Ana Sayfa>İller(Sayfa 12)

Cennet Mehmet Efendi

İstanbul – Üsküdar’da Aziz Mahmud Hudai camii giriş kapısının hemen karşısında

Cennet Efendi’nin asıl ismi Mehmet Fenâyî’dir. Tophaneli Kâtip İshak Çelebi’nin oğludur. Kendi dahi kâtip olup “bir saik-i manevî ile Hazreti Hüdâyî’ye” bağlanmış ve onun “irfan ve aşk mektebine” kaydolmuştur. Herşeyini feda eden Fenâyî Efendi, dergâhın helâlarının temizliğine memur edilmiş ve bir zaman hizmetten sonra bu vazifeden al›narak “Hazreti Hüdâyî’nin taht-ı terbiyesinde seyr-i süluk ile tertib-i merâtib” ederek hulefâdan olmuştur.

Cennet mahlasının Şeyhi tarafından verildiği söylenir. Rivayete göre, Cennet Efendi, helâların temizliğinde uzun süre çalıştıktan sonra birgün “yeter artık bitsin bu çile” diye feryat ettiği bir sırada arkasında bulunan Hazreti Hüdâyî, “Cennetlik artık bu işten kurtuldunuz” diyerek onun bundan sonra Cennet ismiyle anılmasına vesile olmuştur.

“Bir aralık sema ve zaviyesine Şeyhi” olan Cennet Efendi, “Şeyhinin ölümünde Tophane’de münzevi olmuş” ve 1067 (1656-57)’de vefat eden Mes’ud Efendi’nin yerine Şeyh olarak Âsitâne’nin üçüncü postnişîni olmuştur. Hazreti Hüdâyî’nin asadarı olduğu da söylenir. Meşîhati 8 senedir. Doksanlık bir pir olduğu halde, 23 Cemaziyelâhir 1075 (11 Ocak 1665) tarihinde vefat etmiş ve vasiyeti gereğince, yıllarca hizmet ettiği helâların karşısındaki zavi- yesinin altına gömülmüştür.

Kendisinin Üsküdar’da Selim Ağa Kütüphanesi’nde Hazreti Hüdâyî fihristi 77. sayfada 1262 noda kayıtlı divanı vardır. 92 sayfadır. Esrâr-ı Tevhid’e vâkıf, ârif-i billah bir zat idi. Şiirlerini Fenâyî mahlası ile yazmıştır. Şair Nailî Mehmet Efendi vefatına şu tarihleri düşürmüştür:
Ehl-i Cennet oldu buyin Cennet’in 1075
Cennet Efendi’ye ola dâr-i cinân mekân 1075

Türbe-i Şerifi ;
Türbe, Aziz Mahmut Efendi Sokağı üzerinde ve Hüdâyî Külliyesi’nin karşındadır. Ahşap olan bu türbe sonradan yanmıştır. Sokağa bakan cephesinde 18 nolu bir kapı ve beş büyük penceresi vardı. Türbe daha sonra Üsküdar Belediyesi tarafından restore edilmiştir. Kapı üzerinde ta’lik yazı ile yazılmış, Mehmet Mısrî imzali, sekiz mısralı mermer bir kitâbe vardır ki, o da şudur:
Rabi’a Hanım olub sahibe-i hayr-ü kerem
Eyledi Hakk yoluna cûd ü semâhat icrâ
Ya’ni bu Cennet Efendi’nin idüb türbesini
Sarf-ı nakd ile bina kıldı mezarın ihyâ
Kıl ziyâret geh gelüb ravza-yı Cennet’dir bu
Şemme-i hak ıtırnâki virir kalbe safâ
Mevlevî nezri ile Şemsî didim târîhin
Rabi’a Cennet’e yapdırdı makâm-ı ulyâ

Nemeka Mehmed M›srî 1287

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak
Kaynak ; Yüzyıllar Boyunca Üsküdar , Mehmet Nermi Haskan , Üsküdar Belediyesi , 2. cilt sy 538
[/toggle]

Asadar Baba

İstanbul – Üsküdar’da Feyziye Hatun camii’nin avlusu yanında ve Selânikliler Sokağı’nın sol tarafında ve iki çatallı ulu bir çınar ağacının yanındadır.

Türbede Celveti sikkeli bir şahide bulunmaktadır. Üzerinde şu kitâbe vardır:
”Asadar Baba Pir Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin Asadar. Lillâhi’l-Fatiha
Sene 1038 (1628-29) ”

Türbenin etrafını beton bir vibet çevirmiş olup hâlâ ziyaret edilir. Hüdâyî Hazretleri, 3/4 Safer 1038 (2/3 Ekim 1628) tarihinde vefat ettiğine göre, esas ismini bilmediğimiz Asadar Baba’nın da aynı yılda vefat ettiği anlaşılmaktadır.

Eskiden “yürümesi geç kalmış çocuklar getirilip etrafnda gezdirilir, bu ziyaretten sonra yürüdükleri” söylenirdi. Bu ulu çınarın altında 1908 tarihinden evvel bayram yeri kurulurdu.

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak
Kaynak ; Yüzyıllar Boyunca Üsküdar , Mehmet Nermi Haskan , Üsküdar Belediyesi , 2. cilt sy 531
[/toggle]

Oruç Baba

İstanbul -Topkapı Şehremini Pazartekke Kürkçü Bostan Sokak’ta

Adı Şeyh Zekai Mustafa’dır. Bursa Yenişehir’den İbrahim Bey’in oğludur. Simavlı Şeyh Hasan Efendiden tarikatını tamamladı. İstanbul’a gelerek Topkapı Şehremini Pazartekke Kürkçü Bostan Sokak’ta Pir Ümmî Sinan dergahına şeyh tayin olundu. Sinaniye şeyhlerinden Çuhadar Muhammed Efendi’den de hilafet aldı. Tasavvufi şiirlerini toplayan divanı çok meşhurdur. Halveti, Sinanî ve Şabanî tarikatı ariflerinden olan Şeyh Zekai Mustafa Efendi’yi İstanbul halkı «ORUÇ BABA» olarak bilmektedir. Rivayete göre Oruç Baba Ramazan ayının ilk orucu Hızır Aleyhisselam ile birlikte bir yudum sirke ve bir zeytin tanesi ile açmıştır. Bundan dolayı Ramazan ayının ilk günü iftar vakti genç – ihtiyar, kadın-erkek bin bir ümitli binlerce müslüman, mahşeri bir kalabalık ORUÇ BABA türbesine akın ediyor. Bir yudum sirke ile oruçlarını açıyorlar, ziyaret ediyorlar, dileklerinin kabulü için dualar ediyorlar. O’nun kimseyi geri çevirmediğine inanırlar, ilk iftarı orada açan darlık görmez. «Hu ile arif Zekaî azm-i lahut eyledi» mısrasının delalet ettiği 1227 – (1812) tarihinde vefat etmiştir. Kabiri sade. mütevazidir. Divanından: Evliyadan yücedir Şah-ı şehîdin payesi Kaabe kavseyni ev ednadan alınmış mayesi Yesrip ve Batha’dan hurşid-i tecellî berk urup Kerbela toprağına düştü o nurun sayesi.

Kaynak ; İstanbul Evliyaları ve Fetih Şehidleri – Şevket Gürel , İstanbul’daki Tarihi Türbe ve Mescidleri İmar Vakfı , 1988

Telli Baba

istanbul – sarıyer – kavaklar a giden yol üzerinde

Kabirleri; Sarıyer’den Kavaklar’a giderken yolun hemen sağındadır.

İstanbul fetih gazilerinden olup fetihte Boğazlar bölgesi gözcüsüdür. Ancak Telli Baba’nın kim olduğu bilinmiyor. Telli Baba, ak gelinlik içinde yuva kurmak isteyen genç kızların evliyası, kısmet arayanların umut kapısıdır. İstanbul’da her gün kaç genç kız gelin olursa, bunlardan hemen hepsinin duvağından koparılan gelin telleri mutlaka Sarıyer’deki Telli Baba türbesini süslemektedir. Arkadaşının mürüvvetine sevinip «Darısı başıma» diyerek aldığı gelin telini Telli Baba’ya getiren genç kız «Bahtıma hayırlı kısmetler düşer, Telli Baba» dileğiyle tellerini bağlar.

Kısa zamanda o genç kız gelin olursa zifaftan önce Telli Baba türbesine gelir, el açar, dua ederek şükran borcunu öder.

1945 senesinde merhum mermerci Hasan Yılmaz tarafından tamir edilen Telli Baba’nın türbesi her gün her yaşta müslümanlar tarafından dolup taşmaktadır.

Aksaray, Çakırağa Mahallesi, Çakırağa Mescidi dahilinde başka bir Telli Dede kabri daha vardır.

Kaynak ; İstanbul Evliyaları ve Fetih Şehidleri – Şevket Gürel , İstanbul’daki Tarihi Türbe ve Mescidleri İmar Vakfı , 1988