Şeyh Resul – Samsun

Şeyh Resul 1

Kavak’a 25 kilometre doğusunda yer alan Şeyh Resul Köyü’ne ait su deposunun arka tarafındabulunmaktadır. Burada yatan Şeyh Resul adıyla bilinen zatın ismine binaen bulunduğu köye aynı ad verilmiştir

TARİHÇE: Halk arasında “Şeyh Resul” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dikdörtgen yarı açık şeklinde mermerden inşa edilmiştir. Dışı ağaçlık olan türbenin çevresi demir kazık ve dikenli teller ile çevrilidir. İçindeki mezar ise doğaltaşlarla kaplanmıştır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Şeyh Resul hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Şeyh Resul’ün yaşadığı dönem ve kimliği konusunda bir belgeye rastlanmamakta ve medresesinin varlığından başka bir şey bilinmemektedir. Ancak Şeyh Resul’ün öğretisinin temelini Horasan da aramak yanlışolmayacaktır. Şeyh Resul’ün Hoca Ahmet Yesevî Felsefesinin Anadolu’ da ki uygulayıcılarından bir Eren olduğu,bölgedeki Medrese merkezli külliyesinde hizmet verdiği muhakkaktır. Mahallinden edinilen bilgilere göre ŞeyhResul, altı öğrencisi ile birlikte bölgeyi düşmanlara karşı savunurken şehit olmuştur. Kendisi ve öğrencilerininmezarları köyü çevreleyen yedi tepe üzerinde olup her birinin mezarı çevrilerek ziyaretgâhlar haline getirilmiştir.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

Evliya Türbesi – Samsun

Evliya Türbesi

Kavak’a 25 kilometre doğusunda yer alan Şeyh Resul Köyü’nün girişinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Evliya” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dikdörtgen yarı açık şeklinde betonarme olarak inşa edilmiştir. Türbenin içindeki mezar doğal taşlar ile kaplanmıştır. Türbe içerisinde irili ufaklı ağaçlar bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Evliya Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Rivayete göre Türbe; köye adını veren Şeyh Resul’ün talebelerinden olan İslam Âlimine aittir. Türbehalk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde şifa bulmak umuduyla ziyaretedilmektedir. Hasta olarak genellikle sarılık hastaları türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummaktadır.

Şeyh Abdullah – Samsun

Şeyh Abdullah

; Kavak’ın 25 kilometre doğusunda yer alan Şeyh Resul Köyü’nde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Şeyh Abdullah” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; dört tarafı dikdörtgen şeklinde 1 metreyüksekliğinde taş duvarla çevrilmiştir. Türbenin içindeki mezarda doğal taşlar ile kaplanmıştır. Türbe içerisinde 1adet ağaç bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Şeyh Abdullah Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Rivayete göre Türbe; köye adını veren Şeyh Resul’ün talebelerinden olan Abdullah adlıİslam Âlimine aittir. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. Hasta olarak genellikle sarılık hastaları türbeyi ziyaret etmekte ve Allah’tan (c.c) şifa ummaktadır.

Hatip Hoca – Samsun

Hatip Hoca

Kavak’ın 10 kilometre Kuzeybatısında yer alan Bey Köyü’nün merkez camii önünde bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Hatip Hoca” şeklinde anılan türbede medfun bulunan Sadık Hoca’nın oğlu Hatip Hoca 1842 tarihinde vefat etmiştir. Türbesi de bu yıllarda yapılmıştır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Orijinali Karadeniz’e özgü ahşap yapı iken Türbe ve yanındaki cami yıkılarak yeniden yapılmıştır. Türbe camiyi yapanların hesap hatası nedeniyle cami merdivenlerinin dibinde yer almaktadır. Türbeyeait mezar camide de kullanılan mermer ile çevrilmiştir. Başucunda bulunan eski mezar başlığı mermer kaplamanın içerisinde korunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Hatip Hoca Nakşibendi şeyhidir. Rivayet odurki talebelerine eğitim verebilmek ve insanları irşat edebilmek için dağdan kendi kestiği ve geyiklere taşıttığı ağaçlarile cami ve Tekke yapmıştır. Köy merkezine yaptığı tekkede halkı irşat etmek ve talebe yetiştirmekle meşgul olmuştur. Hatip Hoca’nın büyük emekler vererek kendi elleriyle yaptığı cami bugün yıkılmış yerine betonarme cami yapılmıştır. Ahşaptan yapılma Tekkede yıkılmış ve yerine betonarme ev yapılmıştır. Hatip Hoca yöre halkı tarafından Allah’ın rızasını kazanmak için ziyaret edilmektedir.

Açıkbaş Ömer Efendi

Samsun İlkadım İlçesi Kökçüoğlu Mahallesi’nde, 100 Yıl Bulvarı üstündeki Kökçüoğlu (Seyyid Kutbeddin)Mezarlığı içerisinde, Çifte Hamam Caddesi tarafında bulunmaktadır

TARİHÇE: İnşa kitabesi bulunmayan türbede Nakşibendi Şeyhlerinden Ömer Şevki ALTUNİÇ’in(Acık Baş Ömer Efendi)medfun olduğu bilinmektedir. Hakkında yeterli bilgi sahibi olunamamakla birlikte Açık Baş Ömer Efendi’nin 1877yılında doğduğu 1950 yılında vefat ettiği mezarının başucundaki mermerde yazılı bulunmaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Kökçüoğlu (Seyyid Kutbeddin) Mezarlığı içerisinde bulunan türbe kareye yakın dikdörtgen şeklinde yarı açık betonarmedir. Türbe duvarlarının üstü mozaik olup demir parmaklıklarla çevrilidir. Türbeye ai tmermerden iki başlık bulunmaktadır.
HİKÂYESİ: Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ileşifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

Seyyid Kutbiddin

Türbe şehir merkezinde Kökçüoğlu Mahallesi’nde, 100 Yıl Bulvarı üstündeki Kökçüoğlu (Seyyid Kutbeddin)Mezarlığı içerisinde, aynı adlı caminin kıble bitişiğinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: İnşa kitabesi bulunmayan türbede Şeyh Seyyid Kutbeddin’in metfun olduğu bilinmektedir. Hakkında yeterli bilgi sahibi olamadığımız Seyyid Kutbeddin’in türbesinin, ölümünden sonra kendisi adına yanındaki camiyle birlikte 1895 yılında Hazinedar Süleyman Paşa’mn torunu Memduh Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.Yanındaki camiyle birlikte 1971-72 yıllarında belediye tarafından, onarılan türbe orijinal görünümünü büyük ölçüde yitirmiştir. Şeyh Seyyid Kutbeddin’ine atfedilen ahşap sandukalar yenidir. Bazı yerel yayınlarda kaynak gösterilmeksizin Şeyh Seyyid Kutbeddin’in mezanndaki H. 15 Safer 722 (M. Şubat 1322) tarihi bulunduğu belirtilirse de bugünkü mezarda böyle bir kayıt yoktur.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Kareye yakın dikdörtgen şeklindeki türbe içten ahşap beşik tonoz, dıştan tek eğimli çatıyla örtülüdür. Türbenin girişi doğuda olup, cenazelik katı bulunmamaktadır. Türbenin güneydoğu köşesinde, içeriyedoğru taşıntı yapan minare kaidesi yanındaki camiye aittir. Yapının içinde zeminden tavana kadar görülen çiniler vekon trplaklarla kaplı ahşap tonozun yüzeyindeki kalem işi nakışlar ve ahşap sanduka 1970’li yıllarda yapılan onarımdan kalmadır.
RİVAYET: Rivayetlere göre Bu türbede metfun bulunan Seyyid Kutbeddin büyük İslam din âlimi ve mücahitlerindendir. Gavs-l Azam adıyla anılan ve Şeyh Seyyid Abdülkadiri Geylani (1078-1166) (k.s.) hazretlerinintorunudur. Babası Muhyi-üd-din’dir. İslam ordularına manevi fütuhat öncülüğü yapan sayısız şeyhlerle birlikteBizans sınırlarına kadar gelmiş ve oradan da Samsun’a geçerek bu gölgeye yerleşmiştir. Seyyid Kutbeddin’in birkardeşi, Tekkeköy’de Zeynuddin Camii mezarlığında metfun Şeyh Seyyid Yusuf Zeynuddin, diğer kardeşi iseÇarşamba ilçesinde Ahubaba Köyü merkezindeki Şehitlik içerisinde bulunan Seyyid Semail (İsmail) Baba’dır. Türbehalk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

Halil Dede – Samsun

Samsun’un İlkadım ilçesi Kökçüoğlu Mahallesi’nde, 100 Yıl Bulvarı üstündeki Kökçüoğlu (SeyyidKutbeddin) Mezarlığının kuzeybatı tarafında Çifte Hamam Caddesi tarafında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Samsun’un Milli Mücadele tarihinde önemli bir yer tutan ve kaybolmak üzere olan Sadi Tekkesi hakkındaçok fazla rivayet olmamakla birlikte, tekke hakkında Sadi Tekkesi Şeyhi Halil Oğlu Şeyh Hacı Mehmet Mehdi Efendi’nin vakfiyesine de ulaşıldığı, şeyhin tekkeyi evi ve balık pazarında bulunan dükkanları vakıf eylediği Samsunlu Araştırmacı Yazar Baki Sarısakal’ın 2000 yılından itibaren sürdürdüğü çalışmalar sonucunda gün yüzüne çıkmıştır.Sadi Tekkesi’nin Şeyhi Hacı Mehmet Mehdi Efendi’nin babası ve dergâhın 1901 yılında vefat eden önceki şeyhi HalilDede’ye ait türbede Tekke’nin içerisinde bulunmaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Sadi Tekkesi 2 katlı bir bina olup, hali hazırda harap vaziyettedir ve Samsun BüyükşehirBelediyesi tarafından onarıma tabi tutularak yenileme yapılacak eserler arasında yer almaktadır. Tekke şeyhlerindenHalil Dede’nin türbesi ise Tekkenin bahçesinde yer almaktadır. Türbe bahçe içerisinde 1,5 metre yüksekliğinde üstüaçık betonarme olarak inşa edilmiştir. Türbenin içerisindeki kabre ait mezar taşları ve taş sarık yerinden sökülmüşancak Tekke’nin alt katında bulunmuştur. Mezar taşında Osmanlıca olarak “Hacıbey oğlu Halil Dede ölüm tarihi1317 (1901) yazmaktadır. Sadi Tekkesi Şeyhi Hacı Mehmet Mehdi Efendi’nin torunu Samsunlu şair merhum Ruhi Göktekin, 2004 yılında Sadi Tekkesi’nin bulunduğu yerde yapılan incelemelerde türbeyi doğrulamıştır.
HİKÂYESİ: Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin, milli mücadele yıllarında Erzurum ve Sivas Kongreleri sonucunda seçilen Heyeti Temsiliye ile irtibatı İngiliz baskısına aldırmadan gizli gizli bir araya gelerek sağladığı Sadi Tekkesi’nde sağlanmıştır. 1920 yılında yapılan bu toplantılara Sadi Tekkesi Şeyhi Halil Oğlu Şeyh Hacı Mehmet Mehdi Efendi,Boşnakzade Süleyman Bey, Sultani Mektebi Müdürü Mustafa Adil, Cemiyet Azalarından Mühendis İrfan, MuharirEthem Veysi Bey, Osman Tobruk katılmışlardır. Erzurum ve Sivas Kongresi ile Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyetiarasındaki yazışmaların bu Tekke vasıtasıyla yürütülmüştür. Tüm bu çalışmalar Sadi Tekkesi’ni önemli kılmaktadır.Türbede metfun Halil Dede’nin böylesi önemli olan Tekke’nin büyük olasılıkla kurucusu olduğu tahmin edilmekte,1901 yılına kadar halkı irşat ettiği bilinmektedir.Tekke’nin vakıf belgesinde özetle şunlar yazıyor: “Trabzon Vilayet dâhilinde Canik Sancağı merkezi olan Samsun’unPazar Mahallesi’nde bulunan Sâdi Dergâhı post nişini Halil oğlu Şeyh Hacı Mehmet Mehdi Efendi: “Samsun’da PazarMahallesi’nde bulunan Sadi Dergâhı şerifi yanında bulunan doğusunda umumi yol, batısında Çakal Mehmet Bağı,kuzeyinde Dergâhın bahçesi, güneyinde Ekmekçi Ömer Ağa ve Şaban Çavuş ve Gümrük kâtiplerinden Hasan Efendibahçe ve haneleriyle çevrili ve on tane oda ve bir ahır ve kiler ve bahçe mutfak ve içinde müştemilâtı saireyi hâviyarı kâgir bir bab hanem ile Samsun’da Balık Pazarı mevkiinde bulunan bir tarafı Leblebici Ahmet dükkânı ve birtarafı Hacı Tahirzade Abdullah Efendi verasesi arsası ve bir tarafı ticaret kâtibi ve müştereki arsası ve bir tarafıumumi yol ile çevrili bir odayı ve bir bap dükkânı vakıf eylemiştir”

Kılıç Dede – Samsun

Samsun’un İlkadım İlçesi merkez mahallelerinden Kılıçdede Mahallesi’nde Kılıç Dede Camisi içerisindebulunmakla birlikte, mahalle ve Cami ismini türbede metfun bulunan kişiden almıştır.

TARİHÇE: Türbenin, Camiinin inşaatından çok önce mevcut olduğu ve şimdiki türbenin Samsun Belediyesi tarafındanrestore ettirildiği bilinmektedir. Kılıçdede Hazretlerinin 1078 – 1116 tarihleri arasında 1071 Malazgirt Zaferi sonrasıAnadolu’nun Türkleştirilmesi döneminde yaşadığı tahmin edilmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Kılıçdede Camii Şerifinin yeri hicri 1298 (Miladi 1881) yılında Sahibül Hayrat Rumeli BeyleriMuhacirlerinden Hatice Ulviye Hanımın 1.000 kuruşluk “nukut” (nakit para) vakfı ile satın alınmıştır. Camiinin inşaatıise Hicri Rebiülahır 1300 (miladi 1883) yılında Tatar Muhacirlerinden Abdülhakim Efendi Oğlu Atufetli Rıza Efenditarafından yapılmıştır.Caminin çatısı kiremit ile örtülü iken sonradan söktürülüp dernek tarafından beton kubbeyaptırılmıştır. İç büyük kısımda 1 adet büyük kubbe ile 4 adet küçük kubbe, üst mahfilde ise 6 adet küçük kubbebulunmaktadır. 1939 yılındaki depremde Camiinin Minaresi yıkılmış, yerine Akalioğlu Hacı Aziz Efendi tarafındanyenisi yaptırılmıştır. Kısa olan bu minare de 1980 yılında dernek tarafından yıktırılarak yerine Rifat ve Mehmetustalara 54 metre yüksekliğinde ve çift şerefeli olarak şimdiki minare inşa ettirilmiştir.Camiinin kapalı alanı toplam 2.475 metrekare olup aynı anda 1.500 kişi namaz kılabilmektedir. Ayrıca bahçekısmında 600 kişinin daha namaz kılabilme imkânı vardır. 1963 – 1964 yıllarında Cumhuriyet Caddesi tarafına 93metrekare ilave yapılmıştır. Sonraki yıllarda hayırseverler tarafından yapılan bağışlarla Camiinin Kubbesi kurşunplaka ile kaplanmış, dış cephesi BTB olarak yeniden düzenlenmiş ve ayrıca iç mekâna yeni halılar döşenmiştir. Ağaçoymacılığının en güzel işçiliği le Mihrap, Minber, Kürsü ve Müezzinlik yerleri yenilenmiştir. Türbe caminin mihraptarafındaki bahçede yer almaktadır. Türbe ağaçlar arasında sekizgen kubbeli betonarme şeklinde yapı içerisindedir.Yapının dışı mozaik olup içerisindeki kabir ve duvarlar mermer kaplıdır. Kılıçdede Hazretlerinin kabrinin beştaşında”Fatiha; Kılıçdede Hazretleri burada medfundur.” ibaresi yazmaktadır.
RİVAYET: Kılıçdede Hazretlerinin 1078 – 1116 tarihleri arasında 1071 Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu’nunTürkleştirilmesi döneminde yaşadığı vuku bulan Selçuklu Savaşlarında Şehit düştüğü ve buraya defnedildiği rivayet edilir. Kılıçdede ismini o zamanlar savaşlarda kılıç kullanılmasından ötürü aldığı sanılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

İsa Baba – Samsun

Samsun merkez mahallesinden Cedit Mahallesinde tepe üzerinde şehre hâkim bir konumda bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “İsa baba” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmamakla birlikte türbenin beş yüz yıllık olabileceği ve 1895 yılında Hazinedarzade Memduh Bey tarafından onarıldığı bilinmektedir. Sontamirle birlikte modern bir görünüm arz eden türbenin prizmatik üçgenli kubbe geçişleri, yapının tarihlemesinde bir ipucu sayılabilir
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Önüne yaptırılan ilavelerle camiye dönüştürülen türbenin bahçesinde İsa Baba’ya atfedilen büyükçe bir mezar, doğusunda büyük bir hazire ile bir takım yeni binalar bulunmaktadır. Türbe bugünkügörünümünü, Samsun Belediyesi tarafından 1975’de yapılan onarımda almıştır. Onarımda basit kare şeklinde tekmekânlı türbenin önüne, betonarme küçük bir cami ve minare ilave edildiği, türbenin içindeki, mezar dışarıyaçıkarılıp cami ve türbenin içinin yeni çinilerle, dışının kesme taşla kapandığı ve çevre düzenlemesi yapıldığıanlaşılmaktadır. Doğusu denize bakan yüksek bir teras şeklindeki bir arazide inşa edilen türbenin kuzeyinde, 1975yılında yapılan yeni cami bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde yapıya ait bulunan 1972 tarihli rölöveprojesinden türbenin, kuzey cephesi ortasında bir kapı ve kuzeye doğru devam eden ince duvarlar görülmektedir.Bugün kuzeyine eklenen yeni caminin inşası sırasında bu kapım kaldırılıp türbenin camiye katıldığı görülmektedir.
RİVAYET: Türbenin vaktiyle İsa Baba Zaviyesi adıyla anılan bir tarikat yapısı/tekke dâhilinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Türbenin adını aldığı İsa Baba hakkında, kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadık. Samsun’un Osmanlılar eline geçtiği dönemde şehre yerleşmiş olabilecek İsa Baba adına veya kendisi tarafından yapılan birtekke kompleksi dâhilinde inşa edilmiş olabilecek türbenin, erken Osmanlı döneminde bu tip kubbe geçişlerinin yaygın olduğu 15. yüzyılda yapılmış olabileceğini düşünmekteyiz. Cembeloğlu kardeşler “altı köşeli bir mescit”şeklinde tarif ettikleri eserin, “müslüman denizciler” tarafından yaptırıldığını belirtmektedir. Halen halkın ziyaretyeri olarak kabul ettiği ve İsa Baba’ya ait olarak kabul ettiği mezarın başucu şahidesinde, tarih satırının olmasıgereken alt satırları toprağa gömülü vaziyettedir. Şahidenin bezemesi Osmanlı baroğu dönemine ait olabileceğini göstermektedir. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

Turgut Alp

Turgut Alp

Bilecik – Söğüt – Ertuğrul Gazi Türbesinde

Osman Gazi’nin kumandanlarından olup aynı zamanda O’nun istişare meclisinde de bulunmaktadır. Pek çok savaşta bulunmuş ve faydalı olmuştur. Osman Gazi , İnegöl’ün fethi için Turgut Alp’i görevlendirmişti. (1299) Osman Gazi , Bilecik ve Yarhisar’ı kolaylıkla fethinin doğurduğu şaşkınlık ve düşmanın maneviyatının sarsılmasından faydalanmak için derhal Turgut Alp’i bir miktar süvari kuvveti ile İnegöl üzerine yolladı. Turgut Alp bu kaleyi savaşla zaptetmeyi başardı , kalenin tekfurunu ve aldığı ganimeti ise Osman Gazi’ye getirdi.