Köstendilli Ali Efendi

tarafından
1561
Köstendilli Ali Efendi

İstanbul – Üsküdar’da Katibim Aziz Bey sokak ile Ethemağa sokağının kesişimindeki caminin haziresinde.

Nureddin Cerrahi Hazretleri’nin mürşidi.

Nureddin Cerrahî Hazretlerinin mürşidi olan Köstendilli Şeyh Ali Efendi, tanınmış evliyadandır, ilimde ve amelde zühd ve takvası herkesçe teslim edilmiştir. O da tarikatı Lofçalı Fazıl Aliyyü’r-Rumî Hazretlerinden almış ve uzun müddet mürşidine hizmet ile tarikat adabını ikmal eylemiştir.

Kerametleri halk dilinde dolaşan şeyhlerdendir. Halk arasında Köstendilli Kadısı Ali Efendi namı ile meşhur olan. bu zat Üsküdar’da Katibim Aziz Bey sokak ile Ethemağa sokağının kesişimindeki Hz. Selami’nin halen yıkılmış olan tekkesinin mezarlığında medfundur.

Adı geçen tekkeye şeyh olması hadisesini Evrenoszade Sami Bey şöyle anlatmıştır:
Zamanın padişahı, uzun müddet Medine’de kalan haremağalarından Beşir Ağa’ya sormuş :
— Bunca sene «Ravza-i Mutahhara»’da hizmet etmişsin, bu müddet zarfında hiç bir fevkaladelik görmedin mi?
Beşir Ağa:
— Evet Efendim, demiş. Bir gün şöyle bir vak’a oldu: Bir akşam üzeri türbenin kapıları kaparken bir adam hızla içeri girdi. «Ben Köstendil Kadısı Ali» dedi ve benden geç kaldığı için özür diledi ve ziyaret sebebi olarak bazı hadis hakkındaki iltibasın halli için huzur-u Peygamberi’ye geldiğini söyledi. Kendisini biraz bekledim ve beraberce türbenin kapısını kapayıp çıktık. Yolda ben birisine selam verdim, hal hatır sorarken bir de arkama bakayım ki Hazret kaybolmuş.

İlginizi Çekebilir  Kasım Çelebi Türbesi

Beşir Ağa’nın anlattığı bu vakıa üzerine Padişah bu zatı arayıp bulmasını irade ediyor. Bir gün Beşir Ağa Beyazıt meydanında geçerken Kadıya rast geliyor. Köstendilli Ali Efendi:
— Bre ulan Arap! diyor, beni Padişaha neden gammazladın?
Beşir Ağa Padişahın zoru ile anlattığını söylüyor ve saraya avdet edince vaziyeti Padişaha arzediyor. Hükümdar da Ali Efendi’nin şeyhliği açık olan bir tekkeye tayin edilmesi hususunda Şeyhü’l İslamlığa irade ediyor. Köstendilli Ali Efendi bu vazifeyi kabul etmek istemiyor. Fakat
Şeyhü’l-îslam kendisine:
— İki şey reddedilmez, diyor. Biri padişahın iradesi, diğeri Şeyhü’lislam’ın mucibi.

Hazret ister istemez vazifeyi kabul edip Üsküdar’ın yolunu tutuyor. Üsküdar iskelesinde kendisini alayla karşılayıp Tekkekapusu’na götürüyorlar, fakat mahallelinin engeli ile karşılaşıyorlar Mahalleli tekkeye dervişlerden birinin şeyh olmasını arzu ettikleri için tekkenin kapısını iç tarafından açılmasın diye duvar örerek kapatmışlar. Bu vaziyet karşısında Kadı Hazretleri:
— Bize yalnız “Padişahın iradesi ile Şeyhü’l-İslam’ın mucibi red olumnaz” dediler, buna Evliyaullah’ın Fatihasını da ilave etmek lazım deyip bir Fatiha çekiyor. Kapı kendi kendine yıkılıyor ve post’a geçiyor.

İlginizi Çekebilir  Hz. Huzeyfe Bin El Yeman (r.a.)

Kabir taşı ;

“Tarikat-i Halvetiye’den, hatemu’l muctehidin Piri, Muhammed Nureddin-i Cerrahi Hazretleri’nin murşid-i azizi, Köstendil Mufti-yi kibarı, ricalullahtan Hazreti Şeyh Ali Alaaddin-i Halveti kuddise sırruhu’l-baki 1143 (1730-31) ile haremi Havva Bacı Hatun (k.s.) 1167 (1761-62) ruh-i şerifleri icin el Fatiha”