Gelibolu’da Zeynel arap sok no :35. Mütevelli sokak ile zeynel sokağının kesiştiği yerde
Yazıcızade Mehmet efendi nin hocasıdır. Yazmış olduğu ünlü eseri ”Muhammediye” sinin bir bölümünde hocası Zeynel Arap Hazretlerindenn hürmet ve saygıyla bahsederek kendisin eğitimindeki etkisinde bahsetmektedir.
Yazıcızade Mahellesindeki türbesindeki kitabesinde ”Kutbul Arifin yazıcızade Mehmet efendinin hocası Zaynel arap hazretlerinin türbesi şeriflerdir” diye H. 1150 M. 1734 yazılıdır.
Çanakkale – Gelibolu’da Yazıcızade camii nin avlusunda
Kalender Baba, Kum Baba gibi Gelibolu’nun fethine katılan dervişan gazilerden biridir. Türbesi Yazıcızadelerin cami bahçesinde bakımlı bir durumdadır. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Fethi sırasında askerle birlikte savaşan askerin manevi gücünü artıran gazi dervişanlardan biridir. Yazıcızade Mehmed Efendiye bağlanarak manevi dereceler kazanmış ve keramet sahibi veliler safına katılmış. İsminden de anlaşılacağı üzere askere ve çevresinde maddi ve manevi şerbet dağıtarak gönülleri nurlandırma işi ona verilmişti.
Günün birinde Bursa’ya gezmeye gitmek ister. Yola çıkmadan önce Yazıcızadelere Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretlerine Bursa’dan bir istekleri olup olmadığını sorar. Bir isteğimiz var Sultana selamlarımızı söylersin derler. Şerbetçi Baba, Bursa’ya varır. Sultan Murad’a uğrar. “Gelibolu’da ne var ne yok sualinden sonra. Yazıcızadelerin selamını da iletir. Sende onlara selam söyle şu iki tesbihi de al onlara hediyem olarak götür” diye iki tane tesbih verir. Şerbetçi Baba bir müddet sonra Gelibolu’ya gelir. Mehmed ve Ahmedi Bican Hazretleri “Bursa’da ne var ne yok” diye sual ederler. “Şerbetçi Baba Sultan Murad’ın selamını iletir. Fakat gönderilen iki tesbihin birini gizleyip vermez.
Birini takdim ederek Mehmedi Bican Hazretlerine “Mehmedi Bican Hazretleri Sultan bizim iki kişi olduğumuzu bildiği halde niye bir tesbih yolladı” diye sorunca Şerbetçi Baba “bilmem” der. Yazıcızade Mehmet Efendi yan tarafına dönerek elinin tersiyle biriyle konuşur halde “Sultanım bir tesbih mi yolladın, iki mi?” diye sanki Sultan Murad yanında imiş gibi soru sorar. Sultan yanlarında imiş ve suali duymuş gibi gaipten sultanın sesi duyulur. “-İki tesbih yollamıştım” Şerbetçi baba bu işe şaşırmaz. Çünkü onun ne denli bir Allah Dostu olduğunu bilir, bilir de O’nun manevi makamının bir defa daha ortaya çıkması için bu yola baş vurmuştur. Hemen cebinden ikinci tesbihi çıkarıp takdim eder ve ellerine kapanarak o manevi sultanından feyiz almaya devam eder.
Bugün Yazıcızadeler Cami türbesinde Şeyhi Mehmed-i Bican Hazretleri ile beraber koyun koyuna yatmaktalar
Çanakkale – Gelibolu’da ; Kore kahramanları caddesinde İstanbula doğru giderken yolun sağında bir bakkalın önünde yer alır.Kore kahramanları caddesi ile yağcı hızır sokağın kesiştiği noktadadır.
Kore kahramanları caddesinde kabri bulunan zincirli ahmed dede , denizcilerin duasını alıp denize açıldıkları dervişan grubundandır.
Çanakkale – Gelibolu’da ; büyük camiden yukarı doğru çıkarken altıyol caddesi üzerinde Kasapharman aralığı sokak ile Has ahmet baba sokağının tam kesiştiği noktadadır.
Gelibolu’nun önemli evliyalarındandır. Yazıcızade mehmet efendi Muhammediyesinde Onun için özel dua ederek ” cümle gaziler sultanı Subaşı Has ahmet ” diye bahseder.Has Ahmet zamanında Gelibolunun emniyetinden sorumlu kişi idi. Bİr hayli Hamam ve dükkanlar vakf etmiştir. Gevrekzade Hafızz Hasan Topkapı sarayı kitaplığında bulunan Mecbua(MENAKIB) ındaAhmed-i Has ın keramet sahibi veliler listesinde olduğunu Yazıcıoğluyla yaşadığı bir menkıbeyle anlatır.
Yazıcıoğlu Mehmet Hac için Hicaz a gider. Orada hastalanır. Arkadaşları geri döner o gurbet ellerde yalnız kalır. Kendisine yardım edecek Allah dostlarından yardım aramaya başlar. Keşif ve keramet sahibi bir zat ile karşılaşır.Ondan Geliboluya dönebilmek için himmet ister. O zat yazıcızadeye ” ey yolcu ey efendi sen nerelisin diye sorunca ” yazıcıoğlu ben Gelibolu doğumluyumder.
O Allah dostu siizn orada subaşı Ahmet var tanır mısın der. Oda evet efendi çok ii tanışırız çok iyi insandır ve şehrimizin su başıdır der. ” Madem o kadar samimisiniz oraya vardığınızda selamımı söyle ve öyle bir sille vurku gözünden yaşlar aksın der.”Ve cebinden mum çıkararak yazıcı zade ye verir. Mehmet efendi mumu yakmasıyla beraber bir anda kendini Gelibolunda bulur. Yolda subaşı ahmet’e rastlar. Subaşı Ahmet ; ” sultanım geldiğin yerde bir sille meselesi geçmişti diye tebessüm eder.” Ey Mehmet efendi işte biz istekli olan bazı kişilerin senin geldiğin o mekanlara tayi mekanla yollarız. deyince Mehmet efendi onun manevi derecesi daha iyi anlamış olur.
Çanakkale – Gelibolu’da ;İbni Hasancık sokakla ibni hasancık 2 sokağının kesiştiği yerde köşe başındadır. Camii kebir den aşağıya doğru inen yokuş üzerinde
Camii kebir mahallesi Kale bayırı inişinde İbni hasancık sokakta bulunmaktadır. Civarında cami ve mescidi bulunması gerekirken bugun sadece kabri ve önünde suyu akmayan çeşmesi kalmıştır.
ÇANAKKALE – GELİBOLU’DA Karamanlar caddesinde no 27 de Asb.Sadık beyin evinin bahçesinde yer alır.
Gelibolu’da 4’ü Alaattin Kalfa Mezarlığı, 2’si buranın hemen yakınındaki Halvetî Tekkesi Mezarlığı ve 2’si de Karamanlar Mahallesindeki bir evin bahçesinde yer alan Seyyidler Halvetî Mezarlığı olmak üzere üç ayrı yerde toplam 8 tane Halvetî mezar taşı bulunmuştur. Tasavvuf tarihine yönelik kaynaklarda Gelibolu’da Halvetî tekkesi bulunduğuna dair bir bilgi bulunmamakla birlikte bu durum bize Gelibolu’da en az iki Halveti tekkesi olduğunu düşündürmektedir.
Kutbul Arifin Seyyid Şeyh said efendinin kabri seydiler mezarlığında bulunur.Seydiler Mezarlığında şeyh efendi nin dışında Şeyh mehmet sufi efendi – Şamlı Yusuf dede – ahmet Dede ve Şeyh efendini halaları yatmaktadır.Bu mezarlık Karamanlar caddesinde Asb.sadık beyin evinin bahçesinde yer alır.Hakkında herhangi bir bilgiye rastlayamadık.
Kabir taşında şöyle yazar;
Hû Tarîk-i Halvetî Kutbü‘l-‘ârifîn Merhûm Seyyid Şeyh Sa‘îd Efendi Rûhiyçün fâtiha Sene 1250 -1835
Çanakkale – Gelibolu’da Gaziosmanpaşa camii nin giriş kapısının karşı sırasında
Gelibolu’nun büyük camii diye anılan Gazi Süleyman Paşa camii nin karşısında mezarı bulunan Piri baba Gelibolu’nun fethine katılarak şehrin fethinde büyük gayretleri geçen Alperen Dervişlerindendir. Fethi sırasında askere manevi şevk ve heyecan vererek onları çoştururmuş. Şu an ki kabrinin bulunduğu yerde bir çok şehidin yattığı kaydedilir.