Abdullah Bosnevi

tarafından
1214
Abdullah Bosnevi

Abdullah Bosnevi’nin kabri şerifi ; Konya – Şeyh Sadreddin Konevi camiinin hemen karşısında yol üzerindeki bir binanın önünde.

Bursalı Hasan Kabadûz’dan seyr ü sülûkunu tamamlayan Abdullah b. Muhammed, Hilafet merkezinde “Bosnevî”, “Şârihu’l-Fusûs”, “Abdî Efendi” , memleketi Rumelide “Gâibî” lakaplarıyla meşhûr olmuştur. 17. yüzyıl Osmanlı dünyasının önemli mutasavvıf ve şâirlerinden biri olan Bosnevî, H. 992 yılında Bosna’da doğmuştur. Ailesi ve sosyal durumuyla ilgili hiçbir bilgiye sahip olamadığımız Bosnevî, ilk tahsilini muhtemelen dönemin geleneksel müfredâtına uygun olarak memleketi Bosna’da tamamlamış, daha sonra ilim ve kültür merkezi İstanbul’a gelmiştir.

Bosnevî’nin istanbul’a ne zaman geldiğini ve nasıl bir tahsil gördüğünü bilmiyoruz. Ancak ortaya koyduğu derin birikim ve geniş perspektiften hareket ederek bu dönemde felsefe, kelâm ve tasavvufî düşünce disiplinlerini hakkıyle tahsîl etmiş olduğu sonucuna ulaşabiliriz.

Bosnevî tahsilini tamamladıktan sonra Bursa’ya giderek devrin Bayrâmî Melâmîlerinin büyüklerinden Hasan Kabadûz’a intisâb eder. Bu zât hakkında fazla bilgiye sahip değiliz. Ancak melâmîliğin rûhuna uygun olarak terzilikle uğraştığı için “Kabadûz” lakabıyla iştihâr ettiğini biliyoruz. Doğum tarihini bilemediğimiz Hasan Kabadûz’un eserleri de yoktur. Ancak Süleymaniye- Halet Efendi’de 800 numaralı mecmuada iki mektubu bulunmaktadır. Bu mektuplarındaki ifadelerine ve Abdullah Bosnevî ile Hüseyin Lâmekânî gibi zâhirî ve bâtınî ilimlerde ma’mûr iki mürîdinin eserlerine ve hayatlarıyla ilgili bilgilere baktığımızda temkin sahibi bir zât olduğunu müşâhade ederiz.

İlginizi Çekebilir  Oğlan Şeyh İbrahim Efendi (k.s.)

Bosnevî ile tanışmalarını ve ona uyguladığı eğitim usûllerini bilemediğimiz Şeyh Hasan Kabadûz 1010/1601 yılında Bursa’da vefât etmiştir. Şeyhi 1010 yılında vefât ettiğine göre Bosnevî’nin Bursa’ya bu tarihten bir kaç yıl önce gelmiş olması gerekmektedir. Öte yandan İstanbul’da tahsil gören Bosnevî’nin döneminin güçlü ve yaygın tarikatlarına ilgi göstermeyip Bursa’da meskûn bir şeyhi neden ve nasıl tercîh ettiği meçhûl olmakla birlikte onun tasavvufî ve ilmî kişiliğinden hareket ederek birtakım gerekçeler ileri sürülebilir.

Bu çerçevede akla ilk gelen ihtimâl, Bosnevî’nin İbnü’l-Arabî düşüncesine fıtrî yatkınlığının olması ve bu düşüncenin o dönemde daha çok Bayrâmî melâmiliği ile temsil edilmiş olmasıdır. Bosnevî’nin melâmî kimliğini öne çıkarması ulemâ ve tarikatler canibinden tenkitler almasına sebep olmuş olabilir. Zira zaman zaman bu kesime karşı çeşitli eleştiriler yapılmıştır. Ama bu tenkitler Bosnevî’nin hem sûfîler hem de devlet ricâli arasında saygı duyulagelen bir zât olmasına engel olamamıştır.

İlginizi Çekebilir  Ulu Arif Çelebi

Melâmîliğin Arap bölgelerinde yayılmasına hizmet eden Bosnevî, 1046 yılında hem hac amacıyla hem de çeşitli kültürel ilişkilerde bulunmak üzere seyahate çıkar. Önce Mısır’a giden Bosnevî, burada çeşitli çalışmalarda bulunduktan sonra Hicaz’a geçer. Hicaz’da hac vazifesini yerine getirmenin yanında üst düzey muhtelif siyasi ve ilmî muhitlerle ilişkiler kurar.

Hac dönüşü Şam’a uğrayan Bosnevî, burada hayatını eserlerini şerhetmeye ve fikirlerini yaymaya vakfettiği tasavvufî düşüncenin otorite ismi İbnü’l-Arabî’nin kabrini ziyaret eder ve uzun bir dönem kabrin civarında halvete girerek Şeyh-i Ekber’in manevî dünyasından feyz alır. Şam’dan sonra Îbnü’l-Arabî düşüncesinin ikinci önemli ismi ve üstadı olarak gördüğü Sadreddîn Konevî’nin kabrini ziyaret eder. Konya’da bulunduğu esnada hastalanır ve 1054/1644 yılında vefat eder. Vasiyeti üzerine üstadı Konevî’nin yanına defnedilir.

İlginizi Çekebilir  Bıçakcı Ömer Dede (k.s.)

Verdiği eserler açısından velûd bir yazar olarak kabul edebileceğimiz Bosnevî, bu eserlerindeki entellektüel birikim ve derinliğini Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinin yardımıyla İslam âlemine sunmuştur. Farklı hacimlerde ve zengin yelpazede verdiği takriben 60’ın üzerinde olan eserlerinin, hemen hepsinin tasavvuf üst başlığına bağlı kalarak değerlendirilmesi mümkündür.

Kaynak ; Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler , Mustafa Kara , Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları , 2012