Taşkesenli Şeyh Abdurrahman Efendi (k.s.)

tarafından
1029
Taşkesenli Şeyh Abdurrahman  Efendi (k.s.)

Erzurum – Asri Kabristanında babası Muhammed Sırrı Efendi’nin yanında.

Şeyh Abdurrahman Efendi, Şeyh Muhammet Sırrı Efendi’nin yedi oğlunun en büyüğüdür. Ailenin Toparlak Köyü’nde ikametleri döneminde, komşu köy olan Çeperli Köyü’nde bir düğün törenine Muhammet Sırrı Efendi davet edilir. Aynı köyde 1914 tarihinde dünyaya teşrif ediyor. Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı, iç karışıklıkların, zorlukların devam ettiği dönemlerdir.

Tahsil çağı geldiğinde babasının talim ve terbiyesi altındadır. 1925 yılındaki mektep ve medreselerin kaldırılması, şapka isyanı gibi durumlar hüküm sürerken Şeyh İbrahim Efendi sürgün edilmiştir. Şeyh Muhammet Sırrı Efendi gözetim altında tutulur. O zor şartlar altında bile hanesinde, çevresine ders okutmaya devam etmiştir. Abdurrahman Efendi, babasından Kuran, tecvit, Arapça, tefsir, hadis, kelam, fıkıh ve tasavvuf derslerini okuyarak icazetini (diploma) alıyor.                                   

İlginizi Çekebilir  Taşkesenli Şeyh Ziyaeddin Efendi (k.s.)

Babasının vefatından sonra, talebe okutma ve halifelik görevini Abdurrahman Efendi yürütüyor. İmametliği yanında Nakşibendî- Halidiye kolu halifesi olarak irşat işlerini ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür. Pasinler civarında sohbetleri aranan, fıkıh konularında danışılan bir şahsiyettir.

1947 yılında babası tarafından Güllü Köyü’ne imam olarak görevlendiriliyor. Köylünün isteği üzerine bu köye yerleşiyor. Otuz yıl hizmet eder. Bu hizmet süresince çevre büyükleri ile muhabbetleri devam ediyor.

Hacı Abdurrahim Kılıç, Abdurrahman Efendi hakkında duyduğu hadiseyi şöyle anlatır: ”Merkeze bağlı Sığırlı köyünden Dursun Ağa, Alvarlı Muhammet Lütfü Efendi’yi nasihat etmesi için evine davet eder. Efe, eve teşrif ettiğinde kalabalık bir cemaatle karşılaşır. Dursun Ağaya ”Oğul, siz Abdurrahman Efendi’yi davet etmediniz mi?” deyince, daha önce tanımadıkları Abdurrahman Efendi’yi getirmek için bir atlı gönderirler. Onların Abdurrahman Efendi’yi tammadıklarını anlayan Alvarlı Efe anlatır; “Taşkesenli Şeyh Ahmet Efendi’nin torunu. Hacı Sırrı Efendi’nin büyük oğludur.” der.

İlginizi Çekebilir  Şeyh Ahmet Efendi

Abdurrahman Efendi geldiğinde herkes Alvaril Efe’nin sohbet etmesini beklerken o, Abdurrahman Efendi’ye bu insanların kendilerinden sohbet etmelerini beklediklerini söyler. Abdurrahman Efendi’yi ilk defa tanıyan topluluk gece geç saatlere kadar süren sohbetini adeta nefes almadan dinlerler. Bu durum karşısında Alvarlı Efe: Siz size en yakın alimleri tanımazsınız. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin de kıymetini bilmediniz. Taaa Tillo’lara kadar gitti. Demek ki size boşuna Kor Galalılar dememişler. Naziresin! yapar.”

Abdurrahman Efendi’nin talebi Mevla’dandı. İcabınca dünyaya muhabbeti yok idi. Kimseden bir şey kabul etmez, çevresine istetmezdi. Bekaya meyli ziyade idi. Bir taraftan imametliği ile meşgul iken, diğer vakitleri tesbihat ve devamlı Ayet el-kürsi okumakla geçerdi. Yatsı namazı sonrası yatmaya hazırlanırken, yanında bulundurduğu beyaz kefenine bürünür her gün tefekkür ü meft yapar, ondan sonra yatağına girermiş. Halim, selim, mütevazı ve kemal derecesinde mahviyet perver, kendi haline kimsenin muttali olduğunu istemez. şöhretten uzak durur. Fukaraya muhabbet eder. Kapısı daima misafire açık bir zattı. Bulunduğu bölgede farklı bir yeri vardı, çok sevilirdi.

İlginizi Çekebilir  Taşkesenli Şeyh Abdulkuddüs Efendi

Son dönemlerinde; yazı Güllü köyünde, kış aylarını Erzurum’da geçirirdi. 4-11-1980 tarihinde altmış altı yaşında Rahmeti, Rahmana kavuştu. Kabri asri mezarlıkta, aile kabristanında, babasının kabir komşusudur.

Taşkesenli Şeyh Abdurrahman Efendi(k.s.)’nin Silsile-i Şerifi

Mezar şahidesinde
(Ayak taşı, Latin harfleri ile)
El Merhumul
Mağfur ilarahmeti
Rabbihil Gagfur
Taşkesenlizade Şeyh Ahmet
Efendinin torunu
Şeyh Sırrı Efendinin büyük
Oğlu Hoca
Abdurrahman Efendinin
Ruhuna Fatiha
D: 1330 (1914), Ö: 4-11-1980

Baş taşında:
Huvvel Hallakul baki
El merhumul gafur
ila Rahmetihil gafur
Hoca Abdurrahmani
Daşkesani
M. Sırrı Efendi
Mahdumu
Ruhi içun Fatiha
H.12-26-1400