Ana Sayfa>admin(Sayfa 121)

Sultan Taceddin Altınbaş

Sultan taceddin 1

Havza’ya 5 kilometre batısında Şeyh Safi Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

Anadolu’daki son Selçuklu sultanı olan Mesud’un şehzadesi ve halefi, “Gazi Çelebi” diye meşhur olan Sultan Taceddin Altunbaş’a ait olduğu belirtilen türbenin kitabesi bulunmadığından türbenin tarihi hakkında kesinbilgi edinilememektedir. Ancak son Selçuklu sultanı olan Mesud’un oğlu olması ve 1344 yılında tanzim edilen vakfiyeden anlaşıldığına göre türbe 1300’lü yılların ikinci yarısına yakın bir zamanda inşaa edilmiştir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbeye ait mezar, Selçuklu dönemine ait eski kesme taşlarla kaplanmıştır. Kesme taşılarişlemeli olup, mezar taşı başlıklıdır.
RİVAYET: Kayıtlara göre, Sultan Taceddin “Küçük, Sultan Gazi” diye meşhurdur. Kayıtlar, Gazi Çelebinin 1344 yılında tanzim etmiş olduğu vakfiyesinde yer almaktadır. Bu vakfiyeden anlaşıldığına göre, Sultan Mes’ud oğlu olan Sultan Taceddin Altınbaş, Kur’an cüzlerinin okunması için, köyler vakfetmiştir. Şeyh Safinin Selçuklular döneminde Selçuklu Sultanlarının da önem verdikleri bir şahsiyet olması ve Selçukluların Anadolu’daki hâkimiyetleri sona erdiğinde, çoküzülüp hastalanan Tacettin Altınbaş’ın Şeyh Safinin yanına gelmek, hatta öldüğünde buraya gömülmek istediğibilinmektedir. Nitekim kayıtlarda Sultan Taceddin’in türbesi için şöyle yazılıdır: “Türbe-i Gazi Çelebi şehzade-i SultanMes’ud derkarye-i Umurbey, Nam-ı diğer Şeyh Savcı der- Simre-i Havza Tabi’i Amasya” (Sultan Mes’ud’un şehzadesi Gazi Çelebi’nin Amasya’ya tabi Havza Simre’sine bağlı Umurbey, diğer adıyla Şeyh Safi köyündeki türbesi.) Türbehalk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Yahya Paşa Türbesi

Yahya Paşa Türbesi 1

Havza’ya 3 km güney batısında Pınarçayırı Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Yahya Paşa” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenintarihi hakkında bilgi edinilememektedir. Ancak mahallinden edinilen bilgilere göre türbenin milli mücadele yıllarının ardından yapıldığı tahmin edilmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde taşduvarlaçevrilmiştir. Türbenin içindeki, mezar ise betonla çevrilmiş, üzerine demir tellerden çit yapılmıştır. Türbe içerisinde ağaçlar bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yahya Paşa hakkında çeşitli rivayetleranlatılmaktadır. Milli Mücadele yıllarında ilçe merkezinden Yahya Paşa, Hacı Dede, Hasan ve Osman adlarında dörtkardeşin Rum çeteleri ile savaşmak için ilçe merkezinden köyün bulunduğu bölgeye gelerek değişik köylere ayrıldığı Yahya Paşa’nın “Ben de bu köye girem” diyerek Pınarçayırı Köyü’ne yerleştiği mahallinden edinilen rivayetlerdendir.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Muhammed Raşit Erol (k.s.)

Adıyaman – Menzil

Babası Gavs-ı Bilvanis-i Seyyid Abdulhakim Hüseyni (k.s.) hazretleri olup Nakşibendî büyüklerindendir. Dedeleri Seyyid Muhammed, Şeyh Muhammed Diyauddin (k.s.) hazretlerinin k_3922halifelerindendir. Baba ve dedeleri ilim ve tarikat ehli olan Muhammed Raşid Erol (k.s.) Evladı Resul olup Bilvanis seyyidlerindendir. Hz. Hüseyin (r.a.) soyundan geldiği için de “El-Hüseyni” denilmektedir.

Dedesi Seyyid Muhammed (k.s.) medreselerde yetişmiş çok büyük bir âlimdi. Hüsn-ü hat sanatında çok mahirdi. Hazret’e intisap etmiş, Nakşibendî halifesi olarak icazet ve hilafet almıştı.

Fakat kendisi şeyhine “Sizin sağlığınızda kendi halifeliğimi açıklayamam, sizden sonraya kalırsam, açıklanmasını birisine vasiyet edersiniz. Aksi takdirde sizin yaşadığınız devirde ben mürşidim ben şeyhim diyemem, lütfen beni gizleyiniz” diye rica etmişti.

Şeyhinden önce vefat ettiği içinde halifeliği açıktan ilan edilmeyip gizli kalmıştır. Babası olan Gavs hazretlerini Seyyid Muhammed’in vefatı üzerine Seyyid Maruf (k.s.) (seyda hazretlerinin dedesinin babası) büyütmüştür.

Gavs hazretleri Siyanüs seyyidlerinden olan Fatıma hanımla evlenmişler, bu izdivaçtan Seyyid Muhammed (k.s.), Seyyid Muhammed Raşid (k.s.) ve Seyyid Zeynel Abidin isimlerinde üç oğlu ile Halime ve Hatice isminde iki kızı olmuştur. Zeynel Abidin küçük yaşta vefat etmiştir.

İlk zevcesinin teşvikiyle evlendiği Taruni köyünden Seyyide olan ikinci hanımı Sıdıka hanımdan da Muhammed Raşid Erol (k.s.) hazretlerinin diğer kardeşleri, Seyyid Abdülbaki (k.s.), Seyyid Ahmed, Seyyid Abdülhalim, Seyyid Muhyiddin ve Seyyid Enver ile Aynulhayat, Refiate, Raikate, Naciye adlı kız kardeşleri olmuştur. Muhammed Raşid Erol (k.s.) hazretleri 2 yaşlarında iken Seyyid Maruf vefat edince Gavs hazretleri evini Siyanüs köyünden Taruni köyüne taşıdı. Burada 13 sene kaldılar. Daha sonra mürşidi Ahmedi Haznevi’nin (k.s.) izniyle Bilvanis köyüne hicret ettiler.

Şah-ı Hazne Seyda hazretlerini 9 yaşındayken görür. Yüzü aydınlanır. İleride çok sevenleri olacağını belirtir ve Allah’a şükrederek “Biz onun cemaatinde bulunamazsak da, o çok kalabalık cemaatin çobanını görmekte büyük bir nimettir” derler.

Muhammed Raşid Erol (k.s.) hazretleri bu köyde yine Seyyide olan Sekine hanımla evlenmişlerdir. Bu evlilikten Seyyid Fevzeddin, Seyyid Abdülgani, Seyyid Taceddin, Seyyid Mazhar, Seyyid Abdurrakib isimli oğullan ile Haşine, Muhsine, Hasibe, Rukiye, Münevver, Mukaddes, Mümine ve Hediye isimli kızları dünyaya gelmiştir.

KASRİK’TEN MENZİL’E

Gavs hazretleri Bilvanis köyünde 6 sene kaldıktan sonra Muhammed Raşid Erol (k.s.) hazretleriyle birlikte Bitlis’in Kasrik köyüne taşındılar. Burada 11 sene kaldıktan sonra Siirt’in Kozluk kazasının Gadir köyüne hicret ettiler. 9 sene (Burada iken vatan görevini önce acemi birliği olan Manisa’da, sonra Diyarbakır’da tamamladı) kaldıkları Gadir’den hayatının sonuna kadar ikamet edecekleri Adıyaman ilinin Kâhta kazasının Menzil köyüne yerleştiler. Babası Gavs hazretleri 1 Haziran 1972 yılında vefat edince başlayan irşat görevi 21 sene 4 ay 19 gün devam etmişti. Muhammed Raşid Erol (k.s.) Hazretleri babasının vefatında buyurdular:

“Allah (cc) Resulüne ‘Biz seni âlemlere rahmet olarak göndermekten başka bir şey için göndermedik.’ Allah Rasûlünün ölümü dünyanın üzerine musibet halinde çöktü. Benim babam da Allah Rasûlünün varislerindendir. Ben onun Allah yolunda insanları irşat ve ilimle uğraştığına şahidim. Biz onu Allah yolunda olduğu için seviyorduk. Babam vefat etti. Nakl-i mekân etti. Allah Hayy’dır ve mekândan münezzehtir. Öyleyse aşka, Allah’a… her şey fanidir.”

SÜRGÜN HAYATI

1968 yılında halifelik icazetini alan 1972 yılında irşad görevine başlayan Muhammed Raşid Erol (k.s.) yurtiçinden ve yurtdışından aşırı ziyaretçisinin gelmesi 18 Temmuz 1983 tarihinde Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde mecburi ikametine yol açmıştır.

Önce Adıyaman’a, sonra Adana’ya oradan da Gökçeada’ya götürülen Muhammed Raşid Erol (k.s.) çektiği sıkıntı ve adanın havasının, sıhhatini etkilemesi sonucu 30 Ocak 1985 tarihinde Ankara’ya nakledilmiştir.

Burada da 16 ay gözetim altında tutulduktan sonra Merkezi idarenin müsaadesiyle tekrar Menzil’e dönmüştür.

SUİKAST GİRİŞİMİ

Tekrar tebliğ ve irşad hizmetine devam ederken 1991 yılının Ramazan Bayramı bayramlaşması sırasında içerisine zehirli böcek ilacı çekilmiş şırıngayla suikast yapılmış, eline isabet eden zehir etkisini göstermiş, acil müdahaleyle hastaneye yatırılan Muhammed Raşid Erol (k.s.) hayati tehlikeyi atlatmış, fakat elinin üstündeki ve içindeki yaralar sebebiyle uzun süre ızdırap çekmiştir.

Şeker, damar sertliği, tansiyon ve romatizma hastalıkları nedeniyle uzun yıllar tedavi gören Muhammed Raşid Erol (k.s.) ölümünden bir yıl önce ayağı kırılmış çektiği ızdıraplara bir yenisi eklenmiş, fakat irşat faaliyetleri kesintisiz devam etmiştir.

Romatizma sebebiyle her yaz gittiği Afyondaki kaplıcalardan Ankara’ya dönüşünden bir kaç gün sonra 22 Ekim 1993 Cuma günü cuma namazından önce 63 yaşında Rahmet-i Rahman’a kavuşmuştur.

Vefat haberini alan onbinlerce seveninin katılımıyla 23 Ekim’de Menzil’de babasının yanı başında toprağa verilmiştir.

Kaynak: MenzilNet

Yahya Dede – Samsun

Yahya Dede

Havza’ya 5 km kuzeyinde Mısmıl Ağaç Köyü içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Yahya Dede” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Beşgen şekilde inşaa edilen türbe kubbe çatılı olup türbenin dışı sıva üstü boya içi ise çini kaplamadır. Türbe içerisindeki kabir mermerle kaplanmış üzerinde ise sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yahya Dede Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, çocuğu olmayanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile evlat sahibi olmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Yöre halkı ziyaret sonrası çocuklarına erkek olursa Yahya, kız olursa Satı ismini koymaktadır. Yıllardır suren gelenek üzerine köydeki erkeklerin çoğunun ismiYahya’dır. Bölgede tahmini 500’ün üzerinde ismi Yahya olan kişi bulunmaktadır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Sofu İbrahim Baba – Samsun

Sofu İbrahim Baba

Havza’ya 17 km güney doğusundaki Kocapınar Köyü’nde 1km uzak tarla içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Sofu İbrahim Baba” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığındantürbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde doğal taşlarla çevrilmiştir. Türbenin içinde kabir ve ağaç bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Molla Abdullah Oğlu Sofu İbrahim Baba Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak,hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Sofu Dede – Samsun

Sofu Dede

Havza’ya 17 km güney doğusundaki Kocapınar Köyü’nde köy yolu kıyısında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Sofu Dede” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenintarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde doğal taşlarla çevrilmiştir. Türbenin içinde kabir ve ağaç bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Sofu Dede Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Siğil ve öksürük şikayeti olanlar tarafından da türbe ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Kıroğlu Evliyası

Kıroğlu Evliyası

Havza’nın 9 km Güney Doğusunda bulunan Kıroğlu Köyü’nde gölet yanında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Kıroğlu Evliyası” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı doğal taşlarla çevrilmiştir.Türbenin içindeki mezar ise mermer kaplanmıştır. Türbe içerisinde 4 adet pelit ağacı bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Kıroğlu Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir.Ayrıca adak adayanlar adaklarını türbede kesmektedirler.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Ahmed Dede – Samsun

Ahmed Dede

Havza’nın 17 km Kuzey Doğusunda bulunan Kamlık Köyü yol kıyısında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Ahmet Dede” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbenin dört tarafı doğal taşlarla çevrilmiştir.Türbenin içindeki mezar ise mermer kaplanmıştır. Türbe içerisinde ağaçlar bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Ahmet Dede Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, kurak zamanlarda yağmur duası öncesi Allah’tan (c.c) bereket istemek için ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Abdulaziz Türbesi

Ahmed Dede

Havza’nın 17 km Kuzeydoğusunda bulunan Kamlık Köyü’nde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Abdülaziz” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde doğal taşlarla çevrilmiştir. Türbenin içindeki kabrin çevresi de doğal taşlarla örülmüş, mezar ise mermer kaplanmıştır.Türbe içerisinde ağaçlar bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Abdulaziz Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, yağmur duası öncesi Allah’tan (c.c)bereket istemek için ziyaret edilmektedir. Abdulaziz Türbesi ayrıca erkek çocuğu olmayan çiftler tarafından ziyaretedilmekte ve Allah’tan hayırlı erkek evlat istenmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Abdurrahman Türbesi – Samsun

Abdurrahman Türbesi 1

Havza’nın 19 km kuzey doğusunda bulunan Kale Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Abdurrahman” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yenideninşaa edilmiştir. Çatısı kiremit kaplama olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe içerisinde mermer sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Abdurrahman Türbesi hakkında çeşitlirivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Hasta olarak genellikle baş ağrısı çeken hastalar türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummaktadır. Köy halkı Abdurrahman Türbesi nedeniyle köyde uzun yıllardır dolu afetinin yaşanmadığına inanmaktadır.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)