Şanlıurfa – Merkez – Şıh Maksut mahallesi , Şıh Maksud Tepesi Şıh Maksud (Şeyh Mesud) Türbesi Şıh Maksud Mahallesi, Şıh Maksud tepesi üzerinde yer alır. Türbe, Şıh Maksud’un medrese olarak kullandığı rivayet edilen zaviyenin içerisinde yer almaktadır. Türbenin içerisinde bulunan tabelada şu bilgileri yer alır. …
Şanlıurfa – Merkez – Harrankapı Kabristanında Urfa’da dünyaya geldi. Babası Abdullah Şeddadi Aşireti’nden annesi Hediye Hanım Şeyhanlı Aşireti’ndendir. Genç yaşta Abdurrahman dede köyünden Rahime adlı bir hanımla evlenir ve bu evlilikten bir oğlu (Hacı Bahaeddin Abacı) ve üç kızı (Saliha, Emine ve Zeyneb) dünyaya gelir. …
Şanlıurfa – Merkez – Bediüzzaman Kabristanında Harran Kapı Mezarlığı içersinde yer alan bu türbe, kesme taşlardan sekizgen planlı ve tek kubbeli olarak inşa edilmiştir. Kitabesinde şöyle yazılıdır: Bu mezar, seyyidler seyyidi, iyilik ve güzellikler babası, Seyyid Maksud oğlu Seyyid Hacı Ali’nindir. Allah’ın rahmetine kavuştuğu Rebiyülevvel 1003 (Kasım 1594) …
Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Altoğar (Altunakar) köyünde hicri 1279 tarihinde doğmuştur. İnsanları Hakk’a dâvet eden, onlara doğru yolu gösterip, hakîkî saâdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin otuz dördüncüsüdür.
Babası, meşhur ulemadan, aynı zamanda Şeyh Hasan-i Nurani’nin halifesi olan Şeyh Kasım El-Hadi Altunakar (El Toğârî) Hazretleridir. İlim ve tarikat tahsilini babasının yanında yaparak sohbetlerinde kemale ermiş hem ilim, hem tarikat icazetini alarak babasının halifesi olmuştur.
Muhterem babası Şeyh Kasım El-Toğari resmi bir dilekçe ile oğlu Şeyh Halid-i Gülpevari’ye (Gülpınar) Siverek ilçesinde görevlendirmiştir. Bu dilekçe şöyledir;
Vilayeticelilelerine mülhak, Siverek kazası dahilindeki –Gülpınar- karyesinde, ihtiyar-ı ikamet ve inziva eyleyip, ibadet ve duayı vacib-ul edayı cenab-i Padişahiye muvazebetle meşğul iken, her nasılsa hasbelkader bundan birkaç ay evvel, Mekke’ye i’zam olunan oğlum Şeyh Halid, Dairelerinin şayani mürüvvet ve merhamet olan ahvali perişaniyeti iştimaline dair, kendisinden bu kere almış olduğum arabiyyul ibare bir kıt’a mektubunu zat-ı Ali-i Vilayetpenahilerine takdim etmiştim.
Münderecatından, mumaileyh dailerinin güya Mekke’den hilafı rızai ali, firar eylemiş olması hakkında zuhur eden havadis ve eş’arat’ın, makarin-i Hilafe-i Uzma’ya, her mü’min ve muvahhid’in ma’ruden uhde-i sadakati olan daavat-ı Hayriye ile meşğul bir hal’i felaket ve zaruret içinde olduğu halde, merahim ve eşfak’i alemşumuli şehriyari’ye muntazır bulundağu ve şu hal Mekke’ye i’zam içun sebeb addedilen şeylerin mahiyetini tehvin ve mağduriyet ve sadakatini açıklamakla bulunmuştur.
Ahvali hususiye ve umumiyemize tahvile vakıf olan vilayet-i Celileleri ahalisince ma’lumdur ki, gerek senakar malasşiarları ve gerek oğlum mumaileyh Şeyh Halid daileri, fukarayı tarikat-ı aliyeyi Nakşi’den olup, sakin olduğumuz karyelerde, ta’lim-i ulum’i diniyye ile iştiğal ve bu cihetle isticlab-ı daavat-ı hayriyye-i ayat-ı cihanbani ile vazife-i sadakat ve ubudiyeti ikmal edegelmekte, hilafı emr ve rıza-i ali, hiçbir hal ve harekette bulunmamış ve bundan böyle dahi bulunmayacağımız derkar bulunmuştur.
Mumaileyh dailerinin Mekke’ye i’zamından bu an’a kadar tarafı ali-i asifanelerinden icra buyurulan tahkiat ve tetkikatı lazime neticesinden dahi, mumaileyh daileri hakkında, dermeyan olunan şeylerin ehemmiyetsizliği bir derece tahakkuk eylediğine ve mumaileyh’in burada kalan evladu iyali, bir hali sefalet ve felaket ve acizleri de, bu şehir-i sırr-ı şeyhuhat içinde, mufarakatı evlat teessürat-ı tahammülkedalerine takat getirememekte olup, bu gah rıza-i ali ve merhamet-i meselleme-i cenabi velayetpenahileri kail olunamayacağına binaen, dailerinin; ikamet etmekte olduğum karye’de oturup hizmeti daiyanemde bulunmak üzere mumaileyh dailerinin yine bu tarafa celbine delalet ve merhamet-i aliyye-i fehimanelerinin ……..(okunamadı)……. Buyurulması, istirhaf-e cesaret olundu Ol bab da emr ve ferman Hazret-i men leh’ul emr’indir. 28 teşrinievvel 1306 Tarikat-ı Aliye-i Nakşibendiye hulefasından Şeyh Kasım Mühür
Şeyh Halid-i Gülpınar henüz genç sayılan 27 yaşında babasının emriyle bu dilekçe ile Şanlıurfa iline bağlı Siverek ilçesinin Gülpınar nahiyesine görevlendirilerek hemen medrese tedrisata ve tekkede irşada başlar. Birçok ulema ve meşayih yetiştirir.
Türbesi Şanlıurfa ili Siverek ilçesi Gülpınar Beldesinde meftun bulunmaktadır. Sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir. Bölgenin halkını irşâd ederek birçok talebe yetiştirdi. Yetiştirdiği ve icazet verdiği en büyük talebeleri şunlardır: Oğlu Eyyüb Gülpınar, Seyyid Mevlana Muhammed Halid-i Zilan ve Muhammed Bel Fırat Hazretleridir.
Şeyh Ali Efendi ; Şanlıurfa – Balıklı Gölün hemen kenarında
Şazeli Ali Dede 17.yy da Urfa’da yaşamış Şazeli Tarikatı Şeyhidir. Halil-ür Rahman kabristanındaki türbe içindeki bir pakette Osmanlı Padişahlarından IV. Murat’ın 1639 Bağdad Seferine giderken, Şazeli Ali Dede’ye misafir olduğu ve Padişahın Ali Dede’ye ihsanlarda bulunduğu yazılıdır. Ali Dede Afrika’dan İstanbul’a gitmiş ve Erenköy’e yerleşmiştir. Daha sonra Urfa’ya gelip Halil-ür Rahman civarına yerleşmiş ve tekke açmıştır. Padişahın verdiği beraata göre Afrika’da yaşayan Şazeli Tarikatı kurucusu Şazeli Hasan Dede evlatlarındandır. Padişah IV. Murat, Ali Dede’nin müracaatı üzerine Karaköprü Koyunu Ali Dede’ye bağışlamıştır. Beratın altında devrin büyük devlet adamlarinin ismi yer almaktadır. Beratta geçen Mehmet Paşa, Sadrazam Gürcü Mehmet Paşa’dır. Şazeli Ali Dedenin evlatları yakın zamana kadar hala şeyhliğe devam etmişlerdir.
Kaynak: Kültür ve İnançlar diyarı Şanlıurfa – Şanlıurfa Valiliği
Şanlıurfa – Bediüzzaman kabristanında. Kabristanın haleplibahçe caddesindeki kapıdan girdiğimiz zaman 50 metre yukarıda soldaki Nebih Efendi türbesinin hemen arkasında