanlardan razı olsun. Ebedi saadet nasip etsin. Amin)
Erzurum’un Kandilleri , Abdurrezzak Türk , Arı sanat Yayınları
Silsile-i Aliyye’nin Taşkesenli Halkası , Fuat Taşkesenligil
[/toggle]
Çöğenderli Hacı Salih Efendi (k.s.)
Erzurum’a 26 km. Pasinler’e 12 km. mesafede bulunan, Pasinler’e bağlı Çöğender köyündedir. Köye girişte sol tarafta köy kabristanı, sağ tarafta Hacı Salih Efendi’nin türbesi mevcuttur.
Salih Efendi Hazretleri Kırımdan gelen ve ilk Of müftüsü olan Tahir Efendinin torunlarındandır. Çaykara Yukarı Akdoğan köyünden Hanecizade oğullarındandır. Babası Trabzon’un ileri gelenlerinden Hanecizade Hacı Şerif Efendi’dir. Soyu aslen Kırım’dan göçle Erzurum’a gelmiş, oradan da Trabzon Çaykara’ya göçmüşlerdir.
Hacı Salih Efendi Hazretleri 1898’de Trabzon’un Çaykara ilçesinin Akdoğan köyünde dünyaya teşrif etmiştir. Babası Muhammed Şerif Efendi, annesi Havva hanımdır. Sülalesi ilim ehli insanlardır.
Merhum pederi, o doğmadan önce annesine şöyle demişti: “Bu çocuk erkek olacak, salih bir kimse olacak. Sakın ola ki ona abdestsiz süt vermeyesin.”
Tahsil hayatı
Ailesi, Salih Efendi doğduktan kısa bir zaman sonra Erzurum’un, Pasinler ilçesinin Çöğender köyüne yerleşti. Bunun için Salih Efendi “Çöğenderli” olarak tanındı.
İlk derslerini dedesi İbrahim Hakkı Efendi’den alan Salih Efendi, 7 yaşında hafız oldu. Bundan sonra 1915 yılına kadar memleketi olan Çaykara’da tahsiline devam etti ve icazet aldı. Aynı zamanda, tasavvuf yolunda ilerlemek için devrinin büyük âlim ve mutasavvıfı Hacı Ferşad Efendi’ye intisap etti. Ferşad Efendi, Nakşibendîliğin Gümüşhanevi koluna mensup, 40 sene müderrislik yapmış çok değerli bir zattı.
Salih Efendi, 18 yaşına kadar bu feyyaz ilim menbağının ikliminde serinledi. Daha sonra, irşad faaliyetlerinde bulunmak üzere Erzurum’a geldi. Çeşitli köylerde bir müddet tesirli hitabetiyle gönül iklimlerini coşturdu. Erzurum’a dönünce, bir süre Tortum’a bağlı Kisha (Uncular) köyünde imamlık yaptı.
İlme doymayan Salih Efendi, Kisha’da kaldığı bu süre içinde Vıhikli Muhammet Efendi’den de Kadiri icazeti de alarak ilmini artırdı. Daha genç yaşlarında iken bile iffeti, edebi, kemalatı ile dikkat çekiyordu. Hatta daha çocuk yaşlarındayken Alvar İmamının şu beşaretine mazhar olmuştu: “Bizim Salih, salih bir kimse olacak.”
İrşadla geçen ömür
1924 yılında önce babasını, ardından dedesini kaybeden Salih Efendi, 1925’te askere gitti. Asker dönüşü Çöğender’de kalmaya devam etti. 1929’te çok sevdiği şeyhi Hacı Ferşad Efendi’nin ufulü üzerine Alvar İmamı Hace Muhammed Lütfi hazretlerine intisap etmek istediyse de, Efe hazretleri “Senin dersin yüksek yerden. Ona devam et.” diyerek eski dersine devam etmesini tavsiye buyurmuştu…
Çöğender’de bir süre imamlık yapan ve burada kaldığı süre içerisinde çevresindekilerden büyük bir ilgi ve alaka gören Salih Efendi, 1936 yılında Pasinler’in Sivaslı Camii’nde yaklaşık bir yıl imamlık yaptı.
“Lisan-ı pakinde her dem lafzullah.. Etrafa hizmeti hasbeten lillah.. Hulus-i tam ile etmiş zikrullah.. Halka-i tevhidde devran eylemiş.”
Yusufiye Medresinde
1939’da bir süre hapiste yatan Hacı Salih Efendi, hapishane arkadaşlarıyla birlikte güzel günler geçirdiğini anlatırken, yanlarında büyük veli, Mahmut Vehbi Efendi Hazretlerinin de bulunduğunu ifade etmektedir.
Salih Efendi ilerleyen yaşlarında, Mahmut Vehbi Efendi ile birlikte hapishanede kaldıkları günlerin güzellik ve önemini ifade sadedinde, “Hayatımda ne varsa Vehbi Efendi ile geçirdiğimiz o yetmiş gündür.” diyecektir.
Hizmetleri
1947’de Alvar İmamı ile ilk haccına gitti. Hac dönüşü geldiği Kurnuç köyünde 5 sene imamlık vazifesine devam etti. 1950’de ikinci defa hacca gitti. Hayatı boyunca 10 defa hac yapmıştır.
1952’de Hasankale’de meydana gelen deprem’de göçük altından çıkarıldı. 1954’te Sivas, 1955’te Denizli 1956’da Merzifon bu zatın bereketinden nasibini aldı. Aynı yıl bir müddet Çorum’da vaazu nasihatta bulundu. Gittiği yerlerde dokunaklı hitabeti, melek nümun siması, mahviyyet ve mahfiyeti ile ölü kalplere sağnak olup yağıyor ve herkesi kendisine müştak ediyordu.
1960’da Sarıkamış’a bağlı Yeniköy’e yerleşti. Orada 5 sene imamlık vazifesinde bulundu ve yöre halkı tarafından baştacı edildi. 1965’te Çöğender’e döndü. İki sene sonra Erzurum’a taşındı.
Dosta Vuslat
1971’de İstanbul’a teşrif etti. Küçükköy’e yerleşti. Gittiği her yerde olduğu gibi burada da kısa bir zamanda büyük bir sevenler halkası etrafında halelendi.
Hacı Salih Efendi, dünyaya hiç ehemmiyet vermemiş daima insanlara hizmete koşmuş, sofrasında misafirsiz yemek yememeye gayret etmiştir. Numune-i imtisal olan hayatı Rasûlul-lah’ın çizgisinden asla uzak olmamış, en büyük kerameti Sünnet-i Rasülullah’a ittibası olmuştur.
Ve nihayet 2 Şubat 1991’de her zaman emirlerine büyük bir titizlikle uyduğu rabbinin “ircii” çağrısına teslim olarak bu sıkıntı yurdundan ferahlık meşherine adım attı. İnna lillah ve inna ileyhi raciun…
Milletimizin manevi önderlerinden biri olan Hacı Salih Efendi Hazretleri’nin mübarek naaşı Bakanlar Kurulu kararı ile defnedildiği Esat Paşa Cami Haziresindeki kabrinden 6 ay sonra izinsiz olarak çıkarılarak Çöğender Köyü’nde yeniden defnedilmiştir. Mezarı gece yarılarında gizlice açan Çöğender Köyü sakinleri mübarek vücutlarının hiç bozulmadığını hayretle müşahede etmişlerdir.
Hacı Salih Efendi’nin kabri şerifleri Erzurum’a 26 km. Pasinler’e 12 km. mesafede bulunan, Pasinler’e bağlı Çöğender köyündedir. Köye girişte sol tarafta köy kabristanı, sağ tarafta Hacı Salih Efendi’nin türbesi mevcuttur. Türbe dört sütun üzerine oturtulmuş, dikdörtgen planlı çevresi açık, üzeri iki uçta mahruti birer kubbe, kubbeler arası açık güzel bir mimari yapı ve yan tarafta Hacı Salih Efendi adına yapılmış bir cami mevcuttur.





