Ana Sayfa>kabir(Sayfa 6)

Alaaddin Kalfa ve Alaeddin Kalfa Mezarlığı

Çanakkale – Gelibolu’da Alaaddin mezarlığındadır.Mezarlığın girişinden sağ tarafa doğru 100 metre yürüyoruz sol tarafta yola yakındır.İstanbuldan gelenler için Gelibolu şehir merkezine dönüşten sonra ilk ışıklardan (gaffar baba türbesi) sola dönüyoruz. Yolun sol tarafında kalıyor.

Gelibolu’nun Alaettin Mahallesi ile Şehir Mezarlığı olan Alaattin Kalfa Mezarlığı’na adını veren kişidir. Bir din adamıdır. Mezarı kendi adını taşıyan bu mezarlığın içindedir. Mezarı yakın zamanlara kadar çokça ziyaret edilen ve adaklar adanan bir mezardı. Eskiden çocuğu olmayan kadınlar, küçük salıncaklar yaparlar ve içine bezlere sarılı bebekler koyarak mezarının başucundaki ağaca asıp dilekte bulunurlarmış.

Alaaddin Kalfa Mezarlığındaki mezar taşlarının tamamı günümüze ulaşmış olmamakla birlikte burası, hem Gelibolu’nun en büyük ve eski mezarlığı olması hem de buraya ilçe merkezindeki muhtelif tarihi mezarlıklardan zaman içinde değişik sebeplerle mezar taşlarının nakledilmesi dolayısıyla son derece büyük bir öneme sahiptir176. Bu mezarlıktaki mezar taşları en büyüğünden en küçüğüne şekli, süslemesi, yazısı ve başlıklarının çeşitliliği ile sanat tarihi açısından çok müstesna örnekler olmalarının yanı sıra içerikleri bakımından da ilçenin sosyal tarihini aydınlatacak çok önemli ipuçları sunmaktadır. 2004 yılında burada yapılan belgeleme çalışmaları neticesinde elde edilen verileri, sosyal hayat açısından değerlendirdiğimizde nüfus yapısına dair konularda, ilçede yaşayanların hangi mesleklere, hangi ailelere, hangi sosyal, tasavvufi vs. zümrelere mensup oldukları, ölüm sebepleri, hangi yaşlarda öldükleri gibi bilgileri elde edebiliyoruz. Kitabelerde geçen meslek isimlerine örnek olmak üzere “kalyoncu, yelkenci, donanma kapdanı, berber, kasap, debbağ, şalgamcı, pestilci, penbeci (pamukçu), telgraf çavuşu, zabtiye katibi, muhasebeci, muvakkit, müderris, ebe” zikredilebilir.

Yazıcızade Camii Haziresinde beş, Cerrah Hüseyin Camii Haziresinde bir, Zadeler Mezarlığında 10, Yürekli Baba üç, Kalender Baba dört, Bahşızade Sultan dört, Tekke Mezarlığı 14, Çilehane dokuz, Eski Zaviye Mezarlığı dört, Seyyidler Halveti Mezarlığı iki, Halveti Tekkesi Mezarlığı iki, Bayraklı Baba 13, Veli Ağa Mezarlığı beş, Kadı Mustafa Mezarı üç, Çitlembik Mezarlığı iki kabir yer almaktadır.

İlçede 16 hazirenin dışında müstakil mezarlar da bulunmakta olup bunlardan biri Gelibolu’da iki mescit yaptırmış olan Has Ahmed Beye aittir. Gelibolu’da bir mescid yaptırmış alan Hoca Hamza’nın mescid binası günümüze ulaşmamışsa da kitabesi bugün Azaplar Namazgahının minber kapısı üzerine konulmuştur. Diğer önemli bir mezar da Vezir-i A’zam Mehmed Paşa’ya aittir

 Kaynak ; Çanakkale Evliyaları , Abdulhalim Durma

Emir Ali Baba

Çanakkale – Gelibolu’da hamzakoyunda sinanpaşa türbesi yakında yol üzerindedir

Kaptan-ı Derya Ali Baba’nın kabri Hamzakoy’unda Sinan Paşa türbesi yakınında yol üzerindedir. Kitabesine göre 1357 yılında oğlu Demirtaş Paşa tarafından yaptırılmıştır. Asıl adı Emir Ali olan bu denizci kişi İmralı Adası’nın fatihidir. Osmanlı İmparatorluğunun II. Amiralidir. Sultan Orhan Gazi ile evlenen Bizans imparatorunun kızı Teodora’yı gemileri ile Bizans’tan alan amiraldir175. Gelibolu’nun fethinde bulunmuş ve o zamanki adı Aya Yorgi Kilisesi olan Büyük Cami civarındaki kanlı savaşta şehit olmuştur.

Türbe penceresi üzerinde ”Kaptan-ı Derya Ali Baba Türbesi” H. 758 yazmaktadır. Bu tarih aynı zamanda Gelibolu’nun fethi tarihidir. Mezarı üzerindeki çapa resimlerinden denizci olduğu anlaşılmaktadır. İmralı adasının fatihi olduğu, bu yüzden fethettiği adaya onun adının verilerek İmralı adası denmiştir. Evliya Çelebi Gelibolu ziyaretinde ondan ”Alemdar Ali baba ” diye söz eder.
Kendisi Türk denizcileri tarafından büyük bir denizci olarak kabul edildiğinden, yakın zamana kadar Gelibolu önünden geçerken çalan sirenleriyle kendisini selamlayarak geçiyorlardı.

 Kaynak ; Çanakkale Evliyaları , Abdulhalim Durma

Kalender Baba

 

Çanakkale – Gelibolu’da Yazıcızade camini geçtikten sonra general Dursun bak caddesine dönüyoruz. 100 mt ilerledikten sonra solda garipler çıkmazı sokağının başında.

Gelibolu’nun fethinde Gazi Süleyman Paşa’nın yanında bulunmuş yiğitliği, ve askere verdiği şevk ve gayretle ün salmış bir gazi alperenimizdir. Hicri 787 miladi 1384 yılında vefat etmiştir. Mezarı üzerindeki kitabe de ”innemen Süleyman ve İnnehu Bismillahirahmanirrahim iza tahyyen tğm fil-umur Feteumimin ehili kuburi fari dervişan ankebut kalender Fatih Kale Gelibolu Vatan asar merhum ve mağrur ruhu için el fatiha (H.787) yazmaktadır.

Hoca Hamza

Çanakkale – Gelibolu’da Hallacı mansur türbesinin karşısından bayraklı baba ya doğru değilde şehit nuriye ak sokağa doğru gidiyoruz. sokağa girdikten sonra fener 2 sokağa doğru devam ediyoruz. Sokakta 50 mt yürüdükten sonra sol tarafta bir evin arka bahçesinde.( çevredeki kişilere soralım)

Hoca Hamza mahallesini adını veren kişidir. Yazıcızade çeşmesinin karşı tarafında Feneraltına doğru inen yerde mezarı bulunmaktadır. Mezarı tamir edilirken aslına uygunluğu bozulmuştur. tamirden önce kitabesinde şunlar yazmaktaydı ; Mebni hazel – mescidül şerif el mübareke el Abdülzaif el muhtaç ilellahi Teala Hoca Hamza el-emir fi şehri zilhiccesene fis’a ve semane mie el hicriyye H.809 M.1406. Mezarı bugün bakımsız bir halde bir Fener 2 sokakta bir evin bahçesindedir.

Fikirli Sinan

Fikirli Sİnan sokak no :19 yol üzerindedir.Hacı keçeci türbesini geçince sokağın soluna dönüyoruz 50 mt ileride

Gelibolu ilçesinin öenmli yatırlarındandır. Türbesinin karşısında kendi adıyla anılan çeşmesi vardır.Hayatı ile ilgli yazılı bir kaynak ne yazık ki yoktur.Halk aasında şöyle bir rivayet vardır,

Fikirli Sinan Gelibolu’nun zengin ve ağalarından biri olan ve şuanda kendi türbesinin yakınında bulunan Hacı keçeci’nin yanında hizmetkar olarak çalışmaktadır.Hac Mevsimi Hacı Keçeci hacca gider,ailesinin hizmetini Sinan’a bırakır. Fikirli Sinan bir gece rüyasında hacta bulunan ağasının canının helva istediğini görür. Ertesi sabah durumu hacının hanımına anlatır. O da bu kadar uzak yola helva nasıl gider.Fikirli sinan’ın canı helva istiyor diye düşünür.Bir tencere helva yapar.Fikirli sinan helva dolu tencereyi sıcağı sıcağına Hacı Keçeci’ye ulaştırır.Hacı bundan habersizdir.Çok sevdiği helvayı alır ve tencerenin kapağını açar, hala dumanı üzerindedir. Hacı bu duruma şaşırır ve fikirli Sinan’ın ermiş bir kişi olduğunu anlar.fikirli Sinan hactan döner ve boş tencereyi hacının hanımına verir. Ancak o bu durumdan habersizdir.

Bir müddet sonra fikirli Sinan hastalanır ve vefat eder. Hacı Keçeci hac dönüşünde kendisini karşılayan eş ve dostlarına Fikirli Sinan’ı sorar. Kendisinin öldüğü söylerler. Bunun üzerine ;’Ben Hacı değilim ,esas Hacı Fikirli Sinandır.’ der ve herkese helva olayını anlatır.

Hacı Keçeci

Gelibolu’da Camii kebir mahallesi Hacı kececi sokağı 28 nolu evin bahçesindedir. fikirli sinan sokağına giderken sağ tarafta yol kenarındadır.

Hacı Keçeci Türbesi , Camii kebir mahallesinde, Hacı keçeci sokağında bulunur. hakkında yazılı bir bilgi bulunmayan Hacı keçecinin ; Fikirli Sinanın ağası olduğu rivayet edilmektedir.

Türbenin ortasında büyük bir ağaç bulunmakta ve etrafı duvarlarla çevrilidir. Kabri nin yanında bulunan ev sahipleri Hacı Keçeci’nin tarihi bir kece döğme tokmağının kendilerinse halen muhafa edildiğini belirtiler.

Zeynel Arap

Gelibolu’da Zeynel arap sok no :35. Mütevelli sokak ile zeynel sokağının kesiştiği yerde

Yazıcızade Mehmet efendi nin hocasıdır. Yazmış olduğu ünlü eseri ”Muhammediye” sinin bir bölümünde hocası Zeynel Arap Hazretlerindenn hürmet ve saygıyla bahsederek kendisin eğitimindeki etkisinde bahsetmektedir.

Yazıcızade Mahellesindeki türbesindeki kitabesinde ”Kutbul Arifin yazıcızade Mehmet efendinin hocası Zaynel arap hazretlerinin türbesi şeriflerdir” diye H. 1150 M. 1734 yazılıdır.


 

Şerbetçi Baba

Çanakkale – Gelibolu’da Yazıcızade camii nin avlusunda

Kalender Baba, Kum Baba gibi Gelibolu’nun fethine katılan dervişan gazilerden biridir. Türbesi Yazıcızadelerin cami bahçesinde bakımlı bir durumdadır. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Fethi sırasında askerle birlikte savaşan askerin manevi gücünü artıran gazi dervişanlardan biridir. Yazıcızade Mehmed Efendiye bağlanarak manevi dereceler kazanmış ve keramet sahibi veliler safına katılmış. İsminden de anlaşılacağı üzere askere ve çevresinde maddi ve manevi şerbet dağıtarak gönülleri nurlandırma işi ona verilmişti.

Günün birinde Bursa’ya gezmeye gitmek ister. Yola çıkmadan önce Yazıcızadelere Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretlerine Bursa’dan bir istekleri olup olmadığını sorar. Bir isteğimiz var Sultana selamlarımızı söylersin derler. Şerbetçi Baba, Bursa’ya varır. Sultan Murad’a uğrar. “Gelibolu’da ne var ne yok sualinden sonra. Yazıcızadelerin selamını da iletir. Sende onlara selam söyle şu iki tesbihi de al onlara hediyem olarak götür” diye iki tane tesbih verir. Şerbetçi Baba bir müddet sonra Gelibolu’ya gelir. Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretleri “Bursa’da ne var ne yok” diye sual ederler. “Şerbetçi Baba Sultan Murad’ın selamını iletir. Fakat gönderilen iki tesbihin birini gizleyip vermez.

Birini takdim ederek Mehmedi Bican Hazretlerine “Mehmedi Bican Hazretleri Sultan bizim iki kişi olduğumuzu bildiği halde niye bir tesbih yolladı” diye sorunca Şerbetçi Baba “bilmem” der. Yazıcızade Mehmet Efendi yan tarafına dönerek elinin tersiyle biriyle konuşur halde “Sultanım bir tesbih mi yolladın, iki mi?” diye sanki Sultan Murad yanında imiş gibi soru sorar. Sultan yanlarında imiş ve suali duymuş gibi gaipten sultanın sesi duyulur. “-İki tesbih yollamıştım” Şerbetçi baba bu işe şaşırmaz. Çünkü onun ne denli bir Allah Dostu olduğunu bilir, bilir de O’nun manevi makamının bir defa daha ortaya çıkması için bu yola baş vurmuştur. Hemen cebinden ikinci tesbihi çıkarıp takdim eder ve ellerine kapanarak o manevi sultanından feyiz almaya devam eder.

Bugün Yazıcızadeler Cami türbesinde Şeyhi Mehmed-i Bican Hazretleri ile beraber koyun koyuna yatmaktalar