Hoca Hamza

Çanakkale – Gelibolu’da Hallacı mansur türbesinin karşısından bayraklı baba ya doğru değilde şehit nuriye ak sokağa doğru gidiyoruz. sokağa girdikten sonra fener 2 sokağa doğru devam ediyoruz. Sokakta 50 mt yürüdükten sonra sol tarafta bir evin arka bahçesinde.( çevredeki kişilere soralım)

Hoca Hamza mahallesini adını veren kişidir. Yazıcızade çeşmesinin karşı tarafında Feneraltına doğru inen yerde mezarı bulunmaktadır. Mezarı tamir edilirken aslına uygunluğu bozulmuştur. tamirden önce kitabesinde şunlar yazmaktaydı ; Mebni hazel – mescidül şerif el mübareke el Abdülzaif el muhtaç ilellahi Teala Hoca Hamza el-emir fi şehri zilhiccesene fis’a ve semane mie el hicriyye H.809 M.1406. Mezarı bugün bakımsız bir halde bir Fener 2 sokakta bir evin bahçesindedir.

Fikirli Sinan

Fikirli Sİnan sokak no :19 yol üzerindedir.Hacı keçeci türbesini geçince sokağın soluna dönüyoruz 50 mt ileride

Gelibolu ilçesinin öenmli yatırlarındandır. Türbesinin karşısında kendi adıyla anılan çeşmesi vardır.Hayatı ile ilgli yazılı bir kaynak ne yazık ki yoktur.Halk aasında şöyle bir rivayet vardır,

Fikirli Sinan Gelibolu’nun zengin ve ağalarından biri olan ve şuanda kendi türbesinin yakınında bulunan Hacı keçeci’nin yanında hizmetkar olarak çalışmaktadır.Hac Mevsimi Hacı Keçeci hacca gider,ailesinin hizmetini Sinan’a bırakır. Fikirli Sinan bir gece rüyasında hacta bulunan ağasının canının helva istediğini görür. Ertesi sabah durumu hacının hanımına anlatır. O da bu kadar uzak yola helva nasıl gider.Fikirli sinan’ın canı helva istiyor diye düşünür.Bir tencere helva yapar.Fikirli sinan helva dolu tencereyi sıcağı sıcağına Hacı Keçeci’ye ulaştırır.Hacı bundan habersizdir.Çok sevdiği helvayı alır ve tencerenin kapağını açar, hala dumanı üzerindedir. Hacı bu duruma şaşırır ve fikirli Sinan’ın ermiş bir kişi olduğunu anlar.fikirli Sinan hactan döner ve boş tencereyi hacının hanımına verir. Ancak o bu durumdan habersizdir.

Bir müddet sonra fikirli Sinan hastalanır ve vefat eder. Hacı Keçeci hac dönüşünde kendisini karşılayan eş ve dostlarına Fikirli Sinan’ı sorar. Kendisinin öldüğü söylerler. Bunun üzerine ;’Ben Hacı değilim ,esas Hacı Fikirli Sinandır.’ der ve herkese helva olayını anlatır.

Hacı Keçeci

Gelibolu’da Camii kebir mahallesi Hacı kececi sokağı 28 nolu evin bahçesindedir. fikirli sinan sokağına giderken sağ tarafta yol kenarındadır.

Hacı Keçeci Türbesi , Camii kebir mahallesinde, Hacı keçeci sokağında bulunur. hakkında yazılı bir bilgi bulunmayan Hacı keçecinin ; Fikirli Sinanın ağası olduğu rivayet edilmektedir.

Türbenin ortasında büyük bir ağaç bulunmakta ve etrafı duvarlarla çevrilidir. Kabri nin yanında bulunan ev sahipleri Hacı Keçeci’nin tarihi bir kece döğme tokmağının kendilerinse halen muhafa edildiğini belirtiler.

Zeynel Arap

Gelibolu’da Zeynel arap sok no :35. Mütevelli sokak ile zeynel sokağının kesiştiği yerde

Yazıcızade Mehmet efendi nin hocasıdır. Yazmış olduğu ünlü eseri ”Muhammediye” sinin bir bölümünde hocası Zeynel Arap Hazretlerindenn hürmet ve saygıyla bahsederek kendisin eğitimindeki etkisinde bahsetmektedir.

Yazıcızade Mahellesindeki türbesindeki kitabesinde ”Kutbul Arifin yazıcızade Mehmet efendinin hocası Zaynel arap hazretlerinin türbesi şeriflerdir” diye H. 1150 M. 1734 yazılıdır.


 

Şerbetçi Baba

Çanakkale – Gelibolu’da Yazıcızade camii nin avlusunda

Kalender Baba, Kum Baba gibi Gelibolu’nun fethine katılan dervişan gazilerden biridir. Türbesi Yazıcızadelerin cami bahçesinde bakımlı bir durumdadır. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Fethi sırasında askerle birlikte savaşan askerin manevi gücünü artıran gazi dervişanlardan biridir. Yazıcızade Mehmed Efendiye bağlanarak manevi dereceler kazanmış ve keramet sahibi veliler safına katılmış. İsminden de anlaşılacağı üzere askere ve çevresinde maddi ve manevi şerbet dağıtarak gönülleri nurlandırma işi ona verilmişti.

Günün birinde Bursa’ya gezmeye gitmek ister. Yola çıkmadan önce Yazıcızadelere Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretlerine Bursa’dan bir istekleri olup olmadığını sorar. Bir isteğimiz var Sultana selamlarımızı söylersin derler. Şerbetçi Baba, Bursa’ya varır. Sultan Murad’a uğrar. “Gelibolu’da ne var ne yok sualinden sonra. Yazıcızadelerin selamını da iletir. Sende onlara selam söyle şu iki tesbihi de al onlara hediyem olarak götür” diye iki tane tesbih verir. Şerbetçi Baba bir müddet sonra Gelibolu’ya gelir. Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretleri “Bursa’da ne var ne yok” diye sual ederler. “Şerbetçi Baba Sultan Murad’ın selamını iletir. Fakat gönderilen iki tesbihin birini gizleyip vermez.

Birini takdim ederek Mehmedi Bican Hazretlerine “Mehmedi Bican Hazretleri Sultan bizim iki kişi olduğumuzu bildiği halde niye bir tesbih yolladı” diye sorunca Şerbetçi Baba “bilmem” der. Yazıcızade Mehmet Efendi yan tarafına dönerek elinin tersiyle biriyle konuşur halde “Sultanım bir tesbih mi yolladın, iki mi?” diye sanki Sultan Murad yanında imiş gibi soru sorar. Sultan yanlarında imiş ve suali duymuş gibi gaipten sultanın sesi duyulur. “-İki tesbih yollamıştım” Şerbetçi baba bu işe şaşırmaz. Çünkü onun ne denli bir Allah Dostu olduğunu bilir, bilir de O’nun manevi makamının bir defa daha ortaya çıkması için bu yola baş vurmuştur. Hemen cebinden ikinci tesbihi çıkarıp takdim eder ve ellerine kapanarak o manevi sultanından feyiz almaya devam eder.

Bugün Yazıcızadeler Cami türbesinde Şeyhi Mehmed-i Bican Hazretleri ile beraber koyun koyuna yatmaktalar

Has Ahmet Bey

Çanakkale – Gelibolu’da ; büyük camiden yukarı doğru çıkarken altıyol caddesi üzerinde Kasapharman aralığı sokak ile Has ahmet baba sokağının tam kesiştiği noktadadır.

Gelibolu’nun önemli evliyalarındandır. Yazıcızade mehmet efendi Muhammediyesinde Onun için özel dua ederek ” cümle gaziler sultanı Subaşı Has ahmet ” diye bahseder.Has Ahmet zamanında Gelibolunun emniyetinden sorumlu kişi idi. Bİr hayli Hamam ve dükkanlar vakf etmiştir. Gevrekzade Hafızz Hasan Topkapı sarayı kitaplığında bulunan Mecbua(MENAKIB) ındaAhmed-i Has ın keramet sahibi veliler listesinde olduğunu Yazıcıoğluyla yaşadığı bir menkıbeyle anlatır.

Yazıcıoğlu Mehmet Hac için Hicaz a gider. Orada hastalanır. Arkadaşları geri döner o gurbet ellerde yalnız kalır. Kendisine yardım edecek Allah dostlarından yardım aramaya başlar. Keşif ve keramet sahibi bir zat ile karşılaşır.Ondan Geliboluya dönebilmek için himmet ister. O zat yazıcızadeye ” ey yolcu ey efendi sen nerelisin diye sorunca ” yazıcıoğlu ben Gelibolu doğumluyumder.

O Allah dostu siizn orada subaşı Ahmet var tanır mısın der. Oda evet efendi çok ii tanışırız çok iyi insandır ve şehrimizin su başıdır der. ” Madem o kadar samimisiniz oraya vardığınızda selamımı söyle ve öyle bir sille vurku gözünden yaşlar aksın der.”Ve cebinden mum çıkararak yazıcı zade ye verir. Mehmet efendi mumu yakmasıyla beraber bir anda kendini Gelibolunda bulur. Yolda subaşı ahmet’e rastlar. Subaşı Ahmet ; ” sultanım geldiğin yerde bir sille meselesi geçmişti diye tebessüm eder.” Ey Mehmet efendi işte biz istekli olan bazı kişilerin senin geldiğin o mekanlara tayi mekanla yollarız. deyince Mehmet efendi onun manevi derecesi daha iyi anlamış olur.