Hz. Sa’d bin Abu Vakkas (r.a.) – Seydi Vakkas Türbesi – Gaziantep

Gaziantep – Araban’da Ziyaret köyünde

Sa’d bin Ebu Vakkas Hazretlerinin türbesi Gaziantep’in Araban ilçesinde ziyaret köyünün kuzeydoğusundaki mezarlığın yanı başında yer alır. Dikdörtgen planlı ve düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş yapının iç bölümünde bağdadi sıva kullanılmıştır. Kuzey ve güneyde mihrap ve paye biçiminde sütunlar yer almaktadır. Mezar mermerden yapılmış sanduka ve kapak kısmından oluşmaktadır. 1998 yılındaki restorasyonu sırasında türbenin 30 metre güneybatısında mescit, misafirhane ve kurban kesim yeri inşa edilmiştir. Türbenin ön avlusunda da 24 sahabenin mezarı olduğu rivayet edilmektedir. Halk arasında Seydi Vakkas Hazretleri olarak bilinen zat, hayatta iken cennetle müjdelenen on sahabe arasında yer alır. Ashab-ı Kiram’ın büyüklerindendir. Peygamber efendimizin (s.a.v) duasına mazhar olmuş büyük islam kumandanıdır. Sa’d bin Ebu Vakkas (r.a), Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer zamanında yapılan bütün seferlere katılmıştır. Hz. Ömer döneminde İran ve Irak’ı fethetmek için İslam Orduları Komutanı olarak görevlendirilmiştir. Tarihi kaynaklara göre Sa’d bin Ebu Vakkas bu seferler esnasında Ziyaret Tepesi diye bilinen bu tepede karargah kurmuş, Bizans orduları ile savaşmış ve zafer kazanmıştır. Bu türbe, Sa’d Bin Ebu Vakkas Hazretlerinin makamıdır. 675 yılında Medine’de vefat etmiştir. Kabri, Medine’deki Cennet’ül Baki mezarlığındadır.

Türbe hakkında halk arasında söylenen birkaç rivayet vardır. Birinci rivayete göre, Sa’d bin Vakkas Hazretleri düşmanları ile savaşırken yaralanmış ve yaralı iken yanında Ayşe Fatma adlı kız kardeşini düşmanların eline geçmemesi için karşı tarafta bulunan yüksek dağa fırlatmıştır. İlkbahar mevsiminde kız kardeşinin düştüğü yerde her taraf otsuz iken orada otların yetiştiği rivayet edilmektedir.

İkinci bir rivayete göre ise, Sa’d bin Vakkas Hazretlerinin ziyaret edilen türbesi bir rüya sonucunda inşa edilmiştir. Kahramanmaraş’tan Dulkadiroğlu Beyliği’nde bir şahıs rüyasında Sa’d bin Vakkas Hazretleri’ni görür. Sa’d bin Vakkas orada şehit düştüğünü ve gelip mezarının yapılmasını ister. Dulkadiroğlu Beyliği’ndeki şahıs Kahramanmaraş’tan kalkıp atıyla buraya gelir. Bir türlü mezarın yerini tespit edemez. Tekrar memleketine döner. İkinci defa Sa’d bin Vakkas Hazretleri adamın rüyasına girer, “Eğer sen gelirsen benim düştüğüm yerin hemen yanında bir büyük kaya vardır. Eğer o kayayı görürsen benim düştüğüm yer hemen kayanın yanındadır” der. Dulkadiroğlu Beyliğindeki şahıs atına binip oraya gelerek tarif edilen kayayı görür ve mezar yerini tespit eder. Hemen oraya binayı inşa eder.

Diğer bir rivayete göre, bir zamanlar türbenin bulunduğu yer ziyaretçi akınına uğrarmış. Ziyaretçilerin ağırlanması esnasında yapılan masraflar ise Şanlıurfa iline bağlı Halfeti ilçesi ile Araban arasında işleyen gemiler tarafından karşılanırmış.

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak ; Gaziantep Evliyaları – Abdulhalim Durma
[/toggle]

Hz. Pir Sefa

Pir Sefa hazretlerinin kabri şerifi ; Gaziantep – Merkez’de Bakırcılar çarşısında bulunan Pir Sefa mescidi yanında Hz. Yuşa Peygamber türbesinin yanında

Rivayetlere göre Pir Sefa hazretleri , Hz. Yuşa (a.s.)’ın türbedarı olduğu ve vefat edince buraya gömüldüğü söylenmektedir. Bir başka rivayete göre Pir Sefa hazretleri Medinelidir ve ensardandır. Gaziantep’in Müslümanlar tarafından fethinde Hz. Ali kumandasında buraya gelmiş. Karaçomak’la yan yana savaşırken uğradığı zorlu bir kılıç darbesi ile şehit olmuştur. Bunun üzerine Hz. Ömer , Hz. Yuşa’nın yanına defnederek ” Kendini Peygamberi Zişan’la Komşu ettim” demiştir.

Hz. Ukkaşe Bin Hasene (r.a.)

Hz. Ukkaşe (r.a.) Türbesi ;  Gaziantep – Nurdağı ilçesindeki Durmuşlar köyündeki yüksek bir tepenin üzerinde

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “Kim cennetteki arkadaşımı görmek isterse, bu adama baksın” buyurarak cennete gireceğini müjdelediği sahebelerden Hz. Ukkaşe Bin Hasene (r.a.).

Türbede medfun olan zatın Hz. Ömer(r.a.) zamanında Gaziantep ve çevresinin fethi sırasında şehit düşen beş sahabeden biri olan Hz. Ukkaşe Bin Hasene (r.a.) olduğu rivayet edilmektedir. Bazılarına göre de, burada katıldığı bir savaşta kaybettiği parmağı yada kanının döküldüğü yer olduğu için buraya türbe yapıldığı rivayet edilmektedir.

Ukkaşe Hazretleri , “ Ya Resulullah Uhud Savaşı’nda bana kırbaçla vurmuştunuz. Hakkımı ancak kısasla ödeşirim”, der. Peygamberimiz (s.a.v), elindeki kırbacı Ukkaşe Hazretlerine verir ve sırtına vurmasını söyler. Ökkeşiye Hazretleri, “Siz bana sırtım çıplak iken vurmuştunuz Ya Resulullah”, der. Peygamber Efendimiz sırtını açar ve tam bu sırada Ukkaşe Hazretleri Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü görür ve öper. Daha sonra ise “Kısastaki gayem bu idi Ya Resulullah. Yoksa sizde bir hakkım varsa anam sütü gibi helal olsun”, der.

Türbenin bulunduğu yere Ökkeşiye denmektedir. Türbe dağın tam tepesindedir. Hangi yöne baksanız muhteşem bir manzara karşılar sizi. Yakın dönemde restore edilen türbenin yanıbaşında Hz. Ukkaşe Camii yer alıyor. Kompleks içerisinde kurban kesim yerleri, hediyelik eşya satıcıları ve kafetarya bulunuyor.Türbenin alt tarafındaki kuyularda ise birkaç metre derinlikte bol su bulunmaktadır.

Anlatıldığına göre, Peygamberimiz Veda Hutbesinden sonra herkesle helalleşirken Erkek çocuğu olmayanlar ve daha değişik dilekleri olanlar Ukkaşe Hazretlerinin türbesini ziyaret ederler ve isteklerinin kabul edilmesi ve arzularına kavuşmak ümidiyle burada Allah’a niyazda bulunurlar. Ayrıca Allah rızası için kurban keserler. Böylece ziyaretten sonra doğan erkek çocuğa genel olarak Ökkeş adını verirler. Özellikle mübarek zamanlarda türbe ve ziyaret dağında çok parlak bir nurun görüldüğü ve bu nurun Resulullah’a doğru uzanarak kaybolduğu yöre halkı tarafından anlatılır.

Türbenin yılda yurt içinden ve yurt dışından olmak üzere 250-300 bin ziyaretçisi olduğu görülür.