Ahmet Tavil Hazretleri

İzmir – Tire’de Molla Mehmet Çelebi camii yanında

Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocalarında olduğu rivayet edilen Ahmet Tavil hazretlerinin kabri ; Molla Mehmet Çelebi camiinin hemen yanındadır.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Sır Hatunlar – Yedi Kardeşler Türbesi

Sır Hatunlar Türbesi ; İzmir – Tire Kavakdibi caddesinde

İzmir ili Tire ilçesinde, Kavakdibi Caddesinde, eğimli bir arazide bulunan bu türbenin yapım tarihi ve kime ait olduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Türbenin kitabesi olmadığı gibi, içerisindeki yedi mezarın da kime ait olduğu mezar taşlarında belirtilmemiştir. Yapı üslubundan XIV. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.

Bu türbede gömülü olan yedi kız kardeşin Buğday Dedenin torunları olduğuna inanılmıştır. Bu kız kardeşler yaşamları boyunca hiç kimse ile konuşmamışlar bu yüzden de Sır Hatunlar ismi ile tanınmışlardır. Kardeşlerin hepsi birden 1473 yılında ölmüş ve bu türbeye gömülmüşlerdir. Sır Hatunların mezar taşlarında:

Dünyanın esasını koyan,
Aleme budur hitab…
Garibin yok medhali,
Vallah-ü alem bissevab…
Ayasuluğu Tahtına imdat,
İnayet eden Sır Hatun,
Budur eyleyene, dua-yı hesab…

Halk arasındaki yaygın bir söylentiye göre, bu yedi kız kardeşin keramet sahibi oldukları ve kerametlerinin ortaya çıktığı anda da öldüklerine inanılmıştır. İnanışa göre Arap Yarımadasında kıtlık baş göstermiş ve oradan gelen bir Arap tohumluk buğday alabilmek için Buğday Dedenin huzuruna çıkmıştır. Buğday Dedeye geliş sebebini anlattıktan sonra tohumluk buğdayının olmadığını ancak, torunları Sır Hatunların kendisine yardım edeceğini söylemiştir. Bunun üzerine Arap Sır Hatunların yanına gitmiş, isteğini iletmiş. Sır Hatunlar ise ellerinde yalnızca iki tas buğday kaldığını bu iki tas buğdayı verebileceklerini söylemişlerdir. Sır Hatunlar kendilerinden geçmiş iki tas buğdaydan kırk çuval buğday çıkarmışlar ve Arapa vermişler. Ancak kerametlerinin ortaya çıktığını Arap gittikten sonra anlamışlar; (Eyvah biz ne yaptık, sırrımızı birisine gösterdik) diyerek dövünmeye başlamışlar. Bu olaydan sonra da hep birlikte karar vererek öbür dünyaya göçmüşlerdir.

Bu olayın duyulmasından sonra Tire halkı bu kız kardeşler için bir türbe yaptırmışlardır. Bundan sonra da yüzyıllar boyunca bu türbeyi Cuma günleri ziyaret etmek gelenek haline gelmiştir.

Türbe kesme ve moloz taştan 3.62×365 m. ölçüsünde kare planlı ve iki katlı olarak yapılmıştır. Alt katta mumyalık üst katta da sandukaların bulunduğu bölüme yer verilmiştir. Mumyalık kısmı 3.53×3.57 m. ölçüsündedir. Türbenin üzeri kubbe ile örtülmüş, alt kattaki mumyalık da beşik tonoz ile örtülmüştür. Türbenin önünde dikdörtgen şekilde bir teras bulunmaktadır.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Şeyh Mahmut Sadık Dede

Şeyh Mahmut Sadık Dede ; İzmir – Tire’de İlçe merkezine 5 km mesafedeki Kaplan köyünün batı yakasında dere kenarında

Bugün türbe tamamen yıkılmış olup sadece temel kalıntıları görülmektedir. Türbe, belgelerde çatılı olarak verilmektedir. Türbe alanı içinde, Girit fatihi vezir kaptan-ı derya Kaplan Ahmet Paşa ile Üsküdar Mevlevi şeyhi Mahmut Sadık Dede’nin mezarları bulunmaktadır. Yola yakın bölümdeki mezarda Kaplan Ahmet Paşa yatmaktadır.

Mezar taşında ; ” Hü Dost kutbül arifin sultan el kilici eşşeyhü Kaplan Baba ruhu için el fatiha”, ifadeleri kullanılmıştır. Kitabede tarih yoktur. Ancak, Kaplan Ahmet Paşa’nın 17.yüzyılın ikinci yarısında vefat ettiği bilinmektedir. Evliya Çelebi, Girit’in fethine gidilirken kadırgaya onun bindirdiğini yazmaktadır.

KAPLAN AHMET PAŞA sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın eniştesi olup Tire’ye sürüldükten sonra Arpacılar (Kaplan) köyünde oturmaya zorlanır. Bu ünlü daha sonra, hem köye adını verecek hem de Tire’ye inen su yolları ve çeşmeleriyle gözde bir ad olacaktır. Özellikle Tire’nin Ertuğrul, Dumlupınar, Ketenci, Turan ve Cumhuriyet Mahallelerinin su şebekeleri önemli ölçüde Kaplan Ahmet Paşa tarafından sağlanmıştır. Ve bu su hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için de önemli vakıflar bırakmıştır. Yaşamını daha sonra kendi adı verilecek olan Arpacılar’da sürdürmüş ve burada ölmüştür.

Diğer kitabe Mahmut Sadık Dede’ye aittir ve kitabede tarih vardır.
Kitabesinde :
“Sabıkan Galata Mevlevihanesinde şeyh olan Yeğen Ali Paşazade eş-Şeyh Numan Bey’in halifesi merhum ve Mağfur eş-Şeyh Muhammed Sadık Dede. 1207” yazılıdır.
Sadık Dede Üsküdar Mevlevihanesinde kendisine verilen görev gereği Mevlevihanenin vakfiyesinde bulunan Mahmutlar Çiftliğinin bulunduğu esnada vefat eder ve Kaplan Dede namıyla anılan kabrin yanına defnedilir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Kaplan Paşa Türbesi

Kaplan Paşa Türbesi ; İzmir – Tire’de İlçe merkezine 5 km mesafedeki Kaplan köyünün batı yakasında dere kenarında

Bugün türbe tamamen yıkılmış olup sadece temel kalıntıları görülmektedir. Türbe, belgelerde çatılı olarak verilmektedir. Türbe alanı içinde, Girit fatihi vezir kaptan-ı derya Kaplan Ahmet Paşa ile Üsküdar Mevlevi şeyhi Mahmut Sadık Dede’nin mezarları bulunmaktadır. Yola yakın bölümdeki mezarda Kaplan Ahmet Paşa yatmaktadır.

Mezar taşında ; ” Hü Dost kutbül arifin sultan el kilici eşşeyhü Kaplan Baba ruhu için el fatiha”, ifadeleri kullanılmıştır.
Kitabede tarih yoktur. Ancak, Kaplan Ahmet Paşa’nın 17.yüzyılın ikinci yarısında vefat ettiği bilinmektedir. Evliya Çelebi, Girit’in fethine gidilirken kadırgaya onun bindirdiğini yazmaktadır.

KAPLAN AHMET PAŞA sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın eniştesi olup Tire’ye sürüldükten sonra Arpacılar (Kaplan) köyünde oturmaya zorlanır. Bu ünlü daha sonra, hem köye adını verecek hem de Tire’ye inen su yolları ve çeşmeleriyle gözde bir ad olacaktır. Özellikle Tire’nin Ertuğrul, Dumlupınar, Ketenci, Turan ve Cumhuriyet Mahallelerinin su şebekeleri önemli ölçüde Kaplan Ahmet Paşa tarafından sağlanmıştır. Ve bu su hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için de önemli vakıflar bırakmıştır. Yaşamını daha sonra kendi adı verilecek olan Arpacılar’da sürdürmüş ve burada ölmüştür.

Diğer kitabe Mahmut Sadık Dede’ye aittir ve kitabede tarih vardır.
Kitabesinde :
“Sabıkan Galata Mevlevihanesinde şeyh olan Yeğen Ali Paşazade eş-Şeyh Numan Bey’in halifesi merhum ve Mağfur eş-Şeyh Muhammed Sadık Dede. 1207” yazılıdır.
Sadık Dede Üsküdar Mevlevihanesinde kendisine verilen görev gereği Mevlevihanenin vakfiyesinde bulunan Mahmutlar Çiftliğinin bulunduğu esnada vefat eder ve Kaplan Dede namıyla anılan kabrin yanına defnedilir.

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun
[/toggle]

Şeyh Nasurettin Türbesi

İzmir – Tire’de Şeyh camii yanında

Şeyh Camiinin doğu duvarına bitişik, çatılı türbe de ailesiyle birlikte yatan şeyh Nasurettin, Cami, sıbyan okulu ve hamamdan oluşan külliyenin sahibidir. Çatılı mekan sanatsal değerden yoksundur. Türbe de kitabe yoktur.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Musa Bey Türbesi

Musa Bey Türbesi ; İzmir – Tire’de Çeşme Alanı sokakta.

Aydınoğlu İsa Beyin oğlu Musa Beye ait olan türbe ayakta kalabilmiş türbelerdendir. Musa Bey’in 1405 tarihinde öldüğü varsayılırsa türbenin de bu yıllarda yapıldığı söylenebilir. Musa Bey, Ankara Savaşından sonra Timuru Tirede ağırlayan Aydınoğulları son beylerinden biridir.
Türbe İzmir ili, Tire ilçesi, Duatepe Mahallesi, Çeşme Alanı sokakta yer alır. Yapı; 15. Yüzyıl erken Osmanlı Dönemi yapısıdır. Şehrin şu an iskan alanı dışında kalan yapı, Aydınoğulları Beyliği dönemi yapısıdır.Sekizgen gövde üzeri yine sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçişlerde pandandif kullanılmıştır. Giriş cephesi yanlara doğru genişletilmiş olup, bu durum karşıdan bakıldığında yapının kare kübik planda olduğu izlenimini verir. Aynı durum Kara Kadı Necmettin Türbesinde de görülür. Güney cephesinde mihrap nişi bulunan yapı, mihrabın iki yanındaki sivri kemerli pencereler ile doğu ve batı cephelerinin üstündeki küçük pencereler ile aydınlanır. Türbenin içinde bugün kabir bulunmamaktadır. Yapı malzemesi olarak taş ve tuğla kullanılmış olan yapı bugün harap durumdadır. Kubbenin büyük bölümü çükmüş vaziyettedir. Kitabesi yok olmuş olan yapının 15. Yüzyıl başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Kaynak
Devlet Arşivlerinde Tire, A.Munis Armağan, 2003.
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Emir Sasa Bey – Kesikbaş Türbesi

Kesikbaş Türbesi  ; İzmir – Tire ‘de , ilçenin Selçuk girişinde yol üzerinde

Tire’nin güney batı ucunda, ilçeye Selçuk yönü girişinin yakınındaki mezarın bir kitabesi bulunmamaktadır. Türbede; kara selvi ağaçlarının altında, dört taraf alçak duvarla çevrili gösterişsiz bir mezar bulunur. Bazı tarihi kaynaklarda ve rivayetlere dayandırılarak bu mezar , Tire’nin ilk fatihi Sasa Bey’e ait olduğu kabul edilmektedir.

Tire’nin ve Batı Anadolu’nun Türkler tarafından fethi sürecinde çok önemli bir yer tutan Sasa Bey; 1308 yılında Menteşeoğulları’nın önderi olarak kendisine bağlı aşiretlerle birlikte Büyük ve Küçük Menderes Havzalarını Bizans’ın elinden alarak bir türk toprağı haline getirmiştir. Bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynayan Türk Tarihi’ndeki önemli kahraman kumandanlar arasında yerini almıştır.

Menteşe Bey’in damadı olduğu bilinen Emir Sasa Bey’in , fetihleri esnasında 30’lu yaşlarda olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Sasa Bey ile kendi eşiti olan Aydınoğlu Beyliğinin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey bölgede hakimiyet mücadelesine girmiş ve araları açılmıştır. Sasa Bey; 1309’da Aydınoğlu Mehmet Bey’in başkenti Birgiyi yağmalamış bu nedenle iki beylik arasında 1310 yılında Tire’de bir savaş olmuştur. Sasa Bey, bu savaşta esir düşmüş ve başı kesilerek idam edilmiştir. Bu nedenle türbeye ” Kesikbaş Türbesi” denilmiştir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Işıklar Türbesi

Işıklar türbesi,İzmir – Tire’de ilçeye altı km. mesafede bulunan Işıklar köyü yolunun iki km. girişinde ve yolun solunda eski köy kabristanı (Işıklar Zaviyesi) içinde yer almaktadır

Beylikler Devri türbesi olmasına rağmen kime ait olduğu belli değildir. Kabristan girişinde ve yüksekçe bir tepe konumuna sahip türbenin küçük tahribatlar olmasına rağmen oldukça iyi korunduğu görülür. İnanışa göre türbede bir kadın yatmaktadır. Türbenin Aydınoğlu İsa Bey’in kızı Hafsa Hatun’a ait olabileceği ihtimali vardır. Zira, türbenin bulunduğu bahçedeki zaviyenin “Çeyiz Parası” ile yapıldığı söylentisi Tire’deki Hafsa Hatun Zaviyesi için de söylenmektedir. Hafsa Hatun’un bugüne kadar bir türbesi ya da mezarı belirlenebilmiş değildir. Işıklar arazisi aynı zamanda Hafsa Hatun’un kardeşi Musa Bey’in vakıf arazileri içinde göründüğü gibi, diğer Hafsa Hatun’un (Süleyman Şah’ın torunu) 1418 tarihli vakfiyesine göre bu bölgenin Aydınoğulları’na ait olduğu da açıktır.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

İsa Baba – Tire

İsa Baba Türbesi ; İzmir – Tire ilçesi Hisarlık Köyü yakınında, Balım Sultan Türbesinin kuzeydoğusunda

Türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber türbe içerisindeki iki mezardan birisinin üzerinde İsa isminin yazılı olmasından ötürü İsa Baba Türbesi ismi verilmiştir. Bölgede yapılan diğer türbeler dikkate alındığında bu türbenin de XIV. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Türbe moloz taş ve tuğladan 4.92×494 m. ölçüsünde kare planlıdır. Üzeri pandantifli kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Ancak bu kubbe düzgün bir şekil göstermektedir. Türbenin batı kenarında, kenara kaydırılmış giriş kapısı bulunmakta olup, herhangi bir özellik göstermemektedir. Duvarlardan biri üzerindeki dikdörtgen söveli tek bir pencere ile içerisi aydınlatılmıştır.

İsa Baba Türbesi, Balım Sultan zaviyesi bahçesinde yer almaktadır. Yapı karakteri bakımından Balım Sultan Türbesinden daha küçük boyutludur.

Türbede iki yatır bulunmaktadır. Bunlardan birinin İsa Baba’ya, diğerinin de eşine ait olduğu tahmin edilmektedir.

Sekizgen bir kasnağa oturan kübik örtüye sahip olan türbe, basık bir tavana sahiptir.

İsa Baba, belgelerde (Kılınç Baba) olarak da yer almaktadır ki türbenin bulunduğu semtte bu adla anılan bir tepe bulunmaktadır. Kendisi aynı zamanda (Ahi dede) ünvanına sahiptir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun