Asarcık’ın merkez mahallesi olan Atatürk Mahallesinde tepe üzerinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında “Hambaşı” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihihakkında bilgi edinilememektedir. MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen bahçe duvarı ile çevrilidir. Türbenin içinde sanduka bulunmamakta, mezarın üstünde ağaçlar yer almaktadır. RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Hambaşı hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Hasta olarak genellikle felçli hastalar türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummaktadır. Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Asarcık’ın 3 kilometre Güneybatısında bulunan Aydın Köyü’ne 1 kilometre mesafedeki Kuşla Beycukmevkiinde tepe üzerinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında “Aydın Köy Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde 1 metrelik duvar ile çevrilidir. Ancak duvar bakımsızlıktan yer yer yıkılmıştır. Türbenin içinde yuvarlak tarihi başlıklar mevcut olup, sanduka bulunmamakta,mezarın üstünde ağaçlar yer almaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Aydın Bey Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmakla birlikte türbe genellikle felç hastası olan kişiler tarafından şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Asarcık’ın 3 kilometre Güneybatısında bulunan Aydın Köyü’ne 1 km mesafede bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında “Divri” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı betonarme dikdörtgen bahçe duvarı ile çevrilidir. Türbenin içinde sanduka bulunmamakta, mezarın üstünde ağaçlar yer almaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Divri hakkında pek fazla rivayet bulunmamaktadır. Türbe yolunun solundaki su insanlar tarafından şifalı su olarak kullanılmaktadır. Türbe halktarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Hasta olarak genellikle sarılık ve felçli hastalar türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifaummaktadır
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
İstanbul – Veznecilerde ; İstanbul Üniversitesi Merkez kampüsün bir alt sokağında yer alan Bozdağan caddesi üzerinde Bozdoğan kemerinin hemen yanında
Halk arasında Helvacı Baba (1510 – 1589) diye anılan Şeyh Yakub Efendi ; 1510 yılında Silifke’de doğmuştur. Melami Şeyhi Pir Ali Aksarayi hazretlerinin halifelerindedir.
Pir Ali Aksarayi hazretlerine intisabı ”Lemazat-ı Hulviyye”’de şöyle alatılır. ” Bir tarihte Pir Ali Sultan ‘ın (k.s.) yetişkin dervişlerinden bir kaç dervişle yoldaş olup Aksaray’a doğru yola çıktı. Gece vakti şeyhin hanesine celal ile geldiler. Şeyh Pir Ali Sultan ; kapı çalındığında hizmetçisine ;
– Bak bakalım , kapıya haramiler gelmişler. Bizi yağmalamak istiyorlar kapıyı aç girsinler dedi.Yakub Efendi ; Pir Ali Sultan bu sözünü duyunca sabah ziyaret etmeyi teklif etti. Fakat diğerleri onu dinlemedi ve içeri girdiler. Yakub Efendi başka bir yerde geceledi. Şeyh Pir Ali Sultan hemen eline bir mum alıp geldi ve haramilerin yüzlerine dikkatle baktı. Her birine hitaben ” Sen falanca mısın” diye sorarak isim namlarıyla onları bildirdi. Sonra;
– Bre münafıklar, ben pirimden bu esrarı döverek mi aldım? siz benim üzerime niçin gelirsiniz? hele ahirette sizinle görüşürüz. Siz acıklı azabı tatmadan akıllanmayanlardansınız, diyerek onları payladı. Sonra bunların herbirini bir semte yolladı. Sabahleyin erkenden Helvai dede gelip önünde elpençe divan durdu. Pir hazretleri,
-Bizim yolumuz bizden bizedir. Sihir ise şeytan iledir. Bizden bize olan rahmani yolu Yakub’ vermek isteriz, dedi. Yakub Efendi’ye kuşak kuşatıp ilim ve çerağ vererek kendisine hayır dua eyledi. Sonra onu İstanbul’a gönderdi. Diğerleri ise sır davasına ve merakına düşüp her biri bir vilayeti teshir etmek üzere gittiler.
Helvai Yakub Efendi 60 yıl boyunca bıkmadan yorulmadan Bayrami – Melami yolunu halka anlatmıştır. Abid zahid ve daima murakabe halinde gönlü uyanık bir melamet eriydi. Cezbe ve aşkla konuşan şeyhine ( ve diğer Melami büyüklerine)nazaran çok daha temkinli ve tedbirli idi. Bu bakımdan ulema tarafından fazlaca aleyhinde bulunulmamıştır.Ömrü boyunca, mensub olduğu Bayrami yolunun geniş halk kitlelerine sevdirmiş, özellikle İstanbul’da yayılmasına büyük çabalar sarfetmiş ve büyük bir itibar kazanmıştır.
İsmail Maşuki hazretleri şehit edildiği zaman Helvacı Baba’da Pir Ahmed Edirnevi hazretleri ile birlikte hapsedilmişti. Acem seferindeki muvaffakiyetsizlik üzerine padişah bu iki zatı serbest bıraktırıp dualarını rica etmiş ve daha sonra zafer kazanılınca Yakub baba ‘ya İstanbul’daki ilk Bayrami Tekkesini, Şehzadebaşı civarında, Bozdoğan kemeri bitişiğinde inşa ettirmiştir. Padişah bir gün bu tekkeyi ziyaret etmiş ve şeyhten burhan talebinde bulunmuş, derhal helva pişirilip padişaha takdim edilince padişah gönlünden helva geçirmiş olması sebebiyle memnun olmuştu. Şeyhin lakabı olan ” Helvai” buradan kalmıştır.
Helavi Yakub Baba 1589 yılında vefat ettiğinde binlerce öğrencisi ve seveni vardı. Vefatından sonra Bozdoğan kemeri altındaki tekkesinde sırlanmıştır.
Kaynak ; Mahmud Cemaleddin El- Hulvi – Lemazat-ı Huviyye – Semerkand yayınları Tarık Velioğlu , Osmanlı’nın Manevi Sultanları , Ufuk Yayınları Mehmed Hakan Alşan , Anadolu Erenleri Melamet Hırkası , Kurtuba Yayınları , 2012 Osmanzade Hüseyin Vassaf , Sefine-i Evliya – 2. cilt , Kitabevi yay.
Alaçam’a 15 km güneyinde bulunan Tepe Bölmesi Köyü’ne 1 km mesafede Alaçam – Durağan anayolunun kıyı kenarında bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında “Hüseyin Dede” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken 1971 yılında betonarme olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısı Atermit ile kaplanmış, iç ve dışı sıva üstü boyadır. Türbeye ait sanduka ise betondandır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Hüseyin Dede hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Mahallinden edinilen bilgilere göre Hüseyin Dede’nin aslı Peygamber efendimizin soyundan olan Evliyaoğulları’na dayanmaktadır. Hüseyin Dede 3 kardeşi ile birlikte Orta Asya’dan gelerek Ağrı’nın Doğubeyazıt bölgesine yerleşmiş ardından Erzurum, Trabzon, Ordu üzerinden Alaçam’a kadar gelmiştir. Alaçam’da Tep Bölmesi Köyü mevkiine gelen 3 kardeşin her biri ok atarak gidecekleri yönü tespit etmişlerdir. Hüseyin Dede’nin oku Tepe Bölmesi mevkiine düştüğünden buraya yerleşmiştir. Hüseyin Dede’nin yakın zamana kadar köye ait Könezli Mahallesi’nde bulunan evinin durduğu da belirtilmektedir. Köyde Hüseyin Dede’ye ait olduğu ileri sürülen birçoksoy bulunmaktadır. Hüseyin baba ile anlatılan rivayetler arasında Dağdan odunları geyiklerin sırtında getirdiği, yine geyiklere buğdayını taşıttığı ve tarlaları sürdürdüğü gibi Türkiye’ye özgü birçok anonim hikâyeler anlatılmaktadır.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Alaçam’a 12 km doğusunda bulunan Yukarı Soğukcam Köyü’ne 1 km mesafede Şeyhler mahallesinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında ” Soğukçam Şeyhi ” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü çivisiz ahşap yapı tarzında sekizgen tarzında yapılmış olup, yıkılan çatısı son yıllarda saç ile kaplanmıştır. Türbeye ait sanduka ise tahtadandır. Türbe çatı kısmı hariç ilk yapıldığı orijinal halini korumaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Soğukçam Şeyhi hakkında pek fazla rivayet bulunmamaktadır. Mahallinden edinilen bilgilere göre türbede medfun bulunan zat Anadolu’da İslamiyet’i yayan İslam Âlimi veli kullardan birisidir. Ancak vefat ettikten sonra kendisi için yapılan türbe zamanla bulunduğu bölgenin ismiyle anıldığından bu zatın ismi kesin olarak bilinmemektedir. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Alaçam’ın merkez mahallesi olan Fatih Mahallesi Geyik Koşan Caddesi üzerinde bulunmaktadır.Türbenin çevresi mesire yeri olarak da kullanılmaktadır
TARİHÇE: Halk arasında “Geyik Koşan” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında kesin bilgi edinilememektedir. MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısı beton olup, dışı yerden denizliklere kadar fayans, denizlik ile tavan arası sıva üstü boya, binanın iç kısmı ise iki bölüm halinde yerden tavana kadar desenli fayans ile kaplıdır. Türbeye ait sanduka ise fayans kaplama üzeri mermerdir. RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Geyik Koşan hakkında çeşitli rivayetler anlatılmakla birlikte Türbe Geyik Koşan dede efsanesiyle bütünleşmiştir. Rivayete göre şimdiki Geyik Koşan mevki çevresinde ormanlıklar bulunan bir yermiş. Türbede metfun bulunan zat, burada yaşar ve geçimini çiftçilikle sağlarmış. Tarlasını bir çift geyikle sürermiş. Bu zatın tarlasını geyiklerle sürdüğünü görenler yaşanan durumu başkasına söyler söylemez gözleri kör olurmuş. İşte bu efsaneden dolayı türbede metfun bulunan zat yöre halkı tarafından Geyik Koşan olarak anılmış, söz konusu bölgede ismini bu efsaneden almıştır. Bölge Alaçam ve Bafra halkı tarafından yaz aylarında mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Alaçam’ın merkez mahallesi olan Karşıyaka Mahallesinde tepe üzerinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında “Sivri Tepe” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken son yıllarda kâgir olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısı kiremit ile kaplanmış, iç ve dış duvarlar sıvalıdır. Dışarıda su kuyusu bulunan türbenin içinde ikişer kabir bulunmaktadır. Türbeye ait sanduka beton üstü ahşaptan yapılmıştır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Sivri Tepe hakkında pek fazla rivayet anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın izniyle şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Alaçam’ın 18 km Güneybatısındaki Kızlan Köyü’nde olup, Alaçam-Duragan ana yolunun sol tarafına düşmektedir
TARİHÇE: Halk arasında “Çakır Hoca” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; kâgir olarak inşa edilmiştir. Çatısı kiremitile kaplanmış, iç ve dış duvarlar briketten sıvasız şekildedir. Türbeye ait sanduka beton üstü ahşaptan yapılmıştır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Çakır Hoca hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Ancak halk arasında Bulut İten Evliyası olarak bilinen Çakır Hocanın, yağmur duasına çıktığında bulutların kendiliğinden dua yapılan alana geldiği ve yağmur olarak toprağa can verdiği anlatılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak için ziyaret edilmektedir Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)
Alaçam’ın 3 km doğusundaki Gökçeboğaz Köyü’ne 1 km mesafede bulunmaktadır. Türbe, Sinop -Samsun Yolu seyir istikametinde yolun sağ tarafına düşmektedir.
TARİHÇE: Halk arasında “Yol Evliyası” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe doğal tarla taşlarından dikdörtgen şekilde inşa edilmiştir. Türbenin ortasında ağaç bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yol Evliyası, hakkında herhangi bir rivayet olmamakla birlikte birçok inanış bulunmaktadır. Türbenin yakınından geçen ana yolda İslami kural gelenek ve ananelere aykırı hareket edenlerin başlarına kaza geleceği bu inanışlardan biridir. Bununla ilgili birçok rivayet vardır.Ana yol yapılırken iş makinesinin ‘Yol Evliyası’ adı verilen türbeye ait mezarı her sökme girişiminde arızalanması ve mezarın bir türlü yerinden kaldırılamaması da halk arasında en çok konuşulan konulardandır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir. Yöre halkı türbeye saygılarından çevredeki 10 dönümlük araziyi köy merasına bağışlamıştır. Özellikle 7 Mayıs’ta keşkek yeri olarak kullanılan türbenin çevresi aynı zamanda mesire yeri olarak da kullanılmaktadır Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)