Murad Hüdavendigar Türbesi – Kosova

tarafından
225
Murad Hüdavendigar Türbesi – Kosova

 

kosova – pristine ye 10 km uzaklıkta

Sultan Murad Hüdavendigar’ın Sırp Miloş Obiliç tarafından şehit edilmesi üzerine cesedi tahnid edilerek, Bursa Çekirge’de yaptırmış olduğu türbesine defnedilmiştir. İç organları ise, vefat ettiği yerde, oğlu Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilen ilk türbeye gömülmüştür. Meşhed-i Hüdavendigar Türbesi’nin orijinal halini bilmiyoruz. Rumeli’nin birçok yerinde görülen fetih-şehitlerinin türbeleri gibi dört paye üzerine atılmış dört kemerden ve bunlara oturan bir kubbeden ibaret açık bir türbe olması pekala ihtimal dahilindedir. Ancak farklı dönemlerde, yapının değişik onarımlardan geçtiği bilinmektedir.

Türbe, ilk olarak Melek Ahmed Paşa’nın Rumeli Beylerbeyliği döneminde, 17.yüzyılın ikinci yarısında geniş çaplı bir onarımdan geçmiştir. 1660 yılına doğru Evliya Çelebi ile Sadrazam Melek paşa türbeyi ziyaret ettiklerinde, türbenin bakımsız ve harabe durumunu görürler. Evliya çelebinin tavsiyesi üzerine Melek Ahmet paşa civardaki Müslüman halkına iki kese kuruş (1000 akçe) vermiş ve türbenin temizlenmesi için getirttiği reayaya , bir hafta içinde yüksek bir duvarla büyük bir yaptırtmış ve yüzlerce çeşitli meyve fidanı diktirtmiştir. Ayrıca bir kuyu açılmış, türbeye bakmak için ailesiyle burada oturacak olan bir türbedar ve yeni kurulan vakfı denetlemek için civardaki yerlerde bulunan ileri gelen kişiler de nazır olarak atanmışlardır. Bu tarihten sonra türbe, birkaç kez yine ihmale uğramışsa da, zaman zaman küçüklü büyüklü onarımlar görmüştür.

1848 yılında türbe bugünkü şeklini almış ve Sultan Abdülmecid (1839-1861)’m bir beratı ile aslen Buharalı olan Hacı Ali 300 kuruş maaşla türbedar olarak atanmıştır (Hafız 1974,73). Bugünkü türbedar. Saniye Türbedarda bu soydan gelmektedir. Türbe daha sonra, 1909 tarihli tamir kitabesinden de anlaşıldığı üzere, Sultan Reşad’ın Haziran 1911’deki Kosova’yı ziyareti sırasında onarımdan geçmiştir. Ziyaret dolayısıyla türbe onarılmış avlusu kesme taşla döşenmiş yeni bir çeşme yaptırılmış, türbenin bugünkü tamir kitabesi konulmuş ve avluya Reşadiye Medresesi’nin temeli atılmıştır. Türbenin onarımına başlanıldığı 1911 yılında Kosova bölgesinin ileri gelenleri sultan Murad’ın şehit edildiği günün, milli gün olarak ilan edilmesi ve her yıl bütün osmanlılar tarafından bu türbenin ziyaret edilmesin sağlamak için girişimde bulunmuşlardı. Ancak, bir yıl sonra çıkan Balkan Savaşı, bu girişimin gerçekleşmesini engellemiştir.

İlginizi Çekebilir  Habib Fakı Türbesi

1912 yılında meydana gelen Balkan Savaşı’ndan sonra türbenin bakımını Sırbistan Hükümeti uzerine alır. 14 Mart 1914 tarihinde İstanbul’da Osmanlı Devleti ve Sırbistan arasında imzalanan Barış Antlaşmasının 10.maddesi gereğince, türbenin bakımı ve onunla ilgili masraflar, Osmanlı Hükümeti tarafından karşılanacaktır. Ancak, kısa bir süre sonra l. Dünya Savaşı patlak verince, İstanbul Antlaşması da yürürlükten kaldırılır. l.Dünya Savaşı sırasında olduğu gibi, 2.Dünya Savaşı sırasında da işgal kuvvetleri tarafından türbede bulunan bütün eşyalar yağmalanır. Türbe, 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya Devleti tarafından himaye altına alınmış ve 1960-61, 1967 yıllarında esaslı bir şekilde onarılmıştır.

Türbe, dört sütuna oturan üstü kubbeli sundurması olan; kare planlı, kubbe ile örtülü bir yapıdır. Tamamen kesme taştan inşa edilen türbede; biri pencerelerin alt sövesinin altında, diğeri çatı hizasında olmak üzere iki silme yapıyı çepeçevre çevirmektedir. Türbenin, kübik kütlesinin üzerinde, kesme taştan sekiz köşeli bir kasnak yer almaktadır. Kurşunla kaplı kubbenin üzerinde hilalli bir alem bulunmaktadır. Yuvarlak kemerli kapı sundurması, kemerler ve sütun başlıklan Meşrutiyet devri üslubundadır. Bununla birlikte Sultan Reşad’m türbeyi ziyareti esnasında çekilen fotograflarda, sundurmadaki kemer aralarının camekanlarla kaplı olduğu ve kemer köşelikleri üzerinde kalem işi süslemelerin olduğu açıkça görülmektedir.

İlginizi Çekebilir  Davud Kayseri (k.s.)

Türbenin iç duvarları beyaz renkle boyalıdır. Kubbe içi ve kasnağında kalem işi süslemeler yer almaktadır. Düz yeşil renkli püşîdeyle örtülü sanduka, kalebodurdan yapılmış bir platform üzerinde yükselmektedir. Türbenin zemininin döşemesinde ise; çeşitli halılar kullanılmıştır.

1990 lı yıllarda T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yapılan onarımda, türbe duvarlarına rast gele asılmış bulunan tablo, pano ve halı parçaları kaldırılmış; yanık türbe sanduka örtüleri; baş kısmındaki Arnavut fesi alınmış; sanduka civarındaki kilise şamdanları kaldırılmış; harap vaziyetteki avize sökülmüş; türbe başucundaki bağış köşesi dip köşeye taşınmış; yaklaşık yirmi beş yıldır boya badana yapılmamış olan, türbenin iç duvar yüzeyleri (kubbe kasnağına kadar olan kısımları) sıva tamirleri yapılmak suretiyle Horasan harcı rengine boyatılmış; Türkiye’den getirilen kumaş ve örtülerle sanduka kaplanmış; Arnavut fesi yerine, Konya’da yaptınlan, dönemin Osmanlı Sultan kavuğu konulmuş; sandukanın dört köşesine Osmanlı üslubunda yapılmış yüksek boylu şamdanlar yerleştirilmiş ; sandukanın güney ve kuzeyine ahşap oymalı rahleler, Kuran’ı kerimler ve tesbihler konulmuş.; türbe ziyaretçi defteri ve bu amaçla kullanılan ahşap kürsü sandukanının ayak ucuna alınmış; türbedeki otantik havayı bozan tül ve kumaş perdelerle, kornişler, yerlerdeki koyun postları kaldırılıarak tekke görünümüne son verilmiş; türbe, bekçi kulübesi ve türbedar evinin tüm kırık camları değiştirilmiştir

İlginizi Çekebilir  Eyneselli Mustafa Eren (ks.)

Meşhed-i Hüdavendigar Türbesi’ni ziyaret edenlerin dinlenme ve barınmalarını sağlamak amacıyla Sultan II.Abdülhamid’in vermiş olduğu emir üzerine ‘Selamlık Binası’ olarak anılan iki katlı yapı, 1896 yılında tamamlanmıştır. 1906 yılında ise, binanın 28.065 kuruş sarfiyle onarımı yapılmış ve II.Abdülhamid’in tahta çıktığı 1 Eylül tarihinde törenle açılmıştır.

Türbenin haziresinde Hafız Mehmed Paşa ile Rifat Paşa’nın mezarları bulunmaktadır. Avlunun içinde giriş kapısının tam karşısındaki duvarda Sultan Reşad’ın bir çeşmesi, bir de dış duvar yüzeyinde Ali Hacı (Selamlık) çeşmesi yer almaktadır, incelememiz esnasında türbedar Fahri Türbedar (2001)’de vefat ettiğinden, hanımı Saniye Türbedar türbenin bakımı ve türbeye gelen ziyaretçilerle ilgilenmekteydi. Bugünkü türbedar Saniye Hanımın eşi Fahri Türbedar’dan önce babası İshak Türbedar ile hanımı Vezire Türbedar türbede türbedarlık yapmışlardır.

Sultan Murad Hüdavendigar Türbesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ile Kosova Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla 2005 yılında, sekiz ay gibi kısa bir süre içinde restore edildi.

Kaynak ; Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri – Mehmet z. İbrahimgil Neval Konuk – Türk Tarih Kurumu yayınları