Ana Sayfa>admin(Sayfa 131)

Sultan Sarı Baba – Denizli

Denizli – Sarayköy İlçesine bağlı Tekke mahallesindeki Tekke camii avlusunda

Sarayköy ilçesine bağlı Tekke Mahallesi’nde bulunan Sultan Sarı Baba Türbesi’nin 18. veya 19. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. İslâmiyeti yaymak için Horasan’dan Anadolu’ya gelen velîlerden. Doğum ve vefât târihleri kesin bilinmemekte olup 13. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir.

Türbe yapısı, orijinalinde birbirine bitişik iki sekizgen planlı odadan meydana gelmektedir. Ancak bilinmeyen bir tarihte yapılan tadilatla giriş kısmı değiştirilmiştir. Duvarları karkas tekniği üzerine taş malzeme ve harçla yapılmıştır. Yapının çatısı kiremitle kaplıdır. Çatı saçağı kademeli yapısıyla dikkat çekmektedir. Türbenin giriş kısmı üç ahşap sütun üzerine oturtulmuş 2 adet Bursa kemerine benzer kemere sahiptir. Giriş kapısı oldukça alçak bir noktada olup ahşaptır. Giriş kapısının iki yanında 1’er adet yekpare taş söve vardır. Kapının üzeri kilitli taşlardan yapılmış basık kemerle çevrilidir. Sanduka odasına, türbedar odasının içinde bulunan oldukça alçak bir kapıdan girilmektedir. Sanduka odasının tavanı; ortasında iç içe yerleştirilmiş yıldız motifleri bulunan işlenmiş ahşap plakayla süslenmiştir.

Her yıl çok sayıda kişinin ziyaret ettiği Sultan Sarı Baba Türbesi, 2012 yılında aslına uygun şekilde restore edilmiştir.

Fotoğraf ve Metin için Kaynak ;
Denizli Kültür Envanteri , Denizli Belediyesi , 2014 , sy 90
Türkiye Gazetesi , Batı Anadolu evliyaları cilt 2

Seyyid Süleyman Paşa – Samsun

Çarşamba İlçesinin merkezi Yeşil ırmağın doğu kenarında Rahtvân Camii haziresi’nde bulunmaktadır.

TARİHÇE ;Hazinedarzâde Süleyman Paşa, 1812-1818 yılları arasında Trabzon Valiliği görevinde bulunmuştur.Caminin kuzeyinde beş kemer gözlü son cemaat mahallinin önünde enine dikdörtgen bir alanı kaplayan hazire bulunmaktadır.19. yüzyılın ilk yarısında Samsun ve çevresinin idaresini elinde tutan Hazinedarzâde sülalesine mensup şahıslara aittir Hazirede 52 mezar mevcuttur.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Camii haziresinde bulunan mezar, hazîrenin batısında, demir parmaklıklarla çevrilidir.Şahideli, üstü açık sanduka formundaki mezar, bir platform taşı üzerine oturmuş baş ve ayakucu şahideleriyle yanpehlelerinden oluşmaktadır.Başucu şahidesi kaideli, prizmatik gövdeli ve kallâvî kavukludur.Şahidenin gövde bölümü tamamen kitabeye tahsis edilmiştir.Ayakucu şahidesi ise kaideli, prizmatik gövdeli ve tepeliklidir.Şahidenin gövdesi kıvrımdallar ve akant yapraklarının birlikte oluşturduğu kompozisyonla dekorlanmıştır.Gövdenin alt kısmından çıkan iki kıvrımdal, yükselerek dört sarmal yapmakta ve uçları tepede birleşmektedir.Dalların sarmal hareketi sonucu gövde üzerinde oluşan biri elips, diğer üçü daire formlu şekiller lâle şeklindetasarlanmış stilize akant yapraklarının ters-düz yerleştirilmesiyle doldurulmuştur.Üstte yer alan tepelik ise, bütün yüzeyi dikey olarak yivlendirilmiş saçaklı başlık şeklindedir.Şahidelerin kaide aynalıkları ile yan pehleler üzerinde yer alan bezeme,esasını girlandlar, akant yaprakları ve güllerinoluşturduğu bitkisel unsurlardan müteşekkildir.Buna göre sandukanın bütün dış cepheleri küçük sağır sütuncelerle on altı eşit aralığa bölünmüş ve bir aralıktauygulanan kompozisyon diğerlerinde de tekrar edilmiştir.Bu kompozisyonda lâle şeklinde biçimlendirilmiş akant yaprakları arka planda üst üste iki sıra halinde zeminikaplamış durumdadır.Altta bulunan yaprakların içinden çıkıp yanlara açılarak yükselen ve sonradan içe doğru kıvrılan simetrik dallarınucuna birer gül motifi kondurulmuştur.Güller cepheye dönük olarak tasarlanmıştır.Ön planda ise, sütunceler üzerinden aşağıya sarkan uçları gülbezeklerle sabitlenmiş, ortalarında yine birergülbezeğin yer aldığı yarım daire formlu girlandlar silsilesi sanduka cephelerini dolanmaktadır.Ayrıca sanduka kanatları üstten içi stilize küçük yaprak dizileriyle dolgulu bir frizle konturlanmıştır.Frizde yer alan yaprak motifleri sütuncelerin kaideleri üzerinde de görülmektedir.

Başucu şahidesi üzerindeki celi sülüs hatlı Osmanlıca kitabe şu şekildedir.
1- Hüve’l-hallâku’l-bâkî١- ‫ال باق ى ال خ لاق ٌو‬
2- Göçüp tevhîd ile dâr-ı fenâdan٢- ‫ف ىادن دار اي لً ت وح يذ ك وجوب‬
3- Gidüp arş tahtına rûhî revânı٣- ‫رواو ى روحي ت ح ت ىً عرش ك يذوب‬
4- Hüdâ yâ izz ü şânın hurmetîçün٤- ‫حرم ت يچون شاو ك عسو ي ا خذا‬
5- Cinânda Kevser’e kandırasın ânı٥- ‫او ى سه ق او ذري ك وث ري ج ىاو ذي‬
6- İdüp dâr-ı fenâdan azm-i rihlet٦- ‫رح لت عسم ف ىادن دار اي ذوب‬
7- Mekânın eyle firdevs-i a‘lâyı٧- ‫اع لائ ى ف ردوش اي لً م كاو ه‬
8- Oku ihlâs ile bir fâtiha gel٨- ‫ك ل ف ات حً ب ر اي لً اخ لاص اوق و‬
9- Ecel bir kimseye virmez emânı٩- ‫اماو ي وي رمس ك م س يً ب ر اجل‬
10- Merhûm ve mağfûr Hazînedârzâde١۰ – ‫زادي دار خسي ىً مغ فور و مرحوم‬
11- Es-Seyyid Süleymân Paşa efendimizin١١ – ‫اف ىذي مسك پ ا شا س ل يمان ال س يذ‬
12- Rûhîçün el-fâtiha١٢ – ‫ال فات حً روح يچون‬
13- Fî sene 1233 cim 21١٣ – ‫ س ىً ف ى‬١٢٣٣ ‫ ج‬٢١
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Es-Seyyid Süleymân Paşa Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Türbe; halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlariçinde şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir. 1794 yılından itibaren Canik sancağı yönetiminde Çarşamba-KurdAhmedlü köylü Hazinederzade Süleyman Ağa etken olmaya başlayacaktır. Osmanlı devlet yönetimi de, icraatları veyönetim tarzlarıyla devlete külfet olmaya başlayan Caniklizadeleri zamanla tasfiye sürecine girerek bırakılan busiyasi boşluğu yine onların yetiştirmeleri olan Çarşambalı bu aileye bırakacaktır.Kurtahmetli ve Boyacılı köyleri, haznedaroğulları ailesinin yerleştiği köylerdir. Kurtahmetli Köyü’ndeki PAŞAMezarlığı Haznedar oğullarına ait mezarlıktır. Bu iki köyde çok önemli tarihi izler mevcuttur.Süleyman Paşa, Canik sancak yöneticiliği ve vezir rütbesiyle Trabzon eyalet valiliği yapmışlardır. Bu dönemdeÇ arşamba ticarette çok gelişmiş, Canik Sancağı ve Trabzon Eyaleti Hazinedaroğulları tarafından çoğu zaman buradan yönetilmiştir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Akyüz Dede – Samsun

Çarşamba’ya 7 kilometre mesafede bulunan Dikbıyık Beldesi’nin Samsun – Ordu Karayolu üzerindebulunan Bahçelievler Mahallesi’nde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Akyüz Dede” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken 1993 yılında betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı betonarme olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe 2 bölümden ibaret olup bir bölümü mescit olarak kullanılmakta diğer bölümde kabir bulunmaktadır. Türbeye ait kabrin sandukası ahşaptandır.Yerler ise halı ile döşenmiştir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Sarılık Türbesi hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Seyyid Semail (İsmail ) Baba (k.s.)

Çarşamba’ya 16 kilometre dogusunda bulunan Ahubaba Köyü’nün merkezinde bulunan Şehitlik içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında ” Seyyid Semail (İsmail) Baba” şeklinde anılan türbeye ait kitabe bulunmamakla birlikte türbede metfun bulunan zatın Şeyh Seyyid Kutbiddin, Şeyh Seyyid Yusuf Zeynuddin ile kardeş oldukları 1200-1340 arasında yaşadıkları söylenmektedir

MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı betonarme olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe 3 bölümden ibaret olup türbeyeait kabrin sandukası beton üzeri ahşaptandır. Yerler ise halı ile döşenmiştir.

RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Seyyid Semail Baba rivayetlere göre büyükİslam âlimi ve mücahitlerindendir. Günümüzde Semayil Baba Türbesi olarak bilinen yapının kapısında yazılı olanbilgi şu şekildedir: ‘Seyyid Semayil (İsmail) Baba (K.S.) Bu türbede metfun bulunan Seyyid Semayil Baba büyük İslamdin âlimi ve mücahitlerindendir. Gavs-l Azam adıyla anılan ve Kadiriye tarikatının kurucusu Şeyh Seyyid AbdülkadiriGeylani (1078-1166) (k.s.) hazretlerinin torunudur. Babası Muhyi-üd-din’dir. Soyundan gelen ilahi bir vecd ve aşk ile İslamiyet’i yaymaya, karanlık ülkeleri aydınlatmaya, insanları terbiye etmeye çalışmış, İslam ordularına manevifütuhat öncülüğü yapan sayısız şeyhlerle birlikte Bizans sınırlarına kadar gelmiş ve oradan da Samsun’a geçerek bugölgeye yerleşmiştir. Şu anda eski adı Ahubaba köyü denilen mevkide karar kılmıştır. Semayil Baba, bulunduğumevkide İslam’a hizmet ederken küffarla çetin bir mücadeleye girişmiş ve bu mücadelede şehit düşmüştür. Bunedenle türbesinin bulunduğu yere şehitlik de denilir. Bu şehitliğin bulunduğu alan 25 dönüm civarında olup adına vakf edilmiştir. Semayil Baba’nın bir kardeşi Samsun’un eski mezarlığı olan eski mezarlıkta metfun bulunan ŞeyhSeyyid Kudbüddin, diğer kardeşi Tekkeköy’de Zeynuddin Camii mezarlığında metfun Şeyh Seyyid Yusuf Zeynuddin’dir. Semayil Baba’nın doğum ve ölüm tarihi bilinmemekle birlikte 1200-1300 yılları arasında yaşadığısanılmaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izniile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.

Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi

Çarşamba’ya 6 kilometre mesafede Samsun – Ordu karayolu üzerinde bulunan Akçatarla Köyü’ndebulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yenideninşaa edilmiştir. Çatısı kiremitle kaplı olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbeye ait kabrin sandukası ahşaptandır. Sandukanın alt kısmı ve yerler ise fayans ile döşenmiştir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yeşil Tekke Murat Yüzbaşı Türbesi hakkındaçok fazla rivayet bulunmamaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Dalbahçe Türbesi – Samsun

Çarşamba’ya 7 kilometre mesafede bulunan Dalbahçe Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Dalbahçe Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığındantürbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında ilk yapıldığı orijinalliğini korumakla birlikte yer yer tamirat görmüştür. Çatısı kiremit ile kaplı türbenin içerisinde 1 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Dalbahçe Türbesi hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile şifa bulmak umuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Yeşil Tekke Türbesi – Samsun

Çarşamba’ya 7 kilometre mesafede bulunan Beyyenice Köyü’nün 3 kilometre yukarı mahallesinde Yeşilırmak kıyısında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Yeşil Tekke” veya “Abdal Yusuf ve Murat” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememekle birlikte türbede metfun olan kişilerin 1800’lü yılların başında yaşadığı tahmin edilmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken 1996 yılında betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı kiremit kaplı olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe içerisinde 2 adet ahşaptan sanduka vardır. Yerler halı ile kaplanmıştır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Yeşil Tekke Türbesi hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Tekke’de meftun bulunan kişilerin 1800’lü yılların başında yaşadığı tahmin edilmektedir. Türbehalk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Sarılık Türbesi – Samsun

Çarşamba’ya 15 kilometre kuzeyinde bulunan Akçatarla Köyü’nün 1 kilometre yol kıyısında bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Sarılık Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı betonarme olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe 2 bölümden ibaret olup birbölümü mescit olarak kullanılmakta diğer bölümde kabir bulunmaktadır. Türbeye ait kabrin sandukası ahşaptandır.Yerler ise fayans ile döşenmiştir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Sarılık Türbesi hakkında çok fazla rivayet bulunmamaktadır. Sarılık hastası kişilerin şifa bulması nedeniyle türbeye halk tarafından Sarılık Türbesi denilmiştir.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)

Emirza Bey Türbesi – Samsun

Emirza Bey

Bafra’ya yaklaşık 5 kilometre kuzeyindeki Türbe Köyü’nde köy merkezinin birkaç yüz metre uzağındakitarlalar arasında bulunmaktadır

TARİHÇE: Halk arasında “Emirza Bey Türbesi” şeklinde anılan türbenin giriş kapısı üzerindeki, üç parça mermere yazılmış, inşa kitabesinin sağ alt parçası yerinde değildir. Kitabenin üzerlerine çekilen kırmızı boya büyük ölçüde silinmiştir. Kaybolan parçayla birlikte kitabe Z. Oral tarafından 1956’da yayınlanmıştır.Arapça ve Farsça yazılan kitabenin metni şöyledir:”Lâilâhe illallah Muhammedurresulûlüllah Fî târihi’1-muharremi selâse ve semânîne ve seb’a mayeh Velev necâ mine’lmenûni ahedün necâ’n-nebiyyü’ 1-Hâşimiyyü Ahmed hibâb (habbâb-ı) (?) hâzihi’l- ‘imâreti merhûm mağfûrMa’sûm sa’îd şehîd hâfız ü kelâmüllah Hacı Lütfullah bin Emîr muhterem mükerrem Emirzâ bin Hüseyin Bey vehavâhirân -ı merhûm mezkûr merhûmât mağfurât sa’îdât şehîdât hâfizâtKelâmüllah paşa ve İlalmış paşa ve Havând (Hant)Hâtûn ve sultan ce’alehüllahü fî bahbûheti’l-cenneti (?) çün hükm-i RabbânîTârih-i Tâ’ûn der resîd hime der Bey (himederin) (?) lahza bicivâr-ı Hakk.Pibustend peder ve mâder hûn del ez dîde bârânîdend ve çûn müddet-i medîde mâtemdâşdend ve râhat-ı dünya cümle kezâştend ammâ hûrEndişend ki dünya denî fenâ est her tahti râb i-tahtihi tâbûtî bedel kendHer şahsı azîz re’l-bâs küllü men ‘aleyhâ fan pûşând her sâhib-iZevk râ şarâb küllü nefsin zâikatü’l-mevt bi haşând bifürûze noksân zâdândVe tarîk-i teslîm-i nass dîd ve dânstend ki hükm-ü Hüdâ-yı “azze ve celle cez’ünBi seyyâri kerden veya sabûrî nemûden rücû’ netvând bûd her ki re’l-bâs-ı hayat pûşânîdendkâs-ı memât-ı nûşânîdend.”

Kitabeden türbenin, H. Muharrem 783/M. Mart 1381’de inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbeyi kitabesine göre tarihleyen H. G. Danışman, türbenin Candaroğullan veya İsfendiyaroğullarına bağlı bir yerel yönetici tarafındanyaptırıldığına işaret ederek, yapının “yöresel beylik mimari tarzını yansıttığını” belirtmektedir. Emirza Bey bu yıllardaBafra mıntıkasına hâkim olan yerel bir beydir. Türbenin Emirza Bey’in ölümü üzerine 1381’de inşa edildiğini, daha sonra vefat eden yakınlarının da türbeye defnedildiğini kabul etmek mümkündür.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarlalarla çevrili etrafı açık, düz bir alanda bulunan türbe içten üçgenlerle geçilen iç yüzü hafif kavisli bir kubbe, dıştan sivri konik bir külahla örtülü, kare şeklinde basit bir mekân düzenine sahiptir. Girişinbulunduğu güney cephede bir kapı, diğer cephelerde birer pencere yer alır. Büyük ölçüde moloz taş malzemeyle inşa edilen yapının, duvar köşeleriyle kapı ve pencere çevreliklerinde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Yer yerduvarların çatlamasına sebep olan ağaç ve çalılıklar, üst örtünün görülmesine büyük ölçüde engel olmaktadır.Sağlam ve bitkilerin istilasından kurtulabilmiş küçük bir kesimde, alaturka kiremitler görülmektedir.Türbenin kapı açıklığı, sivri kemer şeklinde kesilen tek parça blok kesme taşla kapatılmıştır. Üstüne inşa kitabesiyerleştirilen kapının çevreliğinde, düzgün kesme taş kullanılmıştır. Kaçak define kazılarıyla türbe içerisindekisandukalar büyük ölçüde talan edilmiştir. Vaktiyle içinde on yedi sanduka, dışında ise üç mezar bulunurken bugüniçindeki sandukaların büyük bir kısmı yerlerinden edilmiş, bazıları kırılmış, ikisi de pencereden dışarı atılmış olarak,duvar dibinde bulunmaktadır. Türbenin dışındaki bahçede bulunduğu belirtilen üç mezardan ise eser kalmamıştır.Türbenin içinde bugün, bir kısmı kırılmış halde on beş kadar mermer ve kalker taşından yapılmış sanduka sayılabilmektedir. Z. Oral’ın sandukalardan tespit ettiği üzere, türbede gömülü şahısların isimleri ve ölüm tarihleriniplândaki sanduka numaralarına göre şöylece sıralayabiliriz: 2- Emirza Bey kızı Hant Hatun (H. Recep 782 / M. 1380),3- Emirza Bey kızı Sultan Hatun (H. Recep 782 / M.1380), 4- Emirza Bey kızı İlalmış Hatun (H. Şaban 782 / M.1380),5- Emirza Bey oğlu Hacı Lütfullah (H. Şa’ban 782 / M.1380), 6- Emirza Bey kızı Paşa (H. Şa’ban 782 / M.1380), 7-Mehmet Kızı Giçi Hatun (H. Recep 782 / M.1380), 9- Hüseyin oğlu Ahmed (H. 814 / M. 1411-12), 10- Emirza Bey (AliBeyoğlu Hüseyin Bey oğlu Emirza Bey), 11- Ali Bey kızı Şeref Hatun (H.799 / M.1396-97), 12- Hüseyin oğlu Resul, 14-Gazi oğlu Seyyid (H. 814 / M.1411-12), 15- Sultan Baht Hatun (H.814 / M.1411-12), 16- Sultan Hant Hatun (H.814 /M.1411-12)Z. Oral, 1 numaralı sandukanın baş ve ayakucu şahidelerinin o tarihte mevcut olmadığını, diğer kesimlerde yazı vetarih bulunmadığını, 8 nolu sandukada yazı olmadığını, 10 numaralı Emirza Bey’in sandukasında tarih görmediğini,12 numaralı Hüseyin oğlu Resul’ün sandukasında ölüm tarihinin silindiğini, 13 numaralı sandukada tarih ve isimgörülmediğini, 15 numaralı sandukada yazı bulunmadığını belirtmektedir. Sandukalarda ölümle ilgili veciz sözler,dualar, kelime-i tevhid, ayet-i kerimeler (Ayete’ 1-Kürsî ve ölümle ilgili ayetler) yazıldığı anlaşılmaktadır. Yine Z.Oral’ın tespitine göre avludaki kabirlerde, Mehmed oğlu Gazi (H. 872 / M. 1467-68), Şadi oğlu Hızır (H. 782/M. 1380-8), Şadi oğlu Eylük (ölüm tarihi yok) isimleri görülmektedir.

Şeyh Ören – Samsun

Şeyh Ören

Bafra’ya 7 km kuzey doğusunda bulunan Şeyh Ören Köy yolu yanında bulunmaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında “Şeyh Ören Türbesi ” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte orijinali ahşap olan Türbe; son yıllarda betonarmeolarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısı Shıngle döşeli olup dışı ve içi sıva üstü boyadır. İçerisinde kabir üstü sanduka mevcuttur.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Şeyh Ören Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Anadolu’da İslamiyet’i yaymak için mücadele eden İslam âlimlerinden olduğu tahmin edilmektedir.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, hasta olanlar içinde Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmakumuduyla ziyaret edilmektedir. Özellikle karın ağrısı çeken, basık yürüyemeyen çocuklar ile çocuğu olmayan kadınlar türbeyi ziyaret etmekte Allah’tan (c.c) Şeyh Ören hatırına şifa ummaktadırlar.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)