Doğan Bey

tarafından
8
Doğan Bey

Bursa – Suluki camii arkasında

Bugün Şehreküstü’den Santral Garaj ‘a inen Fevzi Çakmak Caddesi ‘nin sağında (şimdiki haliyle eski yerinin bir kısmı yola gitmiş bir kısmında da hastahane olarak kullanılan büyük gökdelenin bulunduğu mevkinin biraz aşağısında adına yeniden yapılan) Suluki Camii ‘nin doğusunda , yanında küçük birkaç mezar taşı bulunan kitabeli , heybetli , beyaz mermer mezar Doğan Bey‘e aittir.

Burada geniş yol açılmazdan önce mezar kendi adıyla anılan mahallede eski ahşap bir evin içinde idi. Bursa ‘da Emirsultan Mahallesi ‘nde olduğu gibi bu zatın hürmetine binaen bu mahallede de Ramazan davulu çalınmamaktadır . Doğan Bey Mahallesi’nde yaşayan halk arasında itibarlı , sözüne güvenilir kişiler hayatında yaşadıkları bir hadiseyi şöyle rivayet etmektedirler: “Bir davulcu bu kuralı bozarak belediyeden Doğanbey Mahallesi ‘ nde davul çalma ruhsatı almıştır. Ancak bu mahalleye gelip Doğan Bey sokağında davul çalmaya başlar başlamaz kendisine öyle bir manevi tokat vurulur ki; o anda kendisine vurulantokadın nereden geldiğini göremeden olduğu yerde yığılıp kalır ve bir daha da bedeninde can bulamaz. Bu olaydan sonra davulcular korkularından bu mahallede Ramazan davulu çalmaya cesaret edememişlerdir.

Mahallede yaygın olarak ifade edilen bir hadise de şöyledir : Doğan Bey ‘in yaşadığı mahallede kadınlar bir evde toplanmış kına gecesi tertib etmişler. Doğan Bey Sultan eğlence ve gürültüden hiç haz etmezmiş. Cümbüş yapılacak evdeki kadınları mahallenin diğer akl-ı selim kadınlar ikaz etmişler . ” Bakın , Doğan Bey Dede cümbüşten hiç hoşlanmaz, başınıza bir akıbet gelir ” demişlerse de evde toplanan kadınlar bu ikazları dinlememişler. Başlamışlar def ve dümbelek ile çalgı çalıp eğlenmeye … Kadınlar daha cümbüşe başlar başlamaz; eğlendikleri evin insan genişliğinde olan direkleri bir simidin parçalanması gibi 3-4 parçaya bölünmüş, tavan büyük bir gümbürtü ile üzerlerine çökmüş .. . Bu felaketi gören mahalleli “bu mübarek zat mahallemizde manen bulunuyor” diyerek, kendilerine çeki düzen vermişler ve bugünden sonra ne davul çalmışlar ve ne de çalgılı düğün yapmışlardır.

İlginizi Çekebilir  Haki Baba Sultan

XIV-XV. yüzyılda yaşamış doğum ve ölüm tarihlerini kesin olarak bilemediğimiz Doğan Bey, döneminde önemli hizmetleri görülen Osmanlı ‘nın önde gelen akıncı beylerindendir . Onlar alime, arife ve evliyaya hürmet ve saygıda kusur etmezlerdi. Aralarında husumet yoktu, hoşgörü ve dayanışma hakimdi. Her birinin davası ila-yı kelimetullahdı.

Hakkında daha pek çok menkıbelerin anlatıldığı Doğan Bey , I. Murad ve Yıldırım Bayezid devri ümerasından olup bir miktar asker ile Kosova üzerine yürüdü. Yıldırım zamanında Niğbolu muhafızı oldu. Doğan Bey, Yıldırım Bayezid ‘ in maiyetinde birçok muharebelerde bulunmuş, bahadırlık ve yiğitliği , kahramanca sebatı ile en cesur komutanlar arasında yer almıştı.

Müttefik ordusunun saldırı haberini alınca lazım gelen tertibatı alarak kuvvetinin son demine kadar mukavemet etmeye karar verdi. Düşmanın ablukası altı gün devam ettiği halde Doğan Bey , Türklere mahsus bir kahramanlıkla kaleyi korumakta sebat etti. Şehre birçok defalar hücum ettilerse de , bu hücumların tamamı güçlü bir mukavemetle geri püskürtüldü ve düşmana ağır kayıplar verdirildi. Doğan Bey , ablukanın daha fazla uzaması halinde imdada ihtiyaç hasıl olacağını anladığından İstanbul’u kuşatmakla meşgul olan Yıldırım Bayezid ‘e bir haber gönderdi. Yıldırım , bu haberi alır almaz gecenin sessizliği içinde ordugahta kimseye bir şey söylemeden atına bindi ve yıldırım hızıyla hareket etti. Gece yarısı Niğbolu önlerine geldi. Etrafı derin bir karanlık kaplamıştı. Karşıda müttefik düşman ordugahının ışıkları görünüyor , kalede esrarengiz bir sükunet hüküm sürüyordu. Yıldırım , etrafı güzelce bir gözetledikten sonra atını mahmuzlayarak kaleye hakim bir tepe üzerine çıktı. Kaleye doğru yüksek bir sesle: “Bre Doğan ! .. Bre Doğan! .. ” diye haykırdı. Doğan Bey padişahının sesini tanıdı. Kalenin halini soran Padişah ‘ a erzakın kafi derecede bulunduğunu ve imdada ihtiyacı olduğunu söyledi. Yıldırım , üç gün daha dayanmasını , imdadına yetişeceğini söyleyerek gecenin karanlığında düşman güçlerine görünmeden geldiği gibi yıldırım hızıyla geri döndü. Ordusuyla gelerek hücum etti. Düşmanı darmadağın etti. Bu muharebede Osmanlıların kaybı 3.000, Haçlıların 20 .000 oldu .

İlginizi Çekebilir  Maraşlı Ahmet Tahir Memiş Efendi

Niğbolu kahramanı olan Doğan Bey, sonraki hayatını Bursa’da tamamlamış, Bursa’ da ölmüş ve yaptırdığı caminin yanına gömülmüştür. Bugün bu camiden eser yoktur. SİT özelliğini yitirdiği gerekçesiyle arsası 1995’de imara açılmış yerine yüksek binalar kurulmuştur. Kendisine sade güzel bir mezar yapılmıştır . Başbakanlık Toplu Konut İdaresi, Bursa Osmangazi Belediyesi Doğan Bey Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde bu civardaki evler yıkılmış , yerlerine yeni projeye uygun gökdelenler planlanmıştır.

Pınarbaşı ‘ nda camii olan İzzeddin Bey ise , Doğan Bey’ in kardeşidir . Buna “Yaralı Doğan ” da derlerdi. Doğan Bey’in Mahdume Paşa adında bir kızı vardı. Allah nur içinde yatırsın! ..

Kaynak ;Bursa Evliyaları , Hasan Turyan , Merassa Yayınları

İlginizi Çekebilir  Hz. Safvan B. Muattal (r.a.) - Adıyaman