Veli Dede – Edirne

Edirne – Lari camii karşısında Veli Dede Tekkesinde

Veli dede ile ilgili olarak kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Mezar taşında ; ” Gülşeniyye tarikatı şeyhleri büyüklerinden himmet ehlinin kutbu ve asrın en seçkin Veli Dede Efendi” yazar. 1043/1631 tarihinde vefat ettiğinde şeyhi olduğu tekkenin yakınındaki Lari caminin karşısındaki türbesinde sırlanmıştır. Söz konusu tekkeye Veli Dede’den sonra 1049/ 1637 yılında oğlu Mehmed Efendi (ö. 1070/ 1659) postnişin olmuştur.

Uzun yıllar harap halde olan türbesi , Edirne valiliği tarafında restore edilmiştir. Allah onardan razı olsun.

Mehmed Efendi
Mehmed Efendi, Gülşeni Veli Dede‘nin oğlu olup, Edirne’de dünyaya gelmiştir. İlim ve irfan tahsilini tamamladıktan sonra Gülşeniyye tarikatı meşayihinden, Süleymaniye Küçük Pazarı’ndaki Şah Melek Zaviyesi şeyhi Kutub Efendi’ye inabet etmiş ve tarikat adabını kesbe himmetini sarfederek babasının makamına postnişin olmuştur. Bu hal ile günlerini geçirmekte iken 1070/ 1659 tarihind vefat etmiş ve Lari Camii yakınında olan babasının türbesine defnolunmuştur.

Meşhur şair Karni Efendi’nin babası Şeyh İbrahim Gülşeni bu zattan icazet almıştır. Vakayi’u’l-Fuzala’nın beyanına göre, Mehmed Efendi Kutub Efendi’den, onlar da Hamdi Efendi’den, onlar da Seyyid Salih Efendi’den, onlar da babası Seyyid İbrahim Efendi bin Seyyid Hasan Efendi’den, onlar da eniştesi Şeyh Muhyiddin Efendi’den, onlar da babası olan Seyyid Hasan Efendi’den, onlar da büyük kardeşi Şeyh Ali Sükuti Efendi’den, onlar da babası Seyyid Ahmed Hayali Efendi’den, onlar da büyük nazar sahibi olan babası Pir İbrahim Gülşeni’den feyzyab olmuştu

İbrahim Efendi
İbrahim Efendi, Gülşeni Veli Dede’nin ikinci oğludur. 1107/ 1695 tarihinde Lari Camii karşısında Veli Dede Dergahı postnişinliğinde bulunduğu sırada vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir Edirne ulemasından Faizi Efendi irtihfiline şu tarihi tanzim etmiştir:
Gelüb didi birisi kudsiya’nın Fayiza tarih
Revan oldı gülizar-ı cinona Gülşenizade.

Kaynak ;
Dr. Selami Şimşek , Edirne’de Tasavvuf Kültürü , Buhara Yayınları , 2008

Şücaeddin Karamani (k.s.)

Edirne – Londra asfaltından Darulhadis camiine giderken Tabakhane caddesi üzerinde.

Anadolu velîlerinden. İsmi, Şücâeddîn‘dir. Aslen Aksaraylı olup, Karamânî nisbetiyle meşhûr olmuştur. Doğum ve vefât târihleri bilinmemekle birlikte, Çelebi Sultan Mehmed Han ve İkinci Murâd Han zamanlarında yaşadığı bilinmektedir. Edirne’de vefât etti ve bu şehirde Debbağlar Mahallesindeki mescidi ve dergâhının bulunduğu yerde defnedildi.

Zamânının büyük velîsi Şeyh Hamîd-i Kayserî’nin (Somuncu Baba’nın), sohbetinde bulunup, ondan aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti ve feyz aldı. Yüksek derecelere kavuştuktan sonra, Edirne’de talebe yetiştirip, Allahü teâlânın yüce dînini ve Peygamber efendimizin güzel ahlâkını anlatmakla meşgûl oldu.

Bir gün Sultan İkinci Murâd Hân, Edirne’de abdest tâzelemek üzere çıktığı zaman ayağı kayıp düştü. O sırada nûr yüzlü bir kimse peydâ oldu. Sultânı elinden tutup, o tehlikeli hâlden kurtardı ve âniden kayboldu. Sonra Pâdişâh, kendini tehlikeden kurtaran o zâtla görüşmek istedi. Edirne’nin bütün sâlih kimselerini huzûruna dâvet etti. Ancak, dâvet ettiği kimseler arasında aradığı zât yoktu. Nihâyet bütün Edirne halkını bir yere toplatıp, birer birer gözden geçirdikten sonra, aralarında, elinden tutup kurtaran Şücâeddîn Karamânî’yi buldu. Ona hürmet edip, iltifât ve ihsânlarda bulundu. Debbaglar Mahallesinde ona bir mescid ve bir dergâh yaptırdı. Talebelerine Murâdiye evkâfından maaş bağlatıp, ihsânlarda bulundu.

Şücâeddîn Karamânî, kendi mezarının duvarını, kendi eliyle kerpiçden yaptı. Her kerpici, yerine üç defâ İhlâs sûresi okuyarak koydu.

Kânûnî Sultan Süleymân Hân, pâdişâhlığı zamânında Edirne’ye geldiğinde, mescidini büyültüp câmi hâline getirdi. OrayaKur’ân-ı kerîm okuyan hâfızlar, müezzin ve hatîb tâyin etti. O sırada dergâhında vazifeli olan Cerrahzâde Mustafa Çelebi, Şeyh Şücâeddîn Karamânî hazretlerinin yaptığı duvarı yıktırmayıp, bereketlenmek için olduğu gibi bıraktırdı.

Şücâeddîn Karamânî, dergâhını ve mescidini büyütüp îmâr eden müslüman olmayan mîmârın rüyâsına girip, onu İslâma dâvet etti. O da ertesi gün İslâmı kabûl edip, hidâyete kavuştu ve ismini “Hidâyet” olarak değiştirdi.

Şeyh Şücaeddin Dergahı ; 

Tabakhane caddesi üzerinde yer alır. Tekke’nin ilk önce , Sultan II. Murad Han ‘ın emri ile Şücaeddin Karamani hazretleri için inşa edildiği daha sonra Kanuni Sultan Süleyman emri ile 1535 ‘de camiye çevrilerek minare ilave edilmiştir. Camii 1751 deki büyük deprem de yıkılmış olup , çatısındaki kurşunlar ile bazı kalıntılar satılarak yeniden yapılmıştır.

Tekke’de Şeyh Şucaeddin Karamani‘den başka , Cerrahzade Alaeddin Efendi , Cerrahzade Muslihiddin efendi ve Emre Çelebi postnişin olmuştur. Daha sonra Nakşi Şeyhlerinin kontrolüne geçen tekkede , XX. asrın başlarında Şeyhi Uşşakiyeden , Şeyh Hüseyin Efendi postnişin olmuştur.

Günümüzde tekke ve camiden yalnızca minare ile Şeyh Şücaeddin hazretlerinin kabri kalmıştır. Çok şükür ki  , Edirne Valiliği Tekke2nin yeniden inşası için çalışma başlatmıştır.

kaynaklar ;
Türkiye Gazetesi , Batı Anadolu evliyaları cilt 2
Necati Seçkin , Edirne Evliyaları , 1971
Dr. Selami Şimşek , Edirne’de Tasavvuf Kültürü , Buhara Yayınları , 2008